Şarkınız ‘Miş Miş’in klibi 180 milyondan fazla izlendi... Bir şarkıyla şöhreti yakaladınız... Sizin için her şey bu kadar kolay mı gelişti?
Hayır. ‘Miş Miş’ şarkısının başarısını yaşamadan önce ağır travmalar geçirdim. Riff Cohen’le görüşme, sözlerin değişmesi, yeniden yazılması, imza bekleme süreci... Daha öncesinde de iki çalışmam olmuştu. Onlarda da başarısız tanıtımdan dolayı duvara toslamıştım.
Yaşadıklarınız size ne öğretti?
Hayatın inişli çıkışlı olduğunu öğrendim. Ne zaman bir yere doğru hafifçe düşmeye başlasan o sırada ruhun acı çekiyor ama bir şeyler de öğreniyorsun. O öğrendiklerinle ayakta kalıp başarılara imza atıyorsun. Ben her düşüşün beni ayağa kaldırdığını, her dibe vuruşun suyun üstüne fırlattığını gördüm. Acı beni güçlendirdi.
Peki, hangi noktada “oldu” dediniz?
Bir gün taksiye bindim, baktım ‘Miş Miş’ çalıyor. İndim, yolda yürürken bir kafenin önünden geçtim, yine şarkım çalıyordu. Sonra bir kulübe girdim ve yine ben çalıyorum. O an yere eğildim, “Ben patladım” dedim. Gerçek anlamda patlamak kelimesinin anlamını yaşadım. Sonra da ‘Yankı’ isimli şarkım ikinci kırılma noktam oldu. 100 milyon izlenmeye yaklaştı. Tekrar küllerimden doğdum. O şarkıda Deniz Erten ve Sezen Aksu’nun yazdığı “Eğilsem bile devrilmem” sözleri benimle birlikte birçok insana güç verdi.
Hayatı boyunca ‘patlamayı’ bekleyen biri miydiniz?
Patlamayı beklemedim, hak ettim. Yıllarca eğitim gördüm, konservatuvara gittim. Serdar Ortaç, Gülşen, Yaşar gibi isimlere yıllarca vokal yaptım. Sadece güzel bir iş yapmak ve hakkımı almak istiyordum, şu an da o yoldayım.
Bu başarılar üzerinizde baskı yarattı mı?
Son röportajımızda sana “Daha da çok tıklanacak şarkıyı buldum” demiştim. Ama öyle bir şey olmadı. O söz bana büyük hayat dersi oldu. İnsan bir rüzgâra kapılıyor ama sakin olmalı. Ben müziği ‘tık’ için yapmamayı öğrendim, artık hiç umursamıyorum. Ayakta kalmam, para kazanmam gerekiyor ama ben dünyaya iyi müzik yapmak için geldiğime inanıyorum.
Hayatta neler değişti?
Ne arabam, ne evim, ne saçımın rengi değişti. Her şey aynı kaldı. Yine evinde kedisiyle oturan, kamp yapan, aynı arkadaşlarıyla vakit geçiren biriyim. Tek değişen müziğimin daha iyi olması.
Herkesin single çıkardığı dönemde siz 14 şarkılık bir albüm yaptınız. Bu nasıl bir cesaret?
Çıkardığım single’lar sonrası bu cesareti artık göstermek zorundaydım. Bu albüm hayatımda sahip olduğum en kıymetli şey. Çok zor oldu, çok zaman aldı, elimde olan bütün iyi şeyleri içine koydum, benim için bir altın madeni.
Her gün bir yaz şarkısı ya da albüm çıkıyor. Neden sizinkini dinleyelim?
Şarkıları arka arkaya dinlendiğinde bir hikâye oluşsun istedim. Hayat çok ciddi, üç dakikalık bile olsa insanlara iyi gelecek parçaları seçtim. Bu albüm kısaca pes etmeyen, bazen gitmek isteyen bir kızın hikâyelerinden oluşan bir kitap gibi... İçinde bir çok ruh ve duygu barındırıyor.
Albümün ilk çıkış şarkınız ‘Ben Bazen’de “Gitmek istiyorum uzaklara, kaçmak istiyorum bu iklimden, belki de kendimden” diyorsunuz... Sizin de kaçmak istediğiniz zamanlar oluyor mu?
Hayat hep dümdüz gitmiyor bazen yukarıya çıkıyor, bazen aşağıya iniyorsun. Ben de bazen kaçmak istiyorum. İnsanın kendi göçünü yaşaması, bir yerlere gidip kendini dinlendirmesi gerekiyor.
Nelerden kaçmak istiyorsunuz?
Yalanlardan, insanların yoruculuğundan, kavgalardan ve arılardan kaçmak istiyorum. Çünkü arı korkum var (Gülüyor).
Albümde favoriniz var mı?
Albümde birden fazla favorim var. Zaten ‘Ben Bazen’ çıkış şarkısıydı ancak ‘Pes Etme, Aşkın Olayım, Öpücem, Ayrılık Yazması, Hu, İster İnan İster İnanma, Kalp Kırmak’ gibi favorilerim var.
Sizin başarı kıstasınız nedir?
Başarı bence insanların çoğunluğunun şarkıları sevip dinlemesi demektir. Onların seveceğine inandığım şarkılar yaptığım için de çok fazla önem veriyorum buna… Fakat başarı kıstası olarak şarkılarımın insanlar tarafından dinlenip, radyolarda çalması ve konserlerde tek bir ağızdan şarkılarıma eşlik etmesi bence başarıyı anlatıyor zaten.
Müzisyen olmak için sizce eğitim şart mı?
Ben konservatuvarlı bir şarkıcıyım. Aynı zamanda da alaylı müzisyenim. Hem okudum hem de piyasada yıllarca çok değerli müzisyenlere vokalistlik yaparak kendimi geliştirdim. Ancak eğitimin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tabii ki eğitimsiz seslerin çok iyi şarkılar söylediğini de gördüm. Bunun bir yetenek olduğuna inanıyorum. Bu yetenek eğitimle birlikte taçlanırsa sanatçının kariyer hayatı için çok daha güzel bir süreçte ilerleyeceğini düşünüyorum.
Hayallerinizin tam olarak neresindesiniz?
Hayallerimin tam olarak istediğim yerinde olduğumu düşünüyorum. Çok uzun zamandır bu işe emek verdim, güzel bir ekip kurdum. Projenin prodüktörlüğünü de kendim yaptım.
Sahte tık ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Sahte tık durumu kendi açımdan baktığım zaman bana çok inandırıcı gelmiyor. Ancak böyle şeyler yapıldığını duyuyorum. Yapanlara da naçizane tek bir fikrim var; gerçeği görmelerini onlara tavsiye ediyorum.
Kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz?
Spor yapıyorum. Hâlâ şan dersleri almaya devam ediyorum. Kendime kıymet veriyorum. Kitap okuyorum, bol bol geziyorum, bol su içiyorum. Güzel hissetmek için her şeyi yapıyorum. Yoga yapıyorum, meditasyon yapıyorum, kamp yapıyorum.
Hayalinizdeki sahne ortamı nasıl bir ortam?
Benim sahne ortamım insanların eğlendiği, kalabalık konserlerin verildiği yerlerde orkestram ile beraber onlara şarkılarımızı söylediğim ve bazen dans edip onlarla aynı duygunun içerisine girdiğim ortam olarak betimleyebilirim. Hayalimdeki sahnede, slow şarkıları hep bir ağızdan söylemek var. Daha da iyi sahneler ve daha da iyi konserler izliyor olacaksınız ilerleyen günlerde.
Simge için güzelliğin tarifi nedir?
Güzellik içeride başlar, dışarıya yansır. Dünyanın en güzel kadınları veya en yakışıklı erkekleri dahi olsalar eğer iç güzellikleri yoksa ruhunda o dış güzellik bana çok fazla bir şey ifade etmiyor. O yüzden içi güzel insanların hepsinin, çok güzel olduğunu düşünüyorum.
* Anne tarafım Arnavut, baba tarafım Amasyalı. Ben İstanbul, Kurtuluş’ta doğdum. Üç kardeşin ortancasıyım.
* Babam gitaristti. Bizim evde hep müzik vardı ben de kendimi keşfetmeye başladığımda en iyi yapabildiğim şeyin bu olduğunu anladım. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde klasik Türk müziği okudum.
* Güzellik takıntısı olan biri değilim. Sağ belimde ‘respect’ (saygı) yazan bir dövme var. Çünkü saygısızlığa dayanamıyorum.
* Bir kedim vardı. Ondan bahsederken “Kızım var” dediğim için insanlar gerçekten bir kız çocuğum var sandı. Oysa çocuğum yok.
Yorumlar
Kalan Karakter: