Bu gelişmelere bir de Japon ekonomisinde ve tatil zamanlarında yaşanan değişimler eklenince Türkiye için büyük önemi olan bu pazarın dikkatle takip edilmesi gerekiyor.
Türkiye, kültürel zenginlikler ve tarihi mirasa düşkün Japon turizm pazarında farklı guruplara hitap edebilecek çok güçlü cazibe unsurlarına sahip. Japon pazarı kendine has özellikleriyle Türkiye için sürdürülebilir turizm gelişiminde önemli bir yere sahip ve önemi önümüzdeki yıllarda daha da artacak.
Japonlar, Türkiye’nin mas turizm pazarının yöneldiği turizm merkezlerinden ziyade Anadolu turlarını tercih ediyorlar. Ege’ye gittikleri gibi Kapadokya’ya, Güneydoğu’ya, İstanbul’a, Karadeniz’e de gidiyorlar. Müzeleri ve antik kentleri ziyaret ediyor ve Türkiye’ye gelen turistin ortalama harcamasının 2,6 katı harcama yapıyorlar. Ayrıca Japonlar Türkiye’ye sezon dışında da geliyorlar ve kitlesel turizme göre çok daha dengeli bir sezonsal dağılımları var.
Tüm bu özellikler, turizm gelirinin bölgelere ve sezonlara yayılması, kültürel kaynaklarımızın değerlendirilmesi ve sürdürülebilir gelişim için kaynakların yaratılması için çabalayan Türkiye açısından Japon pazarının önemini artırıyor.
Geçtiğimiz 2010 yılı Japonya’da resmen ‘Türkiye Yılı’ olarak, birçok etkinlikle kutlandı. 1999 yılında yaşadığımız acı deprem felaketleri, depremlerden çok çekmiş bu iki ulusun yakınlaşmasına neden olmuş, Japonya büyük bir dayanışma örneği göstererek Türkiye’ye her alanda yardım elini uzatmıştı.
Bugün yurtdışına çıkan Japonların yaklaşık yüzde 12’si (yaklaşık 2,5 milyon kişi) Avrupa ülkelerini tercih ediyor. Türkiye’nin Japon pazarında binde 5’lik bir payı var. Avrupa ülkelerine gelen Japonların içinde ise Türkiye’ye gelenlerin payı 2010 rakamlarına göre yüzde 8,5 civarında.
Yurtdışına çıkan Japonların yaşları ve cinsiyet ilişkileri incelendiğinde kadınların, erkeklere oranla daha genç oldukları görülüyor.
Yurtdışı seyahati yapan kadınların %50,5’i 20 yaşının altındayken, erkeklerde bu oran yüzde 24,8’lere düşüyor.
Japonların yüzde 42,8 gibi büyük bir bölümü aile fertleri ile tatile çıkarken, eşleriyle yurtdışı seyahate çıkan Japonların oranı ise yüzde 17,1 olarak tespit edilmiş.
Arkadaş grupları ile geziye çıkmayı tercih eden Japonların oranı toplamda 23,6 iken, iş grupları olarak seyahate çıkanların oranı da yüzde 10,5.
2010 yılında Japonya uluslararası turizme en çok harcama yapan dördüncü ülke idi. O yıl Japonlar yaptıkları yurtdışı seyahatlere 31,5 milyar dolar harcadılar ve dünya uluslararası turizm harcamalarında payları yüzde 6,6 olarak gerçekleşti.
Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan ve en fazla dış ticaret fazlası veren Japonya ticari ilişkilerinin bulunduğu başta ABD olmak üzere diğer ülkeler tarafından bu ticari açığı kapatması konusunda sık uyarı alıyor. Japonya bu doğrultuda halkını daha fazla tüketmeye ve bunun bir yolu olarak da daha fazla seyahat etmeye teşvik etmeye çalışıyor.
Japon turizm endüstrisi, yılda 54 trilyon Yen brüt hasıla üretiyor ve 4,2 milyon kişi bu endüstride istihdam ediliyor. Japon hükümeti işin bu yanını da düşünerek halkı seyahat etmeye teşvik ediyor.
Türkiye’ye gelen Japon turistlerin profili:
· Japonlar, ağırlıklı olarak tarihsel ve kültürel yerleri gezmekten hoşlanırlar. Kapadokya, höyükler, Efes, harabeler özellikle tercih ettikleri yerlerdir.
· Golf turizmi Japonların yoğun ilgi duydukları aktivitelerden biridir.
· Termal turizm de Japonlar tarafından tercih edilen diğer turizm çeşitlerinden.
· Kış turizminde ise daha çok sakinlik aranıyor. Bu nedenle iyi tesislerin bulunduğu Doğu’daki kayak merkezlerimiz cazip hale getirilebilir.
· Japonların önem verdikleri diğer bir aktivite de alışveriş. Ünlü markalara çok meraklılar, bu markalar için mağazaların önlerinde saatlerce kuyruk bekleyebilirler. Bunun için çok da para harcarlar.
· Japonlar, ağırlıklı gezgin tipinde insanlardır. Bu nedenle deniz&kum&güneş turizmi onlara hitap etmez. Özgün yerler onların özellikle görmek isteyebileceği yerler.
· Türkiye’ye gelenler ya, yaşça büyük ya, da küçüktür. Orta yaş grubu genellikle Türkiye’ye gelmiyor.
Japonlar, genellikle kaliteli ve lüks tesisleri konaklama için tercih ediyorlar. Bununla beraber belli yörelerdeki “S” (special) kategorili tesislerde de konaklayabiliyorlar.
Bizi bu kadar önemseyen ve sempati duyan Japonları ülkemize çekmek için tüm sektörlerin el birliği ile çalışması ile dürüstlük ve kaliteye önem vermesi gerekecektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: