Çağın buluşu ‘Facebook’, müthiş bir araç oldu. Ben internet kuşağı değilim, ama çok alıştım. İzini kaybettiğin arkadaşlarını, aniden karşına çıkarıyor. Yeni arkadaşlıkların kurulmasına da aracılık ediyor. Yepyeni bilgilerle, bilim, kültür ve sanat deryasında yaşatıyor insanı…
(Kötü niyetlilerin elinde dolandırıcılık tuzağı da oluyor ya, neyse… Konumuz bu değil…)
Geçen ay, bugüne kadar görme fırsatı bulamadığım çok güzel bir yurt köşesinden, yeni bir Facebook arkadaşım oldu. ‘Kemaliye Etnografya Müzesi Sorumlusu’ diye imza atıyor. Yöre insanının el emeğini ve estetik duyarlığını yansıtan, antik objeler yayınlıyor. Ben de onları dostlarımla paylaşıyorum.
Kemaliye, önceki adı ‘Eğin’ olan, bir Erzincan ilçesi. Mustafa Kemal, Cumhuriyet kurulduktan sonra ziyaret ettiği zaman, Eğinlileri kendisine çok yakın hissettiği için ve Kurtuluş Savaşı’nda büyük kahramanlıklar gösterdikleri için; ilçenin adının ‘Kemaliye’ olmasını arzu etmiş…
Şimdi buraya iki mısraını alacağım Eğin Türküsü’nün, Kurtuluş Savaşı’na gidip dönmeyen bir askerin eşi tarafından yazılan güftesinin güzelliğine bakar mısınız?
“Eğin viran olmuş, bülbül ötmüyor / Ağam ırak yolda, elim yetmiyor / Sayı tutam dedim, sayı bitmiyor / Gel ağam gül ağam, gel de yine git / Akan gözüm yaşını, sil de yine git...”
Karşılıklı haberleşmelerimiz sonucu, ‘Kemaliye Etnografya Müzesi Sorumlusu’ imzasının aslında bir genç kıza ait olduğunu öğrendim. Tek başına müzesini yaşatmaya ve tanıtmaya çalışıyor. Eğin Türküsü’nü yazan genç kadın gibi, Onun duyarlılığı da, yazdığı şu güzel şiirden yansımıyor mu?
“Yalnız bir ağaç gördüm yol kenarında / Dili lal, bakışı yorgun, duruşu çaresiz / Belli ki bu yol kenarını kendi seçmemiş / Filizlenip dallarını durak yaparken kuşlara /… / Bilinmedik türküler fısıldıyor rüzgârın kulağına / Rüzgârın sesi titriyor eşlik ederken bilinmezliğe / Sonra rüzgâr, sararan yaprakları özgürlüğe yolcu ediyor / Titreyen sesiyle…”
‘Kemaliye Etnografya Müzesi Sorumlusu’ genç kız arkadaşımın gönderdiği fotoğraflardan birini, yöre insanının mimari estetiğini görmeniz için paylaşıyorum. Bir de Kemaliyelilerden güzel bir bilgi size: “Kapı Tokmaklarının Sırrı... Misafirin, ev sahibi ile ilk iletişim kurmaya başladığı kapı tokmağında; üst kısımdaki büyük ve tok bir ses çıkaran erkek, alt kısımdaki küçük ve daha ince ses çıkaran kısım kadın misafir tarafından kullanılır. Ev sahibi, kapının çıkardığı sesten, gelen misafirin kadın ya da erkek olduğunu anlar…”
Kemaliye, gidip görmeyi, yaşamayı hak eden bir güzelliktir… Bilginize sunulur…
Yorumlar
Kalan Karakter: