NEDEN GERİDEYİZ?
Böyle bir yazıyı neden yazdım? Bu sorunun cevabı, trajik bir araştırmanın sonucunda gizli! Uluslar arası Yayıncılar Birliği’nin verilerine göre Türkiye’de bir yılda kişi başıan düşen kitap sayısı yalnızca 8.4! Türkiye İstatistik Kurumu verilerine bakıldığında ise durum daha kötü bir hal oluyor. Verilere göre Türkiye’de insanların ihtiyaç listesinde kitap okumak 235’inci sırada yer alırken, kitap okumaya ayrılan süre günde ortalama 1 dakika. Televizyon izlemeye günde 6, internete ise günde 3 saat ayırıyoruz. Basılı kitap sayısı artsa da okuma oranlarında bir artış yaşanmaması üzücü tabloyu ortaya çıkarıyor.
GELİŞMENİN BİRİNCİ ŞARTI
Gelişmiş ülkelerdeki kitap okuma oranlarıyla ülkemizdeki oranları karşılaştırdığımızda, gelişmişlik ile okumanın doğru orantılı olduğunu rahatlıkla görmek mümkün. Okumak yalnızca kendinize değil, aynı zamanda yaşadığınız topraklara faydalı olmak, ülkeniz için bir şeyler yapabilmek anlamına geliyor. Gelişmek ve geliştirmek bizim elimizde; her ay en bir kitap okuyarak en büyük zenginliğe sahip olmak mümkün…
Kitaplar yalnızca kapaklı, içi sözcüklerle dolu boş kağıt yığınları değildir. Okuduğunuz her kitap siz farkında olmadan, size büyük zenginlikler katıyor. Bilmediğiniz, duymadığınız, görmediğiniz diyarlara yolculuk edip, karakterlerin dünyasına yolculuk ediyor, onlarla hüzünlenip onlarla mutlu oluyorsunuz. Üstelik bunu oturduğunuz yerden kalkmadan yapıyorsunuz. Kitap okumak, kanıtlanmış pek çok sağlık sorununun çözümüne büyük katkı sağlıyor. Okuldan ya da işten çok yorgun bir şekilde eve geldiniz, stresli bir günün ardından dinlenmek istiyorsunuz ama uyuyamıyorsunuz. Kitap okumanın bu sorunun en büyük çözümü olduğunu hiç düşündünüz mü? Her gece yatmadan önce okuduğunuz birkaç sayfa stresinizi alıyor ve rahat bir uyku uyumanıza yardımcı oluyor.
CAN SIKINTISINA SON
Etrafınızda düzenli olarak kitap okuyan birileri varsa, can sıkıntısının üstesinden nasıl geldiğini sorarak başlayabilirsiniz. Otobüste, parkta, evde veya okulda ders aralarında düzenli kitap okuyan birinin sıkılması pek de mümkün değildir. Farkında olmadan kitaba kendini kaptıran her okuyucu, zamanın dahi nasıl geçtiğini bilmeden çok güzel bilgiler edinebilir, hayal gücünün gelişmesine katkı sağlayabilir. Evinizde televizyon karşısında kanal değiştirmek ya da internette zaman harcamak yerine okuyacağınız her sayfa, size tarifi mümkün olmayan zenginlik katacaktır.
KELİME DAĞARCIĞINIZ GELİŞİR
Yapılan bilimsel araştırmalara göre Türkiye’de insanlar, günde ortalama 400 kelime kullanıyor. Bu sayı kitap okuma oranına bağlı olarak artıyor ya da azalıyor. Kitap okuma oranının yüksek olduğu ülkelerde insanların günlük kullandıkları kelime sayısı ortalama 2 bin ile 3 bin arasında değişiyor. Okuduğunuz her kitap, siz farkında olmadan kelime dağarcığınıza bilmediğiniz, kullanmadığınız kelimeler ekliyor.
EMPATİ YETİSİ KAZANDIRIR
Kitaplar, farklı özelliklere sahip çok sayıda karakterin yaşamlarına ortak olmanızı sağlar. Birbiririne zıt karakterler, birbirine benzeyen karakterler genel olarak insanlara dair fikir sahibi olmanıza olanak tanır. Böylece zamanla karşınızdaki insanı anlama yetiniz gelişir ve empati yapmaya başladığınızı görebilirsiniz. Zamanla çok daha anlayışlı, kolay kolay sinirlenmeyen insan olduğunuzun ayırdına varacaksınız.
Neurology adlı dergide yapılan bir araştırmaya göre kitap okumak gibi aktiviteler insanların zekasını kesinleştiriyor, yaşlanmaya bağlı oluşabilecek hafıza rahatsızlıklarının da büyük ölçüde önüne geçiyor. Pek çok kişinin yaşlandığında başına gelmesinden korktuğu alzheimer hastalığının önüne geçmenin yolu da kitap okumaktan geçiyor. Uzmanlara göre okunan kitap sayısı arttıkça, alzheimer hastalığına yakalanma riski de o derece azalıyor.
BAŞARIYI ARTTIRIYOR
Uzmanlara göre kitap okuma oranı, eğitim hayatındaki başarıyla da doğru orantılı. Özellikle sınavlara hazırlanan gençler arasında, kitap okuma sayısı fazla olan öğrenciler, okuduklarını daha kolay ve daha kısa sürede anlayabildiğinden sınavlardaki başarıları da buna bağlı olarak artış gösteriyor. Ne denli büyük sınavlara girdiğiniz önemli değil; kitap okuyorsanız korkacak bir şeyiniz de yok demektir.
AĞAÇ YAŞ İKEN EĞİLİR
Birçok ebeveyn çocuklarının kitap okumadığından şikayet ederek çocukları üzerinde baskı kuruyor. Ancak bu baskı tersine dönerek çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmadığı gibi kitaplara karşı bir antipati duygusu da yaratıyor. Yapılan bir araştırmaya göre, ebevenylerin düzenli olarak kitap okudukları bir evde yetişen çocuklar, ilerleyen yaşamlarında düzenli birer okuyucu haline geliyor. Düzenli kitap okuyan bireyler de düzenli bir yaşam kurabiliyor. Bununla birlikte ifade yeteneği de gelişen bireyler, kendilerini çok daha rahat ve kolay bir şekilde ifade edebiliyor. Bu nedenle çocuklarınıza kitap okumayı dayatmak ve onlar kitap okurken televizyon seyretmek yerine, onlara örnek olun ve siz de onlarla kitap okuyun. Bu hem onlara ve size kitap okuma alışkanlığı kazandıracak hem de aranızdaki bağı kuvvetlendirecektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: