Serkan Onur Yılmaz 323 gündür ölüm orucunda

İnsan Hakları Derneği (İHD) Antalya Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Antalya Şubesi ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Antalya Temsilciliği, bugün Antalya Adliyesi önünde ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, YGC tipi hapishanede tutulurken başka bir cezaevine sevk talebiyle ölüm orucuna başlayan mahpus Serkan Onur Yılmaz'ın kritik sağlık durumuna dikkat çekildi ve taleplerinin bir an önce kabul edilmesi istendi.

Açıklamayı Avukat Ezgi Demir okudu. Demir, 2020 yılından bu yana inşa edilen ve kamuoyunda “kuyu tipi hapishaneler” olarak bilinen Y Tipi, YGC Tipi ve S Tipi cezaevlerinin insanlık onurunu zedelediğini vurguladı. Bu cezaevlerinin mimari yapıları ve idari uygulamalarıyla ağır bir tecrit sistemini dayattığını belirten Demir, “Mahpusların sadece günde 1,5 saat havalandırmaya çıkarıldığı, pencerelerinde tel ızgaraların bulunduğu, sosyal ve fiziksel temasın yok sayıldığı bu yapıların işkence niteliği taşıdığı” ifadesini kullandı.
 

"Serkan Onur Yılmaz yürüyemiyor, yutkunmakta zorlanıyor"

Demir, ölüm orucunun 323. gününde olan Serkan Onur Yılmaz’ın artık hayati eşiği geçtiğini belirterek, “Yılmaz yürüyememekte, eklem bölgelerinde morarmalar oluşmakta ve yutkunmada zorluk çekmektedir. Her geçen gün hayati bir risk taşımaktadır” dedi. Yılmaz’ın Bolu F Tipi Cezaevi’ne sevk edildiğini ancak Antalya YGC Tipi Cezaevi’nde kalan 8 arkadaşının da sevk edilmesi talebiyle ölüm orucuna devam ettiğini vurguladı.
 

"Kuyu tipi hapishaneler derhal kapatılmalı"

Açıklamada, kuyu tipi olarak nitelendirilen hapishanelerin hiçbir yasal dayanağı olmaksızın inşa edildiği ve mahpusların rızası dışında buralara sürgün edildiği belirtildi. Ulusal ve uluslararası insan hakları sözleşmeleriyle bağdaşmayan bu uygulamaların derhal sona erdirilmesi gerektiği vurgulandı.

Ortak açıklamanın sonunda şu çağrıda bulunuldu:
“Acilen Serkan Onur Yılmaz’ın talepleri kabul edilmeli, insanlık onurunu zedeleyen, işkence niteliği taşıyan kuyu tipi hapishaneler kapatılmalıdır. Toplumun tüm duyarlı kesimlerini, bu insan hakkı ihlaline karşı ses çıkarmaya çağırıyoruz.”