Burdur Gölü’ne Hayat Verelim Derneği, Lisinia Yaban Hayatı Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi, Göle Yas Belgesel Filmi Ekibi ile bir grup sanatçı, 27 Eylül’de hepimizi “Su orucu” tutmaya davet ediyorlar. Gelebilenleri de gölün kıyısında yas tutmaya…
O eski güzelliğini, maviliğini, ışığını kaybeden, gün be gün geri çekilen gölün kıyısında okudular basın açıklamalarını.
Burdur Gölü’ne Hayat Verelim Derneği ve Göle Yas Belgesel Filmi Yönetmeni Şafak Türkel, “Zaman zaman yapacağım şeye karşı olan inancımı yitirmeye başladığımı hissediyorum ama direniyorum aynı göl gibi. Göle olan borcumu gerekirse göl ile yan yana kuruyarak ödemeye kararlıyım” dedi.
Eğer gözümüzü biraz daha açmayacak olursak sanki bizim akıbetimiz daha mı farklı olacak?
Basın açıklaması bitince, Burdur yöresinin ünlü türküsü “Hadi Gari Sen De Gel”i seslendirdi karalar giymiş genç sanatçılar. Bahar kokan; kolların, bacakların yukarı yukarı kaldırılarak oynandığı o neşeli türküyü, kemanlar eşliğinde ağıt gibi söylediler. Zaten üstüne basa basa anlatıyorlar: “Bu bir şenlik değil toplu bir yastır çünkü kuruyan gölün şenliği olmaz, yası tutulur.”
Var mısınız bir günlük su orucuna? Türkiye’nin neresinde olursak olalım, sadece Burdur Gölü için değil, kuruyan bütün göller, akar sular için…
Sabah kalkacaksınız, yüzü gözü yıkamak, dişleri fırçalamak yok. Çay demlemek, kahve suyu kaynatmak yok. Bulaşık, çamaşır yıkamak, arabayı yıkamak, çiçekleri sulamak, kapının önüne su tutmak, balkonu yıkamak, sebze yıkamak, duş almak yok. Bir yudum su içmek de yok.
Bir yudum suya hasret kalmak ne demekmiş bir denemeye ne dersiniz?
Yorumlar
Kalan Karakter: