Antalya, kent olarak yarım asrı deviren Uluslararası Antalya Film Festivali’nden, bu sene 18. Yaşına giren Uluslararası Antalya Piyano Festivali’ne, Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali’nden, Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’ne ve daha birçok sanatsal etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Bu festivallerin yanı sıra belediye tiyatroları, Devlet Opera ve Bale ve Tiyatrosu da kendi sezonlarında birbirinden güzel oyunları sahneliyor. Antalya, kültür- sanat adına birçok etkinliğe sahipken ve etkinliklere bilet bulmakta bile zorlanılırken sokaktaki vatandaşa kulak verdiğimizde geçim kavgasındaki insanlar bu etkinliklere ya rağbet göstermiyor ya da maddi kaygılar nedeniyle kendilerine bu tarz etkinlikler için zaman ayıramıyor. Hürses Gazetesi’nde her hafta gerçekleştirdiğimiz Sokağın Dili köşemizde bu hafta Antalyalılara “Şehirde düzenlenen festivallerden haberdar olabiliyor musunuz? Bu festivallere katılım sağlıyor musunuz? Antalya’nın kültür-sanat anlamında eksik yönleri var mı?” sorularını sorduk. Antalyalılar “Sadece film festivaline vaktim olursa film izlemek için gitmeye çalışıyorum. Genelde olup bittikten sonra haberlerde, gazetelerde görüyoruz. Geçim derdine kendimize vakit ayıramıyoruz ki. Bu şehrin vizyonu düşük. Potansiyel var ama kullanamıyor” şeklinde cevap verdi.
ALIŞKANLIK EDİNMEK LAZIM
Şehirde yapılan festivallerden haberdar oluyorum. En azından Altın Portakal’ı falan biliyorum. Hatta bu sene baya bir tartışmalar oldu. Bu sene yapılan festivale tepkiler vardı. Piyano Festivali’ne hiç katılmadım ama onu da biliyorum. Sadece film festivaline vaktim olursa film izlemek için gitmeye çalışıyorum. Ama doğruyu söylemek gerekirse şehirde festival varmış hemen katılmalıyım diye bir durum söz konusu değil. Film festivaline de sinemaya gitmek gibi gidiyorum. Bu sene daha hiç gitmedim tiyatroya da. Bu büyük bir eksiklik aslında. Biraz bu konularda alışkanlık kazanmak gerekiyor sanırım. TUĞBA ŞAHİN
***
SİNEMAYA GİTMEYİ TERCİH EDİYORUM
Açıkçası ne yalan söyleyeyim pek takip etmiyorum. Genelde olup bittikten sonra haberlerde, gazetelerde görüyoruz. Sadece bu sene Altın Portakal’da Menderes Türel’in çok eleştirildiğini duydum ama neden olduğu hakkında pek bir fikrim yok. Kültür sanat anlamında genelde arkadaşlarımla sinemaya gitmeye çalışıyorum. Toplanıyoruz filme gidiyoruz, sonra dışarıda takılacaksak takılıyoruz. Maksat beraber bir şeyler yapmak olsun. Ama dediğiniz festivallere katılmıyorum açıkçası. ALİ RIZA ODABAŞI
***
SANATA KATILIM ÖZENDİRİLMELİ
Şehirdeki festivallere pek katıldığımı söyleyemem ama tiyatroya her fırsat buldukça gidiyorum. Çünkü bazen benim vaktim olmuyor, bazen de vaktim olduğunda bilet bulamıyorum. Tiyatroya gitmeyi seviyorum. Zaten sinemaya da istediğimiz zaman gidebiliyoruz. Antalya’da kültür-sanat anlamında sanırım daha çok duyuru yapılması gerekiyor. Eğer daha geniş kitlelere ulaşılmak isteniyorsa bir afişten öteye gidilmesi gerekiyor. Yani tabii ki burada bizlerin eksikliği de vardır. Ama bazen bir etkinlik olduğunda ya son gün ya da bittikten sonra öğrenmemin bana bir faydası yok ki. Ki ben bu tarz şeylere ilgisiz biri değilim ama dediğim gibi bazen ne olduğundan haberimiz bile olmuyor. Bu da artık yönetimlerin ya da kim düzenliyorsa bunları onların bir şeyler yapması gerekiyor. Sanat daha özendirici şeyler yapılmalı sanırım. BURCU KATIRLI
***
GEÇİM DERDİNDEN FIRSAT BULAMIYORUZ
Valla açık konuşayım. Hiçbir şeye katılmıyorum. Aha görüyorsunuz çalışıyorum şu anda. Çalışmaktan, eve para götürmekten başka bir şey yapmıyorum açıkçası. Yani ay sonunda kiramızı nasıl ödeyeceğiz, faturaları ne yapacağız demekten bu tarz şeyler aklımıza bile gelmiyor. Bir de 3 çocuk var. Onların okul masrafları bilmem neleri derken ay sonu zor geliyor. Ha gidilmeli mi? Evet imkânın varsa gidilmeli ama ben gidemiyorum. Geçim derdine kendimize vakit ayıramıyoruz ki. Eve gittiğimde biraz televizyon izliyorum. Sonra yatıyorum. Sabah kalkıp işe gidiyorum. Çok şükür yine para kazanıyoruz. O kadar da kötü değil durum ama dediğim gibi sonuçta bir işte çalışıyorsunuz, evini aileni geçindirmek zorundasın. O yüzden bir şeylerden ödün vermek zorunda kalıyorsun. İnşallah çocuklarımız okuduktan sonra iyi işleri olur ne diyelim. ABDULLAH TAŞPINAR
***
ELİMDEN GELDİĞİNCE TAKİP EDİYORUM
Şehirdeki etkinlikleri elimden geldiği kadar takip etmeye çalışıyorum. Ayda bir tiyatroya gitmeye çalışıyorum. Gitmediğim bir oyun varsa. Sevdiğim bir film varsa sinemaya gitmeye çalışıyorum. Festivaller içinse belirli bir kesimin haberim yok demesi biraz saçma geliyor. Katılmak zorunda değilsiniz ama yolda yürürken bile bir yerde afişini illa ki görürsünüz. Tabi ki imkânı, ilgisi olmayanlar vardır. Onlara diyecek bir şey yok ama kültür mantarı gibi gezip şehirdeki hiçbir şeyden haberi olmayanları pek anlayamıyorum açıkçası. Tabi bu durum tek taraflı da değil. Bu festivali düzenleyenlere de hata bulmak gerek. Gerçekten iyi tanıtım yapılıyor mu, düzgün bir organizasyon mu bunlara dikkat etmek gerekiyor. Bu sene Film Festivali iyidir kötüdür o kısma girmeyeceğim. Yani herkese ulaştırılması gerekiyor. Okullardan toplasınlar öğrencileri. Filmlere götürsünler. Ne bileyim çalışanlara özel bir şeyler yapsınlar. İsteyince herkesi mitinglere toplamayı biliyorlar sonuçta. Olmayacak bir şey değil. CANER GÜNGÖR
***
BU ŞEHRİN VİZYONU DÜŞÜK
En çok sinemaya gidiyorum sanırım. Bazen şehirde ne oldu, bitti haberimiz bile olmuyor. Bu biraz da bizim ilgisizliğimden kaynaklanıyor olabilir. Ama bu şehrin garip bir şeyi var. Sanki yapılan bütün etkinlikler belli bir kesim için yapılıyormuş gibi bir hissiyat veriyor. Siz sayınca çok festivalin olduğunu fark ettim. İsim olarak çoğunu biliyoruz ama katılım anlamında yetersiz tabi durum. Ki Antalya gibi bir şehirde yaşıyorsunuz. Bütün büyük etkinlikler, büyük sanatçılar İstanbul’a gelebiliyorsa sizde onları buraya getirebilirsiniz. Yani her ay, her sene aynı insanları görmek, dinlemek insanların ilgisini azaltıyor. Bunu daha çok konser anlamında söylüyorum. Hemen hemen her etkinliğe dünyaca ünlü diye İnna mıydı neydi o kadını getiriyorlar. Zaten Antalya’dan çıkmıyor ki kadın. Ben niye onu dinlemek zorunda kalayım ki sürekli. Çok büyük, çok güzel organizasyonlar yapılabilir. Tabi ülkenin içinde bulunduğu bir güvensizlik ortamı var ama iyi tanıtım ve pazarlama yapılabilir. Sonuçta bütün yıl neredeyse turizm bitmiyor. Özellikle yaz aylarında konser takvimi oluşturup daha önce gelmeyen, turistlerin de seveceği insanları buraya getirmek bence zor değil. Bu şehrin vizyonu düşük. Potansiyel var ama kullanamıyor. ALİ FUAT YILMAZER
***
SİNEMAYA GİDİYORUM
Pek tiyatroya giden biri değilim. Saydığınız festivalleri de isim olarak biliyorum tabii ki ama ne zaman ne şekilde yapılıyor pek haberim yok. Genelde sinemaya ya da konsere gitmeyi tercih ediyorum. Çok bu tarz şeylere de vakit ayıramıyorum açıkçası. Belki de bahane buluyoruz bu tarz şeylere bilemiyorum ama en azından dediğim gibi sinemaya gidiyorum. SELÇUK BAYRAKTAR