Saadet Partisi Antalya İl Kadın Kolları Başkanlığı Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla “Bir Çocuk, Bin Dünya” başlığıyla düzenlenen basın açıklamasını Saadet Partisi Kadın Kolları Antalya İl Başkan Yardımcısı, Kadın ve Aile Politikalar Birim Başkanı Av. Erva Nur Çınar gerçekleştirdi. Çınar, Türkiye’de çocuk haklarının korunması, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ve çocuk istismarının önlenmesi için kapsamlı politikaların gerekliliğine dikkat çekti.
En büyük sermaye insandır
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanmış 2023 yılı verilerine göre Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34'ünü çocukların oluşturduğunu belirten Çınar: “Nüfus projeksiyonlarına göre çocuk nüfus oranının 2030 yılında %25,6, 2040 yılında %23,3, 2060 yılında %20,4 ve 2080 yılında %19,0 olacağı öngörülmektedir. Bu oranlardaki azalma, nüfus yapısındaki yaşlanma ve demografik değişikliklerin bir yansıması olarak dikkat çekmektedir. Hâlbuki bir ülkenin en büyük sermayesi insandır” ifadelerini kullandı.
Çocuklar okulları bırakıyor
Eğitimin paraya dönüşmeye başladığına vurgu yapan Çınar: “Bölgeler arası farklılıklara ilave olarak fırsat eşitliğinden her çocuğun yararlanmaması okullar arasındaki kalite dengesinde ki açı farkı her geçen gün artarken, sınav sistemiyle birlikte eğitimin paraya dönüştüğü bir sürece hep birlikte şahitlik etmekteyiz. Ortaöğretime başlama oranları %92 iken tamamlama oranı %77,9 dur. Ergenlik dönemindeki çocukların eğitimden kopması önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, 2022-2023 döneminde 437 bin 169 öğrencinin örgün eğitimi bırakması, eğitim sisteminin niteliği konusunda endişeler doğurmaktadır. Bir taraftan anneleri iş gücüne katmayı planlayan hükümet bir taraftan çocuk bakımı ile ilgili çözüm sunmakta yetersiz kalmaktadır. Bu yetersizliğin yükünü annenin üzerine yıkmaktadır. Tabi biz birileri gibi anneleri varil başı 1,27 dolar olarak görmüyoruz” dedi.
Çocuk işçiler
Psikososyal destek, kapsayıcı eğitim modelleri ve mesleki eğitimin güçlendirilmesi gerektiğini belirten Çınar: “Ortaöğretim düzeyinde okul terklerini önlemek amacıyla, okul psikologları ve rehberlik hizmetleri yaygınlaştırılmalı, öğrencilerin sınav kaygısı, ailevi sorunlar ve sosyal çevre baskılarıyla baş etmelerine destek sağlayacak psikososyal programlar ulusal müfredata entegre edilmelidir. Engelli çocuklar, mevsimlik işçi ailelerinin çocukları, mülteciler ve azınlık grupları için esnek eğitim modelleri oluşturularak, uzaktan eğitim, hibrit sistemler ve mobil eğitim birimleri gibi yenilikçi yöntemler devreye sokulmalıdır.
Okulların fiziki altyapısı ve uzman personel kapasitesi artırılmalıdır. Ayrıca, mesleki eğitim programları öğrencilerin yetenek ve ilgi alanlarına uygun şekilde çeşitlendirilerek, işgücü piyasası talepleriyle uyumlu hale getirilmelidir. Bu politikalar, yalnızca bireysel başarıyı değil, toplumsal kalkınmayı da destekleyecek bir eğitim reformu anlayışının parçası olmalıdır” dedi.
Küresel sorun
Yoksulluk toplumun her kesimini etkilemekle birlikte, dezavantajlı gruplar arasında yer alan çocukları daha derin bir şekilde etkilemektedir diyen Çınar: “Küresel bir sorun olan yoksulluğun, çocukların sağlığı, eğitimi, sokakta yaşamaları, çalıştırılmaları, suça yönelmeleri, ihmal ve istismar edilmeleri, dışlanmaları gibi pek çok olumsuz sonuç doğurduğu tartışmasız bir gerçektir” dedi.
Çocuk yoksulluğu
Türkiye’de 7,6 Milyon çocuğun yoksulluk sınırı altında yaşadığını belirten Çınar: “AB ülkeleri arasında en yüksek çocuk yoksulluğu oranına sahip olan Türkiye'de, bu oran %30'un üzerindeyken, 27 AB ülkesinin ortalaması %19 seviyesindedir. TEPAV tarafından yapılan çocuk yoksulluğu çalışmasına göre; 2023 yılı verilerine göre Türkiye'de 22,2 milyon çocuğun 7,6 milyonu göreli yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Yetişkin yoksulluğu %17-18 civarında seyrederken, çocuk yoksulluğu oranı %33- 34 aralığında değişmektedir. Çocuk yoksulluğu yetişkin yoksulluğunun iki katına ulaşmış durumdadır. Ancak, kazanç potansiyeli yüksek olan bu ortam, çocukların istismar edilme riskini de beraberinde getirmektedir. Bu tehditlerin önüne geçmek için dijital dünyada çocukların haklarını koruyacak yasal düzenlemeler hızlı bir şekilde hayata geçirilmelidir” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: