Cuma akşamı gerçekleştirilen konser için bilet bulmak zordu; cumartesi sabahı tekrarlanan konserde ise, kapıları açar, dileyen herkesi içeri alırlardı. Genellikle biletim olmazdı, içeri girer, merdivenlere oturup konseri izlerdim. Konser bitiminde, sert merdiven basamağının rahatsızlığına rağmen, bütün kaslarım gevşemiş, ruhum arınmış biçimde çıkardım salondan.
Bu alışkanlığımı, sonraki yıllarda da sürdürdüm. Yaşımın ilerlediği bu yıllarda, tek fark, artık merdiven basamaklarında oturmanın zorlaşmış olması. Konser sonrasında duyduğum o iç huzur, dinginlik ve arınmışlık duyguları, hala aynı. İşte bu ‘aynılık’ zaten, klasik müziği yüzlerce yıl boyunca dinlenir yapan.
Sadece bedeni ve ruhu rahatlatmaz klasik müzik; yapılan araştırmalar, zekayı geliştirdiğini, konsantrasyonu artırdığını ve bazı psikolojik hastalıkların tedavisinde faydalı olduğunu da göstermektedir. İşte tüm bu nedenlerle, çocuklar klasik müzikle erken yaşta tanıştırılmalı ve yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline getirilmelidir bu evrensel müzik türü.
Bu gerçeğin bilincinde olan ve ellerini taşın altına koymaya karar veren güzel yürekli bazı sanatçılar, ‘Duymayan Kalmasın’ adlı bir proje başlattılar Antalya’da. 6 kişiyle başlayan projedeki sanatçı sayısı, kısa sürede 20’ye ulaştı. Kocaman çalgılarını sırtlayıp köy okullarına gidiyorlar. Çocuklara klasik müzik dinletiyorlar, enstrümanları tanıtıyorlar, yetenekli öğrencilerin dikkatini klasik müziğe yöneltiyorlar. Ellerine sağlık!
* * * * *
Ben ellerine sağlık diyorum da, kimileri son derece öfkeli bu projeye. Kimi köşe yazarları, “Çocuklara niye Batı müziği öğretiliyor, Türk müziğinin nesi var? Batı çalgıları yerine, Osmanlı’da kullanılan müzik aletleri öğretilsin. Bunlar hep Cumhuriyetçi zihniyetin ürünü” diye veryansın ediyor.
Daha öteye geçip, klasik müziğin, hatta tüm müzik türlerinin günah olduğunu, müzik dinleyen ya da enstrüman çalanların cehennemde cayır cayır yanacağını iddia eden din adamları var bir de.
Son derece tanıdık bir zihniyet bu. Çocuklara felsefe okutulmasını gereksiz bulan, matematik ve fizik gibi temel bilimleri neredeyse yok sayan; bilimsel gelişmeler yerine, dinsel dogmalarla minik beyinleri dolduran; Kuran okuma yarışmalarında elde edilen derecelerin, hayatlarının en büyük başarısı haline gelmesini sağlayan; insanlığın uzayın derinliklerine yol aldığı 21. yüzyılda, yüzlerce yıl öncesinin dinsel kurallarını, toplumsal yapının temel taşları olarak belleten, çağdışı, ilkel bir zihniyet…
Ama gerekli, son derece gerekli. Eğer düşünen, sorgulayan, evrensel kavramların farkında bireyler yetiştirirseniz; sahip oldukları her şeyi ellerinden aldığınızda, bunu nasıl açıklayıp kabul ettireceksiniz? “Evet, yolsuzluk var, çalıyorlar, ama ümmet için çalıyorlar” demişti, 20 yaşında, asgari ücretle geçinen genç. İşte ona bu cümleyi söyletebilmektir, müziğe bile düşman bugünkü eğitim sisteminin amacı. Başarısız olduğu da söylenemez, öyle değil mi?
Yorumlar
Kalan Karakter: