Bütün Türkiye’yi yasa boğan Narin Güran olayının ardından Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi Kadın Sekreteri Nurcan Eğlenti basın açıklaması yaptı. Türkiye’de çocuğa yönelik ihmal, şiddet ve istismar olaylarına dikkat çeken Eğlenti, yaşanan ihmal ve istismar olaylarının her yıl artış gösterdiğini ve mevcut yasaların çocukları koruyamadığını belirtti.
Şube binasında açıklamalarda bulunan Nurcan Eğlenti: “Türkiye’de çocuğa yönelik ihmal ve istismar; çocukların yaşam haklarını ortadan kaldıran, çocukların çocuk olma, sağlıklı bir şekilde ve haklarıyla yaşama ve büyümelerini engelleyen çok ciddi bir sorun. Üstelik tespit edilebilen, kamuoyuna yansıyan, yani bizlerin gördüğü ve bildiği örnekler, yaşananların tamamını yansıtmadığı gibi buzdağının görünen kısmı olduğu da aşikardır. Çünkü çocukların karşı karşıya olduğu olası riskleri ve sorunları erken aşamada tespit edebilen ve önleyebilen bir sistem henüz mevcut değil” dedi.
TABLO İÇLER ACISI
Türkiye’de sadece ÇİM (Çocuk İzlem Merkezi) bulunan illerde, mağdur çocuklardan alınan ifadelerdeki sayısal artış ve istismarın kimler tarafından uygulandığı yönünde bir veri tabanı oluşturulması dahi büyük resmi ortaya çıkarmaya yetecektir diyen Eğrenti: “2023 yılındaki savcılık verilerine baktığımızda, ortaya çıkan tablo içler acısıdır. Savcılıklara gelen; çocuklara uygulanan cinsel istismar dosya sayısı 66 bin 138. Mahkemelerde görülen çocukların cinsel istismarı dava sayısı 14 bin 919. 2023’te bu suçtan mahkûm olan kişi sayısı 7 bin 88. İstismara uğrayan, kamuoyunda gündem olan, yaşam hakkı elinden alınan her çocuğun hikayesi, bize çocuk koruma sisteminin, çocuklara yönelik ve çocukları da ilgilendiren konulardaki politikaların eksiklerini, zayıflıklarını, yanlışlıklarını göstermekte, aynı zamanda çocukları koruyacak bir sistem için neler yapılması gerektiğini göstermektedir. Her bir çocuğun hikayesi aynı zamanda iktidara, tüm devlet kurumlarına, buralarda görevli olanlara, örgütlü kurumlara, çocuk alanında çalışan örgütlere sorumluluklarının ne kadar hayati olduğunu da hatırlatmaktadır” dedi.
SİSTEMDEKİ ZAAF
Türkiye’de hâkim kılınmaya ve aileyi kutsayarak inşa edilmeye çalışılan muhafazakâr kültürel yapı, çocuğa yönelik aile içi istismar olgularının da açığa çıkarılmasını engellemektedir diyen Eğlenti sözlerine şöyle devam etti: “Narin’in yaşadıkları ve ölümü de, çocukların korunmasındaki eksikleri ortaya sermektedir. Etkin işlemeyen çocuk koruma sistemi de, çocuklarla ilgili hemen her konudaki sorumluluğun ve inisiyatifin ailelere bırakılması da, çocukların devlet kurumları tarafından etkin şekilde izlenmesindeki ciddi boşluklar da, çocukla ilgili sorun ortaya çıktıktan sonra işleyen müdahale sisteminin çocuğu koruyamaması da, adalet sistemindeki eksikler de, yaşananların gizlenmeye çalışılması da Narin’i yaşamdan kopartılmasına zemin hazırlayan faktörlerdir. Sistemdeki her zaaf, çocuklara zarar vermek isteyenler için cesaretlendirici olmaktadır. Türkiye’de hâkim kılınmaya ve aileyi kutsayarak inşa edilmeye çalışılan muhafazakâr kültürel yapı, çocuğa yönelik aile içi istismar olgularının da açığa çıkarılmasını engellemektedir. Maalesef Türkiye Yüzyılı olarak ifade edilen bu dönemde çocukların eğitim, sağlık, beslenme gibi birincil ihtiyaçlarının karşılanması, tüm çocukları kapsayacak şekilde bir hak olarak sağlanmamaktadır. Çocukların ihtiyaçlarını tespit edecek ve karşılanmasını sağlayacak yeterli bir takip sistemi de hala kurulamamıştır. Aksine aile, kadın ve çocuklara yönelik uygulanabilecek temel politikaların çeşitli biçimlerde cemaat ve tarikatlara devredildiği görülmüştür.”
Yorumlar
Kalan Karakter: