“Leke, Çizgi / Benek, Renk”adını yakıştırdığımız kukla oyunumuz; ilk kez 22 Temmuz 1978’deÇanakkale Tahta At Şenliğinde seyirci karşısına çıkmıştı. Son gösterimini29 Mayıs 1980 günüAlmanya Duisburg’dakiHambornRastkeller salonunda yaptı ve 66 gösteride, toplam 17.500 seyirciyle buluştu.Oyunun adı, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun resim anlayışını yansıttığı şiirindenödünç alınmıştı:“Dört küheylan çeker arabamızı / Bir leke, biri çizgi, biri benek, biri renk”
Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesininöğrencisi olan, kuklalarımızın ve afişlerimizin tasarımcısı arkadaşımız Zeki Dinlenmiş; kendi ders notlarından provalara getirmişti bu güzel mısraları. Hiçbir şiir kitabında bulamadığımız bu sözler, oğlu Mehmet Eyüboğlu’nun derlediği ve 1977 yılında Cem Yayınevi tarafından yayınlanan “Resme Başlarken” adlı kitapta yer aldı.
Bedri Rahmi, sadece tuvalleri değil, her yeri coşkuyla resimliyordu. “Mavi Yolculuk” yapanlar Göcek’teki Bedri Rahmikoyunda kayalar üzerine resmedilenbalığı iyi bilirler. İlk fresklerini 1943 yılında Ortaköy’deki Lido Yüzme Havuzu duvarlarına yaptı. Sonra Ankara’daki Büyük Tiyatro giriş kapısı üzerine ve İstanbul’daki Hilton ile Divan Otellerine duvar resimleri yaptı.
Brüksel’deki Expo Fuarı Türk Pavyonu ile NATO binasındaki seramik panolar da Onundur. Ayrıca, İstanbul’da Samatya Eğitim Araştırma Hastanesi ile Vakko fabrikasında, Ankara’da Etibank binası ve Marmara Otelinde seramik panoları vardır. Unkapanı İMÇ binaları ile Karaköy’deki Aksu yönetim merkezine de büyük duvar kabartmaları tasarlamıştır.
Adını Mimar Sinan Üniversitesi olarak değiştirdikleri,Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin o yıllardaki Bedri RahmiEyüboğluAtölyesi girişinde asılı duran“Ressamın Yemini”metninikendini resme veren dostlar için paylaşmak istiyorum:
“Bugüne kadar resim sanatı alanında yapıla gelmiş olanları inceleyeceğime…Kendini bütün dünyaya kabul ettirmişler arasındabeni en çok saranlarını ayırarak,onlara kendi aramalarımı, denemelerimi katacağıma…Alışıla gelmiş, basmakalıp, hazırlop, klişeleşmiş,çiğnene çiğnene tadı tuzu kalmamış hiçbir şeyi tekrarlamayacağıma…Elimden çıkan her lekeye, her çizgiye, her beneğe, her renge, kendi aklımı, kendi tecrübemi, kendi tasamı, kendi ömrümü, yüreğimi basacağıma…Aldığım nefes, içtiğim su, bastığım toprak,gözüm, kulağım, burnum, elim, belim, dilim üstüne yemin ederim!Yemini bozduğum gün buradan giderim!”
Yorumlar
Kalan Karakter: