Kurban nedir? Tanrıya yaranmak için sunulan insan, bakire ve diğer canlılar olarak tarif edebiliriz. İlkel toplumlarda sıkça rastlanılan bu tapınma şekli, daha sonraları yerini sadece hayvanların kurban edilmesine bıraktı.
Bütün semai dinlerde, tanrıya sunulacak kurbanın vasıfları tarif edilmiş. Tevrat ve İncil’de çok ayrıntılı tarife karşın, Kur’an’da sadece iki ayette kurban ile ilgili çok az bilgi verilmiş.
Bakara suresinde, Musa’nın inek kurban edilmesi ile ilgili tavsiyeleri var. İneğin kurban edilebilmesi için, lekesiz, ayıpsız, alacasız düz renkli olması isteniyor.
Hac suresinde ise, kurban kesmeyi meşru kılıyor. Yani “ümmet kurban isterse kesebilir” diyor! Ancak Allah adının anılması şart koşuluyor.
Bunlardan başka hiçbir bilgi yok! Yani kesip yoksullara belli oranlarda dağıtılacak, kurban eti ile kahvaltı edilecek ve daha bir sürü hurafe Kur’an da yer almıyor. Yani insanları kurban kesmeye mecbur eden bir tanrı buyruğu yok!.
Hal böyle olmasına karşın, kurban için harcanan kaynak tamı tamına 1,5 milyar dolar! Yani yedi düvel bir araya geldi, tsunami felaketzedelerine ancak birkaç milyon dolar yardım toplayabildi!
Düşünün, kurban yani can almak için bu yoksul milletin heba ettiği maddi kaynakla, ülkemizin kaç tane sorunu çözülebilir?
Genel sağlık sigortası, yüzlerce tam teşekküllü hastane, binlerce diyaliz makinesi, lösemili çocukların tüm ilaç gereksinimleri, sakatların tümüne ihtiyaçları olan araçlar bu kaynak ile sağlanabilirdi. Bunlar gerçekleşse idi yapılan bu yardımlar tanrı katında acaba nasıl değerlendirilirdi dersiniz?
Ama kurban konusunda niyet iyi değil, kişisel ve örgütsel çıkarlar söz konusu, toplanan derilerin geliri nerelere gidiyor. Acaba bu kaynağın ne kadarı yararlı işmere gidiyor, bana sorarsanız yüzde 20’sinden fazlası değil. Gerisi, tamamen gerçek dindarların saf duygularını sömürenlerin cebine hortumlanıyor. İşin üzücü yanı tüm bunların gerçek dindarların sırtından sağlanması!
Antalya’da, ilçeler de dahil ortalama 100-150 bin kurban kesildiği tahmin ediliyor, bunun kayıtlara gireni, yani 20-25 bin deri THK tarafından toplanıyor. Ya geri kalan 120 binin üzerindeki deri nerelere gidiyor?.
Gittiği yerler belli ancak kimse daha fazla üzerine gidemiyor. Sağlık bakanı bile ‘Abartmayın’ diyebiliyor. Milyarlarca doların bir şekilde hortumlanmasını umursamazdan geliyor. Neden acaba?
Defalarca yazdığım önemli konuyu bir kez daha gündeme getirmek istiyorum; Diyanet Vakfı... Bu vakfın, paraları ile ne yapılıyor? Ülkenin hangi önemli konusuna katkıda bulunuyor? Bugüne kadar harcamaları ile ilgili bir belge kamu oyuna açıklandı mı?!
Camilerin çoğunu devlet yaptırıyor, personelinin maaşları hep devlet bütçesinden ödeniyor. Nerede ise savunma bütçesi kadar bir bütçe sadece haftada 47 dakika çalışan bu personele aktarılırken, Diyanet Vakfı ne yapıyor? Bir bilen varsa lütfen bizleri aydınlatsın!
Hal böyle olmasına karşın, cuma namazları çıkışında halı açmalar, sandıklar koyarak toplanan ve ne kadarının kayıtlara geçtiği belli olmayan bu paralar, nereye akıyor acaba? Diyanet İşleri bunları denetleme gereği duyuyor mu?
Ülkemizde çok büyük paralar, vatandaşın temiz duygularını din adı altında istismar ederek kullanılıyor.
Gerçek dindarların artık birilerine alet olmamak için hurafelerden arınmış bir dinin savunuculuğunu yapma vakitleri çoktan geldi ve geçmekte.
Bu sahte dincilere gereken dersi yine aydın dindarlar verecektir.
Kurban bayramınız mübarek olsun.
Allah daima doğrulardan yanadır...
Yorumlar
Kalan Karakter: