Dünyada eşi benzeri olmayan müteahhitlik sistemi ile birlikte yapı denetimin S.O.S verdiğinin altını çizen İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Cem Oğuz, Antalya’nın tarım alanlarının imara açıldığını, derelere HES’lerin yapılarak doğanın katledildiğini, maden ocaklarıyla birlikte dağlarda onarılmaz yaralar açıldığını söyledi. İMO’nun 60. Kuruluş yıldönümü ile ilgili basın mensupları ile kahvaltıda buluşan Başkan Oğuz, her şeyin paraya endekslendiğini vurgulayarak, turizm ve tarım kenti Antalya’nın sorunlar yumağına geldiğini söyledi.
AKLIN VE BİLİMİN YOL GÖSTERİCİLİĞİ
İMO’nun 60. yılında aklın ve bilimin yol göstericiliğinde; güvenli ve sağlıklı yapılaşmanın sağlanması gerektiğine değinen Başkan Oğuz “Oda olarak, doğanın korunması, kentsel değerlerin kentlerin ortak kullanımına sunulması, yaşanabilir kentler oluşturulmasına katkı vereceğiz. Ulaşımın sürdürülebilir ve nitelikli kılınması, yapı denetiminin yapı üretim sürecinin asri unsuru olarak kabul edilmesi, mesleki niteliğinin yükseltilmesi, mesleki uygulamaların bilimsel esaslara ve teknolojik gelişmelere uyumlu hale getirilmesi doğrultusunda çalışmalarımız devam edecek” dedi.
SUBAYLAR MÜHENDİS OLUYOR
Mühendislik eğitiminde sıkıntıların da yaşandığına dikkat çeken Başkan Oğuz, teknik öğretmenlere mühendislik unvanı verildiğini, Türk Silahlı Kuvvetleri istihkâm subaylarının da inşaat mühendisi sayıldığını söyledi. Yabancı mühendislerin çalıştırılmasıyla ilgili düzenlemelerin mesleki sıkıntı olarak karşılarında durduğunu ifade eden Oğuz, "Mesleğimizi bekleyen tehlikeler ve gelecek kaygısı, mühendis sayısındaki artışın etkileri inşaat mühendisliği mesleği için birçok olumsuzluğu da beraberinde getirdi" şeklinde konuştu.
HER ŞEY PARAYA ENDEKSLİ
"Yapı denetim sisteminin S.O.S. verdiğini, iş sağlığı ve güvenliği iflas ettiğine de değinen Başkan Oğuz, Antalya’nın sorunlarını da dile getirdi. Oğuz, “Tarım alanları tarım dışı amaçlar için kullanılıyor. İmara, AVM'lere, rezidanslara açılıyor, her dereye HES yapılıyor, dere yatakları kurutuluyor, doğal yaşam alanları yok ediliyor, maden arama ve çıkarma bahanesiyle dağlarda onarılmaz yaralar açılıyor. Taş ocaklarının toz bulutları arıları yok ediyor, ağaçları meyvesiz bırakıyor. Orman ve mera alanları yerleşime açılıyor, kiralanıyor, satılıyor, zeytinlikler talan ediliyor, ağaçlar kesiliyor, doğa vahşi, sinsi ve sistematik saldırılarla tahrip edilerek sorunlar artıyor ve her şey de paraya endekslenmiş durumda" dedi.
ABDULLAH YALÇIN
Yorumlar
Kalan Karakter: