Teknik direktör konusu, elbette işin ön önemli tarafı. Özellikle PTT 1. Lig için, ligi iyi tanıyan bir hocanın takımın başına gelmesi çok önemli. İşte bu yüzden yönetimin bu konuda işi çok zor.
Tecrübeli kendisini kanıtlamış bir hoca ya da genç, dinamik, kendisini ispat etmek isteyen ve hatta Süper Lig’e çıkılsın yada çıkılmasın, uzun yıllar birlikte çalışılabilecek bir teknik adam mı tercih edilecek göreceğiz.
Bu konuda bir çok yorum yapılabilir.
Kimisi; Hüseyin Kalpar gibi, futbol bilgisi çok iyi, tecrübeli bir teknik adamı tercih edebilir. Bana göre Hüseyin Kalpar rahatlıkla Süper Lig ekiplerinde görev yapabilecek tecrübeye, bilgi ve birikime sahip bir hocadır. Yalnızca futbolda son dönemlerde moda olan ‘karizma’ eksikliğinden dolayı, uzun yıllardır Süper Lig seviyesinde bir takım çalıştırmıyor. ‘Karizma’ futbolda ne işe yarar bilinmez ancak Hüseyin Kaplar, Türkiye liglerinin iyi hocalarından birisidir.
Yılmaz Vural deniliyor. Yılmaz Vural bugün rahatlıkla ‘büyük’ olarak nitelendirilen takımları şampiyonluğa taşıyabilecek, hatta milli takımı rahatlıkla çalıştırabilecek bir teknik adamken, sırf ‘şovmen’ tarafı yüzünden kaybeden bir teknik adam. Yeniden Yılmaz Vural ile böyle bir maceraya başlamak nasıl olur bilinmez.
Daha bir çok ismin teknik direktörlük konusunda adı geçiyor. Ben insanlara şans tanınmadan ön yargılı yaklaşmayı doğru bulmam. Ön yargılı yaklaşmanın doğru olmadığını ve mutlaka herkese şans verilmesi gerektiğini düşünürüm.
Ön yargılı davranılan bir çok ismin, daha sonra çok başarılı olduğunun örnekleri var. Hatta bu örneğin en başına ise, Hasan Akıncıoğlu döneminde teknik direktörlüğe getirilen ve ilk başta dönemin Başkanı Hasan Akıncıoğlu’nun ısrarla karşı çıktığı bir isim olan Mehmet Özdilek’i koyabiliriz. Dönemin Antalyaspor teknik direktörü Josef Jarabinsky kötü gidişatın ardından istifa etmiş ve yerine kimin getirileceği tartışma konusu olmuştu. O dönem Başkanlık koltuğuna yeni oturmuş Hasan Akıncıoğlu’na Mehmet Özdilek önerilmiş, Hasan Akıncıoğlu ise, Mehmet Özdilek ismine karşı çıkmış hatta görevi bırakmayı bile düşündüğü iddia edilir. Sonrasında Hasan Akıncıoğlu, Şifo ismine ikna olur ve sonrası malum.
Yani teknik direktör konusunda ön yargılı olmak doğru olmaz ancak ince eleyip sık dokumakta fayda var.
Yorumlar
Kalan Karakter: