Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği ANSİAD’ın gündeminde ‘etik tartışması’ var. 24 yıllık geçmişi bulunan derneğin isminin bir siyasi partiyle özdeşleşmiş olarak görünmesine yol açan Yüksek Danışma Kurulu Başkanı’nın siyasi parti meclis üyeliği, üyeler arasında görüş ayrılığına yol açtı. CHP’den Konyaaltı Meclis Üyesi olan Mehmet Hacıarifoğlu’nun ANSİAD’ın en önemli organı olan Yüksek Danışma Kurulu Başkanlığı’na devam etmesi işadamlarını böldü.
‘BU BİZE YAKIŞMIYOR’
ANSİAD’ın kurucularından Hüseyin Acarlıoğlu, derneğin çok sıkı belirlenmiş ilkeleri olduğunu ama sözkonusu durumun bu ilkeleri çiğnediğini söyledi. Siyasete girecek tüm ANSİAD üyelerine destek vermeyi görev bildiklerini belirten Acarlıoğlu, “Hangi partide oldukları önemli değil. Maddi manevi desteğimizle arkalarındayız. Ama dernekteki faal görevlerinden istifa etmeliler. ANSİAD’ın bu ilkesine her üyenin itibar etmesi gerekiyor. Biz üyelerimiz arasında milletvekilleri, başkanlar, meclis üyelerinin çok olmasını arzu ettik ama bu şekilde olsun istemedik. Hacıarifoğlu benim dostum. Ortak Akıl Grubu’na başkan olduğunda da kendisine istifa etmesi gerektiğini söyledik ama dinletemedik. Birbirimizi kırmak istemiyoruz ama bu yanlışlar derneğe büyük zarar veriyor. ANSİAD örnek olmalı, diğer derneklere örnek teşkil etmeli ama maalesef derneğimiz sırf bu nedenle çok sıkıntılı bir dönem geçiriyor” dedi.
‘DEĞİŞTİRMEK ZOR’
ANSİAD’ın duayenlerinden İşadamı İbrahim Şencan da politikaya giren hiçbir üyenin dernek yönetiminde görev almaması gerektiğini söyledi. Şencan, “ANSİAD’ın kurucusu Sadık Badak... Politikaya atıldı, etkili bir partide yer aldı, milletvekili seçildi. Onun dışında birçok arkadaş partilerde görev aldılar ya da üye oldular... Aslında politikaya giren üyelerin dernek çatısı altında en azından yönetimde görev almamaları gerekiyor... Doğrusu istifa etmeliler ama bu davranışları değiştirmek çok zor” diye konuştu.
ANSİAD üyesi olduğunu ancak iki yıldır hiçbir toplantıya katılmadığını dile getiren İşadamı Kemal Özgen de dernekten uzak kalmasını sözkonusu sıkıntılara bağladı. “Etik açıdan siyasi bir partiye giren biri, odalarda ya da derneklerde önemli bir koltuk işgal ediyorsa sivil toplum örgütündeki görevinden ayrılmalı” diye Özgen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bir gelenek, bu bir teamül. Yazılı olmasa da uygulanmalı. Derneğimizde birçok görüşten insan var. Herkesin etiketlenmesine yol açacak bu tür bir davranış etik değil. 2 yıldır ANSİAD’la bağımın kopması da bu yüzden.”
‘PARTİ İÇİNDEKİ YERİNE BAĞLI’
ANSİAD’ın eski başkanlarından Bekir Bülend Özsoy, siyasetin önemli bir kurum olduğunu vurgulayarak, "ANSİAD'ın hassas olduğu konu, bireyin siyasi parti içerisindeki konumuna bağlı. Bir yandan sivil toplum kuruluşunda bir görevi yönetirken diğer yandan siyasi parti içerisinde il başkanlığı, ilçe başkanlığı gibi aktif görevlerde bulunmak etik açıdan doğru değil" dedi.
‘BENCE NORMAL’
ANSİAD üyesi Mustafa Çetin, sivil toplum kuruluşunda görev yapan birinin, aynı zamanda siyasetin içinde olmasının son derece normal olduğunu söyledi. Sivil toplum örgütlerinin siyaset kurumundan ayrılamayacağını dile getiren Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sivil toplum kuruluşları siyasi otoritenin içinde mutlaka yer almalı. Çünkü oradaki olayları halka aktarmak, halkı bilinçlendirmek gerekir. Bir sivil toplum kuruluşunda görev yapan birinin, siyasetin içinde olmaması gerektiği gibi bir düşünceyi son derece yanlış buluyorum. Dolayısıyla etik açıdan yanlış olmasının aksine, yapılan görevin faydalı olması açısından son derece önemli."
‘KURALLARA BAĞLI’
Sivil toplum kuruluşlarında görev yapan birinin aktif olarak siyasetle uğraşmasının normal karşılanması gerektiğini belirten ANSİAD üyesi Mustafa Erkal ise konunun sivil toplum kuruluşunun kurallarına göre değerlendirilmesini gerektiğini söyledi. Sivil toplum ve siyasetin birbiriyle iç içe olması gerektiğini belirten Erkal, “Bazı sivil toplum kuruluşları, üyelerinin siyasetin içinde olmasını istemez. Bazıları da bunun tam tersini söyler. Ben etik açıdan bir problem olduğunu düşünmüyorum. Sivil toplum ve siyaset bir bütündür. İkisi birbirinden ayrılamaz” diye konuştu.
'ETİK DEĞİL'
Sivil toplum kuruluşlarından herhangi birinde özellikle yönetici olarak görev yapan birinin aktif olarak siyasetin içinde olmasını tasvip etmediğini belirten ANSİAD üyesi Arif Selçuk, bu durumun etik açıdan uygun olmadığını vurguladı. Selçuk, "Kişinin tamamen kendi tercihidir elbette. Kişinin kendisine göre bu durum uygun olabilir ancak ben etik açıdan uygun olmadığını düşünüyorum. Özellikle bir sivil toplum kuruluşunda yönetici konumunda bulunan birinin parti farketmeksizin siyasetin içinde olmaması gerekiyor" şeklinde konuştu.
'KURUMA SİYASET BULAŞMAMALI'
ANSİAD Yüksek Danışma Kurulu Başkanı olan ve aynı zamanda CHP Konyaaltı Meclis Üyesi olarak da görev yapan Mehmet Hacıarifoğlu, kendisinin ilk olmadığını, daha önce hem sivil toplum kuruluşlarında hem de siyasi partilerde yöneticilik yapan isimler olduğunu söyledi. Bu durumun etik açıdan bir sıkıntı yaratmadığını düşündüğünü belirten Hacıarifoğlu, "Eğer çalışılan sivil toplum kuruluşu siyasete alet edilirse o zaman etik açıdan doğru olmaz. Ama siyaseti alet etmediğiniz sürece bu bir sorun yaratmaz. Bazı arkadaşlar bu konuda hassasiyet gösterebilir. Ancak ben bu hassasiyetin altında daha başka nedenler olduğunu düşünüyorum. Neden şimdiye kadar konuşmadılar?" dedi. ANSİAD'ın içinde hiçbir zaman siyasetin olmadığını belirten Hacıarifoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Ne daha önce siyasi parti içinde görev alan arkadaşlarım ne de ben ANSİAD'ın içinde siyaset yapılmasına izin vermedik. ANSİAD'in içinde siyaset hiç olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır."
Yorumlar
Kalan Karakter: