Bu yıl 62’ncisi düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Uluslararası Uzun Metraj Yarışma filmleri arasında yer alan İranlı yönetmen Ali Asgari imzalı “İlahi Komedya”, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu’ndaki gösterimiyle festival seyircisiyle buluştu. Dünya galasını Venedik Film Festivali’nde yapan film, sansürle boğuşarak son eserini tamamlamaya çalışan bir yönetmenin hikâyesi üzerinden özgürlük, yaratıcılık ve adalet arayışını işliyor. Gösterim sonrası yapılan söyleşiye yönetmen Ali Asgari katıldı.
“Hayır diyebilmek, cehennemden cennete gitmenin yoludur”
Asgari, filmin çıkış noktasını Dante’nin İlahi Komedya’sı ve “hayır” kelimesinin gücüyle ilişkilendirdi: “İlhamımı, ‘hayır’ kelimesinin gücünden aldım. ‘Hayır’ diyerek cehennemden cennete nasıl gidilebileceğini anlatmak istedim. Film boyunca İlahi Komedya’dan çok şey taşıyorum ama en önemlisi bu: Engellere karşı çıkabilmek. Komediyi, günümüzdeki anlamından farklı olarak ironik bir dilde kullandım.”
Filmin yapısında, klasik anlatının modern yorumunu aradığını belirten yönetmen, “Komedi artık trajedinin ironik biçimidir” diyerek filmine felsefi bir yön kazandırdı.
“İran’da gerçek hayatla komedi arasında fark yok”
Gerçeklik ve mizah arasındaki ilişkiye dair soruya Asgari şu çarpıcı yanıtı verdi: “İran’da gerçek hayatla komedi arasında bir fark yok. Yaşadığımız şeyler zaten ironik. Filmi İran dışında çekmek istemedim ama İran’da göstermek için de izin alamadık.”
Yönetmen, sansürle mücadelenin kendi sinema serüveninin ayrılmaz bir parçası olduğunu hatırlattı: “Bir önceki filmim nedeniyle İran yönetimiyle pek çok sorun yaşadım. Bu film dahil birçok yapım İran’da vizyona giremiyor ama halk bir yolunu buluyor. Filmler kütüphanelerde, kafelerde, gizli gösterimlerde izleniyor. İran’da çok bilinçli bir izleyici kitlesi var.”
“Nuri Bilge Ceylan İran’da Türkiye’den daha çok tanınıyor”
Asgari, Türkiye-İran kültürel bağlarına da değinerek şu dikkat çekici cümleyi kurdu: “Nuri Bilge Ceylan, İran’da belki Türkiye’den daha fazla tanınıyor. Türk sinemasına büyük bir saygı var. Filmlerimiz arasındaki duygusal bağ güçlü.”
Filmdeki Türkçe diyalogların da bu kültürel yakınlıktan kaynaklandığını anlatan yönetmen, şöyle ekledi: “Filmi Behram’la birlikte yazdık. Behram Türk ve senaryo kişisel deneyimlerimizden yola çıktı. İran’da 50 milyondan fazla Türk yaşıyor ama Türkçe film çekmek ya da göstermek neredeyse imkânsız.”
 
                     
                        
 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                 
                                
Yorumlar
Kalan Karakter: