Hürses’in, onu 57 yıl yaşatan Uğural ailesinden, geleceğe taşımayı hedefleyen AB Medya’ya geçtiği günlerdi. Yani geçen sene bu zamanlar… Naci Uğural (Çocuklarıyla yaşıt meslektaşları olarak biz haliyle Naci amca diyoruz) ile geçmişi konuşma onuru bana düşmüştü. Buldum o röportajı. Girişini şöyle yazmışım: “İçinde inanç, sabır, yokluk, aile dayanışması, iki yangın, mutluluklar, haksızlıklar, bolca mücadele, dostluk ve aşk olan 57 yıllık bir öykü anlatacağım size. Hürses’in öyküsü…
Aslında roman olur ama gazete sayfalarına sığacak kadar olmak zorunda. Adını anamadığım herkesten ve kullanamadığım her sözcükten özür dileyerek başlıyorum. Hürses’in kurucusu Naci Uğural, en yakın destekçisi eşi Gönül Uğural ve gazetenin son 11 yılını sırtlanan ortanca kızı Derya Uğural ile evlerinde sohbet ettik. Sehpaların ve halının üzerine yayılmış 57 yılın tanığı fotoğraflar, gazete sayfaları, özenle saklanmış ödüller arasında…
* * *
Röportaj, Hürses’in kuruluş yıldönümünde çıkmıştı. O gün Kalekapısı’ndaki Antalya’nın tarihine tanıklık etmiş minik büroda Naci amca, Gönül teyze, kızları Derya ve Deniz, gazetenin son yıllarını sırtlanan İhsan Coşkun, Merih Karataş ve ben bir araya gelmiştik. Akşama kadar konuklar geldi; kapıdan uğrayanlar, sırf kutlamak için yolunu değiştirenler, mesleği Hürses’te öğrenenler, Hürses’ten ekmek yemiş olanlar…
Belli bir yaşın üzerindeyseniz bilirsiniz, “Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir.” Biliyorduk bilmesine de mevcut durumdan vazgeçmek de kolay değil ki… Bir parça buruk, bir parça hüzünlüydük. Ertesi sabah, AB Medya’nın Lara’daki binasındaydık. Bir yıl içinde gazetenin sayfa sayısı arttı, baskı kalitesi düzeldi. Sayımız da arttı. Gencecik gazeteciler, stajyerler geldi.
* * *
İşte ben o zaman korktum Naci amca. Sizin zamanınızda kağıt bulmak, mürekkep bulmak, para bulmak zormuş. Ancak doğruluk, dürüstlük, meslek terbiyesi, iyi ahlak, hakkaniyet boldu derler. Gazeteciler, açlığı, yokluğu mesleğin gereği bir onur payesi gibi taşırmış. “Kalemini kır ama satma” diyen meslek büyüklerinin sözleri önemsenirmiş. At izinin it izine karıştığı günümüzde sorsan genç gazeteciye, duymuş mudur ki “Kalemini kır ama satma”yı? Bizimkiler Hürses’i “Okul” sayıyorlar; gözlerini, kulaklarını dört açmışlar. Öyle çabuk öğreniyorlar ki! Hata yapmaya, yanlış bir şey söylemeye korkuyorum onların yanında. Ne değişirse değişsin, bu mesleğin temel ilkeleri değişemez çünkü. Değişirse, mesleğin çivisi çıkar, okurun güveni yitip gider, insanın saygınlığı uçup gider. “Sadece gazeteci” olanların itibarsızlaştığı günümüzde, bizimkileri “Sadece gazeteci” yetiştirebilmek ne kadar zor farkındasın değil mi? Senin anlayacağın, at iziyle it izinin birbirine karıştığı günümüzde işimiz çok zor, yükümüz çok ağır Naci amca.
Yorumlar
Kalan Karakter: