CHP’lilerden duyduğum “AKP’ye ders vereceğim. Bizim CHP’den bir şey olmaz bu nedenle oyum HDP’ye” diye başlayan cümleleri daha önce sizlerle paylaşmıştım.
Bu cümlelere ilaveten şimdilerde duyduğum “Karar veremedim HDP’ye mi oy versem, MHP’ye mi oy versem” diyenlerin sayısının her geçen gün arttığı…
Nasıl, olacak iş mi? dedim kendi kendime…
BU memleket CHP’den AKP’ye, AKP’den CHP’ye geçişleri gördü de, MHP ve HDP arasında kalan seçmeni ilk kez duyar oldu…
Bu nedenle önümüzdeki seçimlerin çok farklı olduğu kanaatini taşıyorum.
7 Haziran’da yapılacak genel seçimlerde ideolojiden uzak tamamen stratejik bir seçim olacak. Sanki herkesin elinde bir hesap makinesi var. Türkiye Millet Meclisi’nde milletvekili dağılımı yapılıyor.
O girerse, bunun milletvekili sayısı azalır cinsinden hesaplar bunlar…
Anketlerde de bir karmaşa var. HDP’nin oy oranı artarken, MHP’nin de oy oranı artıyor. Ters orantılı ilerlemenin nedeni oy dağılımının ideolojiden uzak olması bana göre…
CHP’de gerçek hesaplar ancak ön seçimden sonra oraya çıkacak…
AKP’de ise 13 yıldır umduğunu bulamayan artık umudu da kalmamış seçmenlerin durumu…
Onların yapacağı tek şey başka bir partiye oy vermek değil, sandığa gitmemek olur… Ayrıca AKP’nin içinde bulunduğu en büyük sıkıntı Recep Tayyip Erdoğan olmadan girilecek ilk seçimde kendi içlerinde hesaplaşma süreci açısından da önemli olan ilk sınavı vermek olacak.
Seçimlere 79 gün aldı, 7 Nisan tarihinden sonra milletvekili listeleri de ortaya çıkacak. Listeler de her seçimde olduğu gibi partilerin içinde gruplaşmalara, intikam duygularına dönüşecek.
Bu durumları tek tek değerlendirip, üst üste koyarsanız eğer, evdeki hesaplar bu kez çarşıya uymayacak gibi duruyor!..
Hal böyle olunca bana göre 7 Nisan’dan sonra yapılacak anket ve kamuoyu yoklamaları siyasi partilerin seçim çalışmaları açısından önem taşıyor. Çünkü vatandaş artık oyunu saklamıyor. Sadece yapacağı tek şey sandığa gitmemek oluyor…
Yorumlar
Kalan Karakter: