Scouting’e, yetenek avcılığı da diyebiliriz. Yani profesyonel futbol takımlarının yetenekli oyuncuyu keşfetme takımı. Dünyada büyük takımların scout ekipleri, adeta arı gibi çalışıyor. Bütün dünyada futbol okulları kuran büyük kulüpler, geleceğin Ronalda’larını, Messi’lerini keşfetmeye çalışıyor. Dünyanın önemli kulüpleri bu ekibe çok büyük önem verirken, Türkiye’de bu durum ise, sadece ve sadece ‘gezmek-tozmak’ anlamı taşıyor.
Bir tane yetenekli futbolcu keşfedemeyen scout ekipleri, yıllarca alt yapılarda çalışıyor. Kaç tane yetenekli oyuncuyu takıma kazandırdığına bakılmadan, sırf ‘kıyak’ olsun diye maaş ödeniyor. Gezip tozması sağlanıyor.
Antalyaspor A takımı futbolcu izleme komitesinde görevli bir ‘yetenek avcısı’, Cupa Amerika’yı izlemeye gitmiş ve döndüğünde kulübe; o dönem Napoli forması giyen ve çoktan ‘keşfediler’ 25 milyon euro değerindeki Lavezzi’yi ‘bir oyuncu keşfettim. Mutlaka hemen almalıyız, geleceğin yıldızı olacak’ şeklinde rapor vermiştir. Antalyaspor alt yapısında tek görevi, futbolcu keşfetmek olan bir scoutun, bütün dünyanın yakından tanıdığı bir ismi tanımaması ve ‘yeni keşfetmesi’ kara mizah değildir de nedir? Böyle bir ekibin, Antalyaspor’a ne gibi katkısı olur, siz tahmin edin.
Peki hatalı kim?
Daha Lavezzi’yi tanımayan scout ekibi mi?
Yoksa futbolcu izlesin ve keşfetsin diye dünyanın her yerine, kulübün kasasından bir dünya masraf yapıp gönderdiğiniz adamın, o turnuvalardan ‘Lavezzi gibi bir dünya yıldızını’ keşfetmesi yada keşfedememesi ve eli boş dönmesine rağmen, yıllarca bir tane adamı Antalyaspor’a kazandırmamasına göz yumanlar mı?
Sizce hangisi suçlu?
*****
Antalya’da bu iş özellikle yerelde çok zor aslında. Yabancı oyuncu konusunda hadi scout ekibi yetersiz, bari Antalya’daki oyuncuları keşfedin diyorsunuz.
Bu seferde önünüze başka bir engel çıkıyor.
Yıllarca ‘Antalya’dan futbolcu çıkmaz’ diyenler, haklı gibi görünseler de aslında işin aslı o şekilde değil.
Türkiye liglerine baktığınız zaman, bir çok futbolcunun Antalya’dan yetiştiğini görebilirsiniz. Ancak her ne hikmetse bu oyuncuları bir şekilde elimizden kaçırmışız yada Antalya’dayken farkına bile varamamışız.
Antalya’daki en büyük sorunların başında Antalyaspor ile Antalya’daki amatör kulüplerin arasındaki iletişimsizlik gelse de, bir dönem Antalyaspor’da çalışan, Türkiye’de tanımadığı futbolcu olmayan ve başta Emrah Başsan ve Lokman Gör, Emre Torun gibi isimleri Antalyaspor’a kazandıran isim olan Sedat Karabük’ün çabaları da çok fazla sonuç getirmedi. Antalya’daki bütün amatör kulüp yetkilileri ile görüşen Sedat hoca, ne yazık ki Antalya’dan bir çok oyuncunun başka şehirlerin takımlarına ‘kaçmasına’ engel olamamıştı.
Çünkü bu iş, Antalya’da çok farklı gelişiyor. Bir çocuğa talip olduğunuz zaman, zaten sıkıntıda olan amatör kulüpler, o oyuncuyu çıkış kapısı olarak gördüğü için sizinle büyük paralara pazarlığa oturuyor. Böyle olunca da, o çocuğun hocası, yetenekli oyuncuyu Antalyaspor’a değil, istediği parayı veren takıma gönderiyor.
Bütün dünya, bu işe hem maddi hem manevi çok fazla kafa yorarken ve her oyuncunun scout ekibinden hesabını sorarken, biz ne yazık ki yakınlarımıza iş kapısı olsun, hatırı sayılır dostlarımızı işe alalım, maaş ödeyelim, gezsin tozsunlar diye baktığımız için futbolcu keşfedemiyor, geleceğin yıldızı dediğimiz çocukları da elimizden kaçırıyoruz.
Yada ‘beş para etmez’ yabancılara para kazandırıp, ülkelerine gönderiyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: