Öncelikle BİK’in tanımlaması ile başlayalım. BİK’te kaç kişi çalışıyor? Görev alanı nedir? BİK ne iş yapar?
Basın İlan Kurumu 2 Ocak 1961 yılında, 195 sayılı kanun ile kuruldu. Kurum kurulmadan önceki ilanların dağımı ne şekilde oluyordu? Çeşitli şirketler vasıtasıyla ilanlar dağıtılıyormuş. Kurulduktan sonra içeriğine bakılmaksızın ilanların, eşit bir şekilde, kontenjanlara göre dağılmasını üstlenmiştir. Kurumda toplam 390’a yakın kişi istihdam edilmekte ve yaklaşık 41 ilde de faaliyet gösteriyoruz.
Antalya’da kaç personeliniz var?
Şu anda 6 personelimiz var. Büyükşehir sınırları içerisinde bütün Antalya bize dahil.
Sizin denetiminizde kaç gazete var şu an?
Resmi ilan alan 31 gazete var, 3 tane de beklemede olan var. Toplam 34 tane.
Bu gazete sayıları ile ilgili son 2 yıldır konuşulan bir konu var. Gazete sayılarında bir düşüş meydana gelecek mi?
Ben 15 Mayıs 2014 tarihinde buraya atandığımda sorulan soru buydu. İnsanlar hayırlı olsuna gelindiğinde ‘Gazeteleri kapatacak mısınız?’ diye sorarlardı. Bizim kapatmayla alakalı bir yetkimiz yok. Bunu ayrıştırmak lazım. Biz şartlara uyulup uyulmadığına bakarız. Bunu bazıları kapatma olarak düşünüyor, ama bizim öyle bir yetkimiz yok. Gazete sayısı düşer mi, düşmez mi? bilemiyorum elbette. Ancak gazetelerin gelir gider dengesine baktığınız zaman, resmi ilan dışında bir gelirleri olmadığını görüyoruz. Yani öze ilanlar çok az. Konuştuğumuz gazete sahipleri başka işler de yaptıklarını ve oralardan kaynak sağladıklarını söylüyorlar. Nereye kadar gider? Yarın falanca bir gazete ‘Ben kazanamıyorum’ diye kapatırsa onun bileceği iş. Ama bizim gazete sayısı çok fazla ‘kapatıyoruz’ gibi bir şey deme yetkimiz yok.
Böyle bir birleşme daha önce oldu mu?
Gazetelerin birleşme durumunu, ilk olarak Erzurum’da yaptık. Ben 1 yıl uğraştım gazeteleri birleştirebilmek için. 16 gazeteyi 4’e indirdik, ama inanılmaz bir efor sarf ettik. Mesela, toplanıyoruz herkes tamam diyor. Bir tanesi dışarı çıkıyor, ‘Ben vazgeçtim’ diyor. Böyle zorluklar yaşadık. Oradaki en büyük avantajımız, hepsi bu işin böyle gitmeyeceğine ikna oldu. Erzurum’da 16 gazete vardı. Yerel gazetelerdeki kalitenin artması adına birleşmeye ikna oldular ve şuan güçlü gazeteler var Erzurum’da.
Peki, sizce Antalya’da ideal sayı kaç olmalı?
Erzurum’da 4 tane güçlü gazete varsa, Antalya’da da bu sayı 4 olmalı. Yani 4 yada 5 gazete Antalya’yı taşır. Antalya, Türkiye’nin hatta Dünyanın çok önemli bir şehri. Bunu zaten EXPO 2016 ve G20 Zirvesi ile kanıtlamış durumda. Artık Dünya’da ülkeler değil şehirle konuşuluyor. Antalya inanılmaz bir ivme kazandı. Ama bunun yanında reklam noktasında şehirde hiçbir şey yok. Özel ilan çok az.
Gazetelerin belli bir tiraj oranları var. İnsanların çoğu gazeteleri alıp okumuyor ama internete girip okuyor. Tıklama sayılarına baktığınızda yerel tirajınızın belki de 10 katı. Bu tür haber sitelerinin resmi ilan alması için çalışma hangi aşamada?
Tasarı mecliste alt komisyonda bekliyor. Bununla alakalı tasarı genel kurula çıkmadığı için henüz şekillenmedi. Yani bu ilanlar bize mi verilir, belli değil. Ama bize verileceği kanısındayım. Çünkü bizim tecrübemiz var bu konuda. Daha sonrasında genel kurulda farklı bir durum ortaya çıkar mı bilmiyoruz tabi. Bu çalışmadan sonra internet sitelerinde inanılmaz bir artış oldu. Ben bu siteyi açayım, belki resmi ilan alırım diye düşünüyor insanlar. Gazeteye verilen şartlar gibi şartlar illaki konulacaktır. Bir de artık internetin önünde duramıyorsunuz. Dünya’nın herhangi bir yerinden sisteme girerek görebiliyorsunuz. Ancak önemli bir nokta internet siteleri için, ayrı bir bütçe olmalı. Çünkü elimizdeki bütçe gazetelere yetmiyor. Bu pastayı da ikiye böldüğünüzde bir mağduriyet ortaya çıkacak. Buna ayrı bir bütçe verilmesi gibi bir durumun olduğu yönünde duyumlarımız var.
Ulusal basının tirajlarına bakın. Tıklanma sayılı oldukça fazla. Artık herkesin önünde bilgisayarlar var. Sabah işe gittiğinde internetten gazeteleri okuyorlar. Bir tıkla her yere bakıyor. Ertesi gün gazeteyi almaya tenezzül etmiyor. Çünkü haber bayatlamış oluyor. Genç jenerasyon özellikle hiç almıyor.
Bir kişi lise diplomasıyla savcılığa gidip gazete açabiliyor. Başka bir sektörde yok böyle bir şey. Bununla ilgili BİK’in bir çalışması var mı?
Yasa kurulurken BİK’in görevi aracılık hizmeti olarak belinlenmiş. Yani gazete nasıl çıkar ya da çıkmaz konusu BİK’in çalışma alanında değil. Resmi ilanların gazetelerde yayınlanası ve denetlenmesi işini yapıyoruz.
Yeni mevzuatla ilgili çalışmalar var. Mevzuatta çok değişiklik olacak diye duyduk. Doğru mu?
Çalışılıyor ama taslak daha bizim elimize ulaşmadı. Çalışma esnasından bizden de görüş alınıyor. Taslaklar bize gönderiliyor, ondan sonra şekilleniyor.
Peki, değişiklikler gazeteler lehine mi olacak?
Hiçbir şey gazetelerin aleyhine olmadı şimdiye kadar. Mevzuat bize, “Sen bunu denetleyeceksin, düzgün yapılıp yapılmadığına bakacaksınız” diyor size de “Şartlar neyse siz de onu yerine getireceksiniz” diyor. Yoksa biz bir öcü gibi, kavga eden bir kişi gibi niye gazetecilik yapıyorsun git başka bir iş yap deme gibi bir durumumuz yok. El birliği ile nasıl yaşatırızın peşindeyiz. Mesela kurum; gazetecilere sıfır faizli 4.200 lira kredi veriyor. Çalışamaz durumda olan gazetecilere 4,000 tl. Ölüm yardımı olarakta 6 bin lira yardım yapıyor geri ödemesiz. Bu tür kolaylıkları da var.
Her ne kadar aracı kurum, ajans gibi değerlendirilse de siz bizi denetlerken özel haberimizden, habercilik anlayışımıza kadar değerlendirmeler yapıyorsunuz. Ama siz BİK’e elaman alırken maliye mezunu bile alınabiliyor. Bizim işimizi bilen biriyle muhatap olamıyoruz biz. Sizin için de bir düzenleme var mı? Biz mesela işi bilen, gazeteci ile muhatap olmak isteriz.
İlan servisi için iletişim fakültesi mezunları alınıyor. Ama denetleme de muhasebe tarafına bakılan işlerde bu tür mezunlar alınıyor. Artık her bölümden eleman alınma gibi bir şey yok.
3 tane gazetenin 3’ünde de özel haber damgası var ve üçü de aynı haber. Hem de manşetten. Biz özel haber arıyoruz, koşturuyoruz, araştırıyoruz. Haber yapıp, yayınlıyoruz özel haber damgasıyla, aynı haberi birkaç gün sonra başka bir yerde özel haber damgasıyla görüyoruz.
Özel haber tanımının ortak bir şeyi yok. Size göre özel haber farklıdır, başkasına göre özel haber farklıdır. Bunun ortak bir tanımı olmadığı için oluyor böyle şeyler. Dolayıyla bununla ilgili sürekli talepler ve sıkıntılar var. Bu tadilatla birlikte, kalkacak bu durum ortadan. Takdir edersiniz ki 34 gazete var. Bunları akşama kadar köşe bucak okusanız bile 30. gazeteye geldiğiniz de, ilk okuduğunuz gazetede hangi haber vardı diye aklınızda kalamayabiliyor. Tespit ettiğimiz bu tür haberleri kontrol servisine bildirerek yararlandıkları kontenjandan düşürerek mahsup ediyoruz.
Biliyorsunuz gazeteler, diğer sektörlerden, devletten teşvik ve destek alamıyor. Gazete olarak kredi talep edildiğinde İstanbul, Ankara ve İzmir dışında kabul ediliyoruz. Bu neye göre belirleniyor?
Kurum; 195 sayılı kanunla kurulurken, kanuna konulmuş bu durum. Kanun yazılırken İstanbul, Ankara, İzmir yazıldı. O yüzden o kanun halen devam ediyor. Özel bir şeyi yok.
Bütün şehir olduktan sonra Antalya’da resmi ilanda neler değişti? İlçelerin ve Antalya’nın oranları nasıl? Antalya’daki büyük kurumların ilanları ulusal gazetelere taşındı. Yüksek tiraj mevzusundan dolayı. Anaparalar ve büyük paralar Hürriyet, Sabah, Milliyet gibi büyük gazetelere gitmeye başladı. Bununla ilgili nasıl bir sistem yapılmalı?
Bütün şehir yasası ile beraber ilçelerdeki belde belediyeleri kapandı. Birçok yetki büyükşehirde artık. Yatırım programında örneğin Kaş’la ilgili bir durum varsa ilanı merkeze de geliyor, Kaş’a da geliyor. Kamu Hastanelerinin kurulması ile bazı sorunlar oluştu. Biz Antalya’da çözdük bunu. Kamu Hastaneleri Kurumu ile konuşarak bu ilçelerde çıkan gazetelerde ilanın verilmesi sorununu çözdük. Sonuçta onlar da bu ilanlarla hayatını idam ettiriyor. Bu görüşmeyi yaptıktan sonra ilçelere Kamu Hastaneleri Kurumunun ilanlarını verdiriyoruz. Merkezin burada avantajı olmuş oldu. Daha önce Kemer Devlet Hastanesi kendi ilanını yaparken, şimdi Kamu Hastaneleri Kurumu ilanını paylaşıyor. Yani ilanın sürelerine göre bir merkezde birde ilçede yayınlatabiliyorlar. Ulusallarla alakalı, öyle bir şey yok. İcra İflas Kanunu’nda tasarrufu icra müdürlerine vermiş. Dolaysıyla yıllardan beri sürekli gelen bir yasa. Büyük şehirle alakalı bir bağı yok. Bununla alakalı kararlar var. Örneğin Kemer’deki 500 bin liralık bir arsanın ulusal bir gazetede yayınlanması ne derece doğru? Yerele verilse katılım daha fazla olur mu olmaz mı? Bunlar tartışılıyor. Otel, fabrika gibi şeylerin ulusalda yayınlanmasına daha mantıklı gözüyle bakılıyor. Belki İstanbul’dan bir adam burada yatırım yapmak isteyebilir. Ama 50 binlik bir arsa için ulusala ilan vermenin bir anlamı yok. Çünkü maliyeti iki katı oluyor. Kanun bu konuda da yetkiyi icra müdürüne veriyor.
Onunla ilgili bir girişiminiz oldu mu?
İcra dairelerinin tamamını dolaştık. Adalet Bakanlığı tarafından UYAP denen bir sistem oluşturulmuş. İcra müdürleri “Ben bütün ilanları UYAP’a bağlıyorum’ diyor. Bunu Türkiye’nin her tarafından görebiliyor ve teklif verebiliyor. Örneğin 10 liraya satılırken, verilen tekliflerle 15 liraya çıkabiliyor. Şimdi Türkiye’nin her tarafından teklif verilebiliyor ve en iyi teklifi verende kalıyor. Gazeteye ilan vermenin bir anlamı kalmadı diyor. Daha önce internet yoktu. İnsanlar göremiyordu böyle bir şeyi. Ama mecra değişti.
Bütün şehir olmadan önce Antalya’da resmi ilan alan bir gazete ile bütünşehir sonrasında, yıl bazında aldığı ilanlarda bir artma ya da azalma oldu mu?
Miktarlar her geçen yıl artıyor. İlan sayısı ve icralar artıyor. Bakanlar Kurulu kararı ile her Ocak ayında ilan fiyatları değişiyor. Değiştiği için her yıl farklılık gösterebiliyor.
Antalya’da 13 tane resmi ilan alan gazete var. Diğer şehirlerle kıyasladığınızda Antalya’da basın sektörü nasıl? İlan reklam anlamında değil, gazetecilik anlamında. Antalya ile ilgili BİK’ten bir mesaj var mı Antalya’daki gazetelere?
Dünya şehri olan Antalya’daki gazetelerimiz durumu açıkçası çok parlak değil. Daha da iyi olabilir. Enleri çok fazla olan bir şehir çünkü burası. Ajans haberciliği değil de, muhabir haberciliği yapılarak, şehrin geleceğine bir ufuk tutulması gerekiyor. Haber ajansları, üç gün biz haber yapmıyoruz deseler gazeteler bitti, gazete çıkmaz yani. Bir şeyler üreterek bir yere gelinir.
10 yılda farklı illerde yöneticilik yapmışsınız. Unutamadığınız bir anınız var mı gazetecilikle ilgili, her zaman anlattığınız bir şey?
İlk aklıma gelen Erzurum’un Hasankale ilçesinde iki sayfa gazete çıkarmaya çalışan EKREM amca vardı. Emeklilik için yaşı dolmuş pirim gününü tamamlayamadığı için emekli olamıyordu. Kendisine kefil oldum bankadan para çekerek prim borçlarını yatırarak emekli olmuştu. İnanılmaz mutlu olmuştu. Hala bayramlarda arar sorar..çok güzel duygular bunlar..
Yorumlar
Kalan Karakter: