Saadet Partisi Antalya İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Aylık Divan Toplantısı’nda konuşan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Saydam, Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasi gündemine ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Saydam, ülkede yaşanan sorunların “geçici pansumanlarla değil, kapsamlı ve ahlaki bir devlet yönetimiyle çözülebileceğini” vurguladı.
“Büyüme ekranda artıyor ama vatandaşın sofrasındaki ekmek küçülüyor”
Türkiye ekonomisinin gerçek anlamda bir refah üretmediğini söyleyen Saydam, açıklanan büyüme ve ihracat rakamlarının toplumun geniş kesimlerine yansımadığını dile getirdi.
Saydam: “Bugün büyüme rakamları ekranda artıyor ama vatandaşın sofrasındaki ekmek küçülüyor. Rakamlar değil, hayat pahalılığı konuşuyor. Enflasyon haneleri eritiyor, kira ve enerji maliyetleri gelirin çok üzerinde artıyor.”
Sanayicinin finansmana erişemediğini, üretici-tüketici zincirinin bozulduğunu ve emekçilerin geçim baskısı altında ezildiğini belirten Saydam, ekonomik politikalarda yapısal dönüşümün zorunlu hale geldiğini söyledi.

“Bizim anlayışımız huzur ekonomisidir”
Saadet Partisi’nin ekonomi vizyonunu “huzur ekonomisi” kavramıyla özetleyen Saydam:
“Büyüme raporlarda değil, hayatın içinde olmalıdır. Huzur ekonomisi, iyileşmenin vatandaşın cüzdanında, mutfağında, geleceğe dair umutlarında hissedilmesidir” dedi.
“Turizmin geliri otellerde birikiyor, esnaf pay alamıyor”
Antalya’nın turizmin lokomotifi olmasına rağmen kentin bu pastadan yeterince pay almadığını söyleyen Saydam, gelir adaletsizliğine dikkat çekerek: “Turizmin geliri otellerde birikiyor, esnafın yüzü gülmüyor. Yerel üretici bu pastadan pay alamıyor.”
Antalya’nın yalnızca yaz aylarında değil, 12 ay turizm potansiyeline sahip olduğunu hatırlatan Saydam, sağlık turizmi, spor kampları, kongre turizmi ve kültürel rotalara yapılacak yatırımların istihdamı ve kent ekonomisini güçlendireceğini ifade etti.
“Antalya betonla değil, doğasıyla var olur”
Konuşmasında çevre ve şehircilik politikalarına da değinen Saydam, kentin yoğun yapılaşma baskısı altında olduğuna dikkat çekti: “Antalya betonla değil, doğasıyla var olur. Kıyılar ve su kaynakları korunmazsa turizmin sürdürülebilirliği de kalmaz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: