Mimarlar Odası Antalya Şubesi Yönetim Kurulu, son dönemde Türkiye genelinde ve Antalya’da yaşanan depremler ile afete dönüşen doğa olayları sonrası kapsamlı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, bilimsel ve bütüncül planlama ilkelerinin göz ardı edilmesinin kentleri güvencesiz ve riskli hale getirdiği vurgulandı.
Mimarlar Odası, rant odaklı kentleşme ve yapılaşma politikalarının büyük yıkımlara ve geri dönülmez kayıplara yol açtığını belirterek, yaşanan afetlerden ders çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.
“Bilim ve kamu yararı esas alınmalı”
Açıklamada, devletin tüm vatandaşlara eşit, sağlıklı ve güvenli yaşam koşulları sağlamakla yükümlü olduğu hatırlatıldı. Afetlere karşı alınacak önlemlerin bilimsel gerçekler doğrultusunda ve toplum yararı gözetilerek oluşturulması gerektiği ifade edilirken, bilim insanları, meslek odaları, akademik kuruluşlar ve ilgili tüm kesimlerin koordinasyon içinde çalışmasının zorunlu olduğu belirtildi.

“35 yıldır uyarıyoruz, adımlar atılmıyor”
Mimarlar Odası Antalya Şubesi, son 35 yıldır her deprem öncesi ve sonrasında kente ilişkin benzer uyarıları dile getirdiklerini ancak bu uyarıların çoğu zaman karar vericiler tarafından karşılık bulmadığını kaydetti. Açıklamada, Sayın Kumbul dönemi dışında belediyelerin deprem risklerine yönelik kayda değer çalışmalar yapmadığı ifade edildi.
Antalya’da sıvılaşma riski bulunan bölgeler ile oluşumunu tamamlamamış traverten alanları üzerinde çok sayıda yapı bulunduğuna dikkat çekilerek, vatandaşların yaşadıkları binaların güvenliğini mutlaka sorgulaması gerektiği vurgulandı.
İRAP vurgusu: “Kamuoyu bilgilendirilmeli”
Kentte yapılan en kapsamlı çalışmanın, 2021 yılında AFAD koordinasyonunda hazırlanan Antalya İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) olduğu belirtilirken, bu plan kapsamında belediyelere ve kamu kurumlarına önemli görevler verildiği hatırlatıldı.
Ancak açıklamada, 2022 yılı sonuna kadar tamamlanması gereken birçok çalışmanın 2025 yılına gelinmesine rağmen kamuoyuyla paylaşılmadığı eleştirildi. Mimarlar Odası, AFAD ve belediyelere çağrıda bulunarak, yapılan ve yapılmayan çalışmaların açıkça kamuoyuna açıklanmasını istedi.

“Hızlı tarama yöntemi Antalya’da da uygulanmalı”
Açıklamada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından uygulanan Hızlı Tarama Yöntemi örnek gösterildi. Bu yöntemin doğrudan riskli yapı tespiti değil, ön değerlendirme ve risk göstergesi oluşturma amacı taşıdığı belirtilerek, Antalya’da da benzer bir çalışmanın başlatılması gerektiği ifade edildi.
Mimarlar Odası, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin Akdeniz Üniversitesi ile iş birliği yaparak bu yöntemi hayata geçirmesi ve sürecin halka doğru şekilde anlatılması çağrısında bulundu.
Deprem Master Planı için çağrı
Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan Deprem Master Planı çalışmasının bir an önce Sakınım Planı’na dönüştürülmesi, Doğal Afetler Bilim Kurulu oluşturulması ve bu kurulun görüşleri doğrultusunda somut adımlar atılması gerektiği belirtildi.
Ayrıca, maddi imkânları kısıtlı yurttaşlar için güçlendirme ve yenileme destek mekanizmalarının geliştirilmesi gerektiği ifade edildi. Ulusal ve uluslararası uzman görüşleri ile meslek odalarının katkılarının bu sürecin ayrılmaz parçası olması gerektiği vurgulandı.

“Gecikmeden gereği yapılmalı”
Açıklamanın sonunda, son dönemde iki farklı yönde yaşanan depremlerin, Mimarlar Odası’nın yıllardır yaptığı uyarıları bir kez daha doğruladığı ifade edilerek şu çağrı yapıldı:
“Depremin kentimiz için ne kadar ciddi bir tehdit olduğu artık gecikmeden anlaşılmalı ve gereği yapılmalıdır. Mimarlar Odası Antalya Şubesi olarak, başta Antalya Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm belediyelere her türlü katkıyı sunmaya ve iş birliğine hazır olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: