IABA 2015 Antalya III. Uluslararası Mimarlık Bienali kapsamında gerçekleştirilmekte olan konferans ve toplantılar dizisi devam ediyor. Best Western Plus Khan Hotel'de üçüncüsü gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü Yıldız Teknik Üniversitesi'nden (YTÜ) Prof. Dr. Zekai Görgülü'nün yaptığı konferansın konusu ise 'Kentlerin ve Planlamanın Geleceği' oldu.
KAYGI VE ENDİŞEYLE
YTÜ'den Prof. Dr. Hüseyin Kaptan, Özyeğin Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Burcu Yiğit Turan ile akademisyen ve gazeteci Ayşe Çavdar'ın da katıldığı konferansın açılış konuşmasını yapan Bienal Başkanı Prof. Dr. C.Abdi Güzer, mimarlık mesleğiyle ilgili ümit ve beklentilerinin yanısıra, önemli kaygılarının da bulunduğunu belirterek, "Türkiye'de inşaat etkinliği belki hiç bir zaman bu kadar ivmelenmemişti. Ekonominin ana itici gücü gibi bir yandan işlevselleştiriliyor öte yandan da bir kentsel dönüşüm yaşanıyor. Bu kadar köktenci bir radikal inşaat yenileme yapım etkinliğinin içinde biz çok az geriye çekilip. ne yapıyoruz diye bakma ve bunu sorgulama fırsatını buluyoruz" dedi.
GECEKONDULAŞMA TEHLİKESİ
Gerçekleşen aşırı yapılaşmanın adeta yeni jenerasyon gecekondu şeklinde devam etmesini kaygı ve endişeyle izlediklerine de işaret eden Prof. Dr. Güzer, "Kentlerin kimliğini yitirmesi, yeni yapı olarak önümüze konan stoğun adeta yeni jenerasyon sgecekondu yapılaşması gibi gelmesi, tip projelerin bağlam ve yer tanımaksızın her yerde tekrar etmesi önemli bir sorun. Bütün bunnların içinde de mimarlığın varmış gibi yapılarak, aslında yoğunluk içinde dışlandığı bir ortam var. Bizim asıl bakmamız gereken bir büyük ölçek ve bu büyük ölçekle ilgili sorun da giderek Türkiye'de daha öne çıkıyor, daha şişmanlıyor, daha gözle görülür, asal hale geliyor bu da kentin kendisidir" ifadesini kullandı.
TEHLİKELİ ANLAYIŞ
Türkiye'de yanlış planlamadan çok bir plansızlık sorununun yaşanmakta olduğunu da vurgulayan Prof. Dr. C.Abdi Güzer, "Türkikye'de parçacıl, değişebilir bir planlama anlayışı var ve bu da kentlerimize yansıyor. Elbette mimarlık kendi başına var olan ve kendi dinamikleri içinde dönüştürücü güç kazanan bir etkinlik değil, kendisinin de zemini, belirleyicisi olan politikalardan, idelojilerden, güç ilişkilerinden etkilenerek tamamen geçirgen bir şekilde var olabiliyor. Dolayısıyla biz kentleşme ve planlamayı tekil bir disipliner var oluş olarak değil bütün bu bağlamsal var oluş içinde o dinamiklerden etkilenen, o dinamikler tarafından şekillendirilen bir durum olarak algılamak zorundayız" diye konuştu.
AHLAK VE DÜRÜSTLÜK
Prof. Dr. Zekai Görgülü ise kent sorununun gerçekte bir planlama sorunu olmaktan öte bir kent yönetimi sorunu olduğunu belirterek, "Planlama kent yönetiminin bir aracıdır. Yönetim sistemini, tavrını, ilkelerini nasıl belirlerse, planlama o belirlenen ilkeler doğrultusunda yürür. Bunu evrensel ilkelere, ahlaka, dürüstlüğe, saygıya ve olumlu biçimde aklınıza her ne geliyorsa bu ilkeleri gözeten doğru bir siyasi irade beyanı içersinde merkezi ve yerelinizi yönetiyorsanız planlama o zaman etkin bir araç haline, yararlı bir araç haline gelebilir. Onun tersinde her şeyi planlamaya atfederseniz planlama bir fetişizme doğru gider, bütün gerçeğinen soyutlanır" diye konuştu.
ALGI KUTUPLAŞMASI
Prof. Dr. Görgülü, günümüzde planlama ve kentleşmeyle ilgili de bir algı yönetiminin sürdürülekte olduğuna da dikkat çekerek şunları söyledi: "Baktığınızda son 10 yılımızı bizim bütün bu söylenenlerin yanında iki kentsel politikaya temellendirebilirsiniz. Bunlardan bir tanesi yarışmacı, diğeri ise popülist kentsel politikilardır. Ama yolları kesişir. Öyle bir algı yönetimi, öyle bir kentsel polika yönetiliyor ki, bu iki temel eksen üzerinde Van'daki kişi, İstanbul'da üçüncü hava limanının yapılmasından müthiş mutlu! Ya da İstanbul'da yaşayıp sadece ve sadece o popülist polikaların gerçekten çok egemen kullanılması sonucu, Marmaray ve metrobüsle o kadar çok mutlu oluyor ki yitirilen, yıkılan, çöken İstanbul'un farkında değil. Bu müthiş bir algı kutuplaşmasıdır. Kentin ve planlamanın geleceği diyorsak, bu 70'lerin sonları, 80'lerin başında biraz vardı, şu akıllı büyüme kapsamındaki kompakt kent dediğimiz kavramın modelini yeniden gündemimize almak zorunda olduğumuzu düşünen mimar plancılardan biriyim."
Yorumlar
Kalan Karakter: