Şube binasında yapılan basın açıklamasında konuşan SES Antalya Şube Eş Başkanı Şükran İçöz, 17 Nisan’ın "Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü" olarak kabul edilmesi gerektiğini hatırlatarak, sağlık emekçilerine yönelik şiddetin sistemsel nedenlerine dikkat çekti.
“Şiddet üreten bir sistemle karşı karşıyayız”
İçöz, konuşmasında sağlıkta şiddetin yalnızca hasta ve hasta yakınlarından gelmediğini vurguladı. Liyakatsiz yöneticilerin uyguladığı mobbing, sendikal faaliyetler nedeniyle yaşanan siyasal baskılar ve ekonomik zorlukların da birer şiddet biçimi olduğunu ifade etti. “Sağlıkta dönüşüm” adı altında uygulamaya sokulan piyasacı sağlık politikalarının şiddeti artırdığını belirten İçöz, “Sağlık alanını kar elde etme alanı olarak gören, hizmeti metalaştıran sistemin yarattığı baskılar, hem çalışanları hem de toplumu hedef haline getiriyor,” dedi.
“Demokratik bir yaşam, şiddetsiz bir toplum”
Sağlık çalışanlarının zor koşullarda, düşük ücretlerle, yoğun nöbetlerle ve güvencesiz bir şekilde çalıştırıldığını vurgulayan İçöz, “Yıpranıyoruz ama yıpranma hakkı alamıyoruz. Ücretlerimiz eriyor, daha fazla çalışmaya zorlanıyoruz,” diyerek çalışma koşullarındaki adaletsizliklere dikkat çekti. Toplumda şiddetin bir kültür haline gelmeye başladığını ifade eden İçöz, bunun arkasında yoksulluk, kutuplaştırıcı siyaset ve eşitsizliklerin yattığını belirtti.
“Çözüm sistemin değişmesinde”
İçöz, sağlıkta şiddetin önlenmesi için sadece bireysel değil, toplumsal düzeyde yapısal değişim gerektiğini dile getirdi. “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın terk edilmesini, koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelenmesini ve sağlık hizmetlerinin demokratik, katılımcı bir yapı ile yeniden inşa edilmesini önerdi. SES olarak taleplerini sıralayan İçöz; sağlıkta şiddet yasasının bir an önce çıkarılmasını, güvenli çalışma alanları oluşturulmasını ve sağlık çalışanlarını hedef gösteren yayınlara karşı denetim getirilmesini istedi.
Toplumsal farkındalık çağrısı
Ayrıca, toplumda şiddet kültürünün önüne geçilmesi için ilkokuldan üniversiteye kadar insan hakları ve demokrasi temelli eğitimlerin müfredata eklenmesi gerektiği vurgulayan İçöz, Sağlık Bakanlığı’nın öncülüğünde kamu spotları ile toplumsal farkındalık yaratılması gerektiği de öneriler arasında yer aldı.
Basın açıklamasının sonunda, “Şiddetin çalışma ortamımızın bir parçası haline gelmesini kabul etmiyoruz. Etmeyeceğiz. Bu sistem değişene kadar mücadele edeceğiz,” denilerek, Dr. Ersin Arslan ve tüm yaşamını yitiren sağlık emekçileri anıldı.
Yorumlar
Kalan Karakter: