İklim değişikliği, sürdürülebilirlik, karbon ayak izi gibi çevre odaklı kavramlar her geçen gün daha sık gündeme gelirken, Çevre Mühendisi Bilkan Sert’ten dikkat çeken açıklamalar geldi. Sert, çevre sorunlarının çözümünün yalnızca uzmanlara bırakılmaması gerektiğini vurgulayarak, bireysel farkındalığın ve sorumluluğun altını çizdi.
“Çevre krizinde herkesin payı var” diyen Sert, toplumun genellikle çevreyi koruma sorumluluğunu büyük aktörlere yüklediğini ancak bu yaklaşımın yetersiz ve hatalı olduğunu belirtti. “Bir kişinin tüketimi az olabilir, arabası olmayabilir, ama bu onu çevresel etkilerden muaf tutmaz” diyen Sert, bireysel eylemlerin toplumsal dönüşümdeki gücüne dikkat çekti.
“Farkındalık yukarıdan değil, bireyden başlar”
Sert, “Bireyler, davranışları ve vizyonlarıyla önce ailelerini, sonra mahallelerini, yerel yönetimleri ve sonunda hükümet politikalarını etkiler. Bu nedenle birey olarak üzerimize düşen görev büyük” ifadelerini kullandı.
Atık yönetimi konusunda Türkiye’nin önemli adımlar attığını ancak hala istenilen bilinç düzeyine ulaşamadığını ifade eden Sert, günde kişi başı ortalama 1 kilogram atık üretildiğini ve bunun yarısının ambalaj atığı olduğunu vurguladı. Sert’e göre, bu atıkların doğru ayrıştırılamaması geri dönüşüm oranlarını düşürüyor.
“Çevre bilinci ceza ile değil, alışkanlıkla oluşmalı”
Kısa vadede ödül sistemlerinin etkili olabileceğini söyleyen Sert, kalıcı çözümler için caydırıcı cezaların gerekliliğine dikkat çekti: “Gelişmiş ülkelerde çevre başarısını sağlayan şey ödül değil, ayrıştırmayanlara uygulanan caydırıcı cezalardır. Bizde ise sistem hâlâ menfaat odaklı. Oysa çevre koruma bir alışkanlık haline gelmediği sürece sürdürülebilir olamaz.”
“Dişinizi fırçladığınız için ödül almıyorsunuz”
Sert’in en dikkat çeken benzetmelerinden biri ise atık ayrıştırmayı diş fırçalama alışkanlığıyla karşılaştırması oldu: “Dişinizi fırçaladığınız için kimse size ödül vermez. Çünkü bu bir sağlık standardıdır. Aynı şekilde atık ayrıştırmak da ödül beklenmeden yapılması gereken bir yaşam standardı olmalıdır.”
Yerel yönetimlerin rolü ve halkın yaklaşımı
Yerel yönetimlerin çevre konusunda destekleyici olması gerektiğini belirten Sert, halkın zaman zaman “kapıma kutu koymazsanız çöpe atarım” gibi yaklaşımlar sergilediğini, bunun da farkındalığın yeterince oluşmadığını gösterdiğini belirtti. Tüm atık türleri için ayrı ayrı kutular koymanın hem şehir planlaması hem maliyet açısından zor olduğunu da ekledi.
Sanal su tüketimine dikkat çekti
Sert, su tüketimi konusuna da değinerek, yalnızca musluktan akan suya değil, dolaylı yoldan harcanan "sanal suya" da dikkat çekti. “Günlük doğrudan su tüketimi 600 litre civarındayken, sanal su tüketimi 6000 litreyi bulabiliyor. Özellikle tekstil ve gıda ürünlerinin üretim süreçleri devasa su tüketimine neden oluyor,” dedi.
“Instagram için mi, gerçekten ihtiyaç için mi alıyoruz?”
Sosyal medyanın tüketim alışkanlıklarını etkilediğini belirten Sert, alışverişlerde insanların “Bunu Instagram’da paylaşmayacak olsaydım yine de alır mıydım?” sorusunu kendilerine sormalarını önerdi. “Paylaşım satın alması” denilen bu yeni tüketim modelinin ciddi bir çevre sorunu haline geldiğini ifade etti.
“Sistemi kurtaracak olan bireylerdir”
Bilkan Sert, sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Ne belediyeler ne bakanlıklar tek başına çevreyi kurtaramaz. Eğitim, teşvik ve denetim mekanizmaları ancak farkındalığı yüksek bireylerle işler. Asıl çözüm bireyde başlar, sistem bireyle çalışır.”
Yorumlar
Kalan Karakter: