Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) 23. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Başkan Nail Olpak, TÜSİAD’a sert çıktı. Olpak, “MÜSİAD için kazanırken hukuki ve meşru olmak kadar, harcarken de hukuki ve meşru olmak önemli. Bilançolarındaki faaliyet dışı gelirleri, faaliyet gelirlerinden fazla olan, hırçın toprak sahibi sendromundaki TÜSİAD’dan farkımız bu” dedi.
Başkanlığı süresince sakin ama vakur tavırlarını aleyhlerinde kullananların olduğunu kaydeden Olpak, TÜSİAD başkan yardımcılarından birinin kendilerine hakaret ettiğini ifade ederek, “Başkanıyla görüştüm. Kurumsal bir tekzip gelir mi diye bekledim, gelmedi. Şimdi cevap verme zamanı” dedi.
Üyelere yuhalattı
Olpak, konuşmasına şöyle devam etti: “28 Şubat’ta üyelerimin ev ve işyerleri çilingirlerle açılırken, sermaye renklere bölünürken, yapılanlara susarak payanda olan TÜSİAD’ın aklına hiç hukuk devleti gelmiş miydi? Biz seçilmiş iktidara karşı yayınlanan 27 Nisan e-muhtırasına anında karşı çıkarken herhalde IMF reçeteleriyle meşguldünüz ki hiç sesiniz çıkmadı. 17 Aralık darbe girişimine MÜSİAD karşı çıkarken, TÜSİAD ne görüyordu da susuyordu, çok merak ediyorum.”
Nail Olpak’ın konuşması sırasında salondaki katılımcılar TÜSİAD’ı sık sık yuhaladı. Olpak ayrıca, bugünkü TÜSİAD’ın amacının STK olmak değil, tekellerini sürdürmek olduğunu ifade etti.
Olpak, MÜSİAD’ın yeniden başkanı oldu. Yönetime giren yeni isimler arasında Remzi Gür ve Ömer Faruk Çelik de yer aldı.
Yüksek faize edebi yanıt
Faizin hiçbir zaman ülkenin yararına olmadığını belirten Tayyip Erdoğan, “ABD, Batı bu işi hiç bilmiyor mu? Ya bunlar 1 puan eksi faiz uygulamasını yaparken bize ne oluyor da yüzde 11 civarında, komisyonlara baktığımız zaman yüzde 18’lere kadar çıkıyoruz. Bu ülkede Allah aşkına yatırım olur mu? Soruyorum size. Hangi mantık, hangi anlayış hala kalkıp da ‘Biz faizi artıralım’ diyerek bunun kovalayanı oluyor. Tabii diyeceksiniz ki ‘Sayın Cumhurbaşkanım siz bu işin başındaydınız.’ Ağlarım ağlatamam, hissederim söyleyemem... Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım. Derdimiz bu” şeklinde konuştu.
‘Başkan’ ne yaptın?
TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes’a yüklenen Erdoğan, şunları söyledi: “Ekonomik kriz üzerinden siyasi sonuç aklı verenler ne yaptıklarını iyi biliyorlar. Sayın Başkan’ın (Nail Olpak) söylediği bu kurumun Başkanı (TÜSİAD)... Malum Demirbank ve Tarişbank olayında onun suç layihası bayağı kabarıktır. Bunların Lüksemburg bağlantısı...”
Symes’la ilgili bu işin aslında geri planının ne olduğunu MÜSİAD’ın anlatması gerektiğini belirten Erdoğan, “Bunları milletimizin bilmesi önemli. Ne olursa olsun elden ele dolaşan her maşa gibi bunlar da işe yaramaz hale gelince bir kenara atılacaklar, hiç merak etmeyin.”
Muhalefete ‘seçim vaadi’ eleştirisi...
MÜSİAD’ın İstanbul’daki genel kuruluna katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, konuşmasına “Ben TÜSİAD ile ilgili herhangi bir şey bugün söylemeyeceğim. Gerekenleri zaten başkan söyledi. Zaman kaybetmeyelim, iltifat olur” sözleriyle başladı.
MÜSİAD üyelerine seslenen Erdoğan, “Her ne pahasına olursa olsun değil, helalinden kazanmayı sadece kendiniz için değil, ülkemiz ve milletimiz için çalışmayı ilke edindiğiniz için her birinizi kutluyorum” dedi.
Türkiye’nin zenginleşmesinin, büyümesinin tüm kesimlere yansımalarının sadece bunlardan ibaret olmadığını dile getiren Erdoğan, muhalefetin bol keseden attığını ifade ettiği konuşmasına şöyle devam etti:
“Şu anda bir panayır yeri açıldı. Bir veriyorsa, beş vereceğim diyenler, iki vereceğim diyenler. İki daire, iki anahtar dağıtanlar. Hep biz bunları, bu ülkede yaşadık değil mi?” diyen Erdoğan, tarafsızlığının gereği olarak muhalefetteki partilerini seçim kampanyalarıyla ilgili uyardığını ifade etti.
‘Uyarmaya mecburum’
“Ben şu anda bir partinin genel başkanı değilim ama sorumluluk makamında olan bir Cumhurbaşkanıyım. Gördüğüm yanlışlar varsa, bunları uyarma gibi de bir görevim var. Tarafsızlığım zaten bunu gerektirir. Çünkü ortada bakıyorsunuz bir cinayet var. Seyir mi edeceğiz? Yoksa müdahale mi edeceğiz? Müdahale etmeye mecburuz” diyerek sözlerine başlayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Seçim sürecinde bu şekilde ortaya saçılan vaatleri, nasıl olsa iktidara gelemeyeceğini bilenlerin sorumsuzluklarının ürünleri olarak görüyorum. Birisi çıkıyor 1500 TL (asgari ücret) diyor. Birisi çıkıyor bakıyorsunuz ‘1600’ diyor. Birisi diyor ki ‘5 bin.’ Eğer bu vaatlere oy verilecekse herhalde 5 bine oy vermek lazım. Böyle bir şeyin olması mümkün mü?”
Bir yıllık XC90’ı 6 ayda tüketecek
Yorumlar
Kalan Karakter: