Antalya Ticaret ve Sanayi Odası olağan Meclis toplantısı, Meclis Başkanı Ahmet Öztürk başkanlığında toplandı. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Hacısüleyman yaptığı meclis konuşasında istikrarlı ve yüksek oranlı bir sanayi büyümesine ihtiyaçlarının olduğunu belirterek sanayi büyümezse, hizmetler bir ülkeyi uzun süre ayakta tutamaz diye belirtti. Sanayi sektörünün küçüldüğünü, iflas ve konkordato başvurularının artmaya başladığını belirten Hacısüleyman: “Politika faizinde büyük indirimler beklemiyoruz. Bunun olmasını da istemiyoruz. Amaç hasıl olmadan, yani enflasyon kontrol altına alınıp makul bir düzeye çekilmeden önce yapılacak orantısız faiz indirimlerinin ekonomimize ve şirketlerimize ne büyük zarar vereceğinin farkındayız. Son bir yıldır, enflasyon ile mücadele için yapılanların, cari açıkla mücadele için yapılanların, negatif rezervlerin artıya geçirilmesi çabalarının boşa gitmesini istemiyoruz” diye belirtti.
SANAYİ SEKTÖRÜNDE DARALMA VAR
Türkiye ve dünya ekonomisinde hızlı değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğini söyleyen ATSO Başkanı Hacısüleyman: “Geçtiğimiz haftalarda yılın ikinci çeyreğine ait büyüme verileri açıklandı. Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 2.5 büyüdü. Bu, son 4 yılda gördüğümüz en düşük büyüme hızı. 2.5 puanlık büyümenin dağılımına harcamalar tarafından baktığımızda gördüğümüz resim şu: tüketim harcamaları yüzde 1.6, kamu harcamaları yüzde 0.7, yatırım harcamaları yüzde 0.5 büyüdü. Bu üç kalemin performansı da önceki dönemin gerisinde. Tüketimdeki yavaşlama enflasyon ve cari denge için olumlu ancak yatırımlardaki sert yavaşlama sanayi sektörü açısından olumsuz bir gelişme. Büyümenin dağılımına üretim tarafındaki sektörler açısından baktığımızda ise daha farklı bir resim görüyoruz. Hizmetler sektörü ikinci çeyrekte yüzde 2.9, tarım sektörü yüzde 3.7 büyürken, sanayi sektörü yüzde 1.8 daraldı” diye açıkladı.
SANAYİ BÜYÜMEZSE HİZMET AYAKTA TUTAMAZ
Daralmanın üzücü, düşündürücü ve kaygı verici olduğunu belirten Hacısüleyman: “Hepinizin bildiği gibi, büyümedeki yavaşlama bilinçli olarak uygulanan sıkı para ve maliye politikasının bir sonucu. Buradaki amaç, anormal düzeylere ulaşmış olan iç talep artışını makul düzeylere çekmek ve bu yolla hem cari açığı hem enflasyonu düşürmek. Bunda mutabıkız. Biz de, ekonomideki gerçekleri gören herkes gibi, yüksek iç talebe dayalı, sırtını enflasyona dayayan büyümenin sürdürülemez olduğunu biliyor ve uygulanan mücadeleyi destekliyoruz. Ancak, amaç tüketimi yavaşlatmak iken sonuç sanayi sektörünün daralması olmamalı. Hepimiz bu ülkenin sanayisiz büyüyemeyeceğini, böyle bir büyümenin sürdürülebilir ve istikrarlı bir büyüme olamayacağını biliyoruz. Bizim istikrarlı ve yüksek oranlı bir sanayi büyümesine ihtiyacımız var. Sanayi büyümezse, hizmetler bir ülkeyi uzun süre ayakta tutamaz. Biz sanayi odaklı ve dengeli büyümeyi öngören bir ekonomi politikası bekliyoruz” diye sözlerini sürdürdü.
İSTİHDAM BEKLENTİLERİ GERİLİYOR
Sanayi sektörünün küçüldüğünü, iflas ve konkordato başvurularının artmaya başladığını ve ihracatta çok cüz’i bir artışın olduğunu belirten Başkan Yusuf Hacısüleyman: “İSO-PMİ (“Satın Alma Müdürleri Endeksi” ) endeksi altı aydır negatif. Tüm imalat sektörlerinde daralma var. Reel kesim güveni zayıflıyor. Sanayi de istihdam beklentileri geriliyor. İşte bunun için diyoruz ki: “tamam ekonomi yavaşlasın, enflasyon düşsün, bir de iş dünyası olarak üzerimize düşeni yapalım ama sanayiden vazgeçmeyelim.” Peki bu nasıl olacak, talebimiz ne? Talebimiz finansmana eşirimde yaşadığımız sıkıntıların hafifletilmesi. Zaten kredi faizleri son derece yüksekken bir de bunun üzerine bankalara “KOBİ’lere verdiğiniz kredilerde aylık büyüme yüzde 2’yi geçmeyecek” denmesin. Yüzde 2’lik kredi büyüme tavanını yukarı çekmenin KOBİ’lerimizi bir nebze rahatlatacağına inanıyoruz” dedi.
HALKIN SATINALMA GÜCÜ DESTEKLENMELİ
2025-2027 Orta Vadeli Programı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve ilgili Bakanlar tarafından açıklandığına değinen Hacısüleyman: “Enflasyonu düşürmenin öncelikli hedef olarak belirlendiği programda, büyüme tahminleri yarım puan aşağı çekilerek 2024 için %3.5, 2025 için %4 olarak açıklandı. Yılsonu enflasyon hedefleri de bu yıl için %41.5 2025 için %17,5 olarak revize edildi. Bizler iş dünyası olarak hem süregelen dezenflasyon politikasını devam ettirmek hem de OVP hedeflerinin gerçekleştirilmesi noktasında üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Tüm göstergelerde olmamakla birlikte, ekonomik verilerimizdeki dengelenmeyi izliyor ve bunların devam etmesini istiyoruz. Beklentimiz, bu süreçte sanayi sektörünün kollanması ve özellikle dar ve sabit gelirliler olmak üzere halkımızın satın alma gücünün desteklenmesi” gerektiğini vurguladı.
ABD FAİZ İNDİRDİ
ABD Merkez Bankasının geçen hafta politika faizini 50 baz puan düşürdüğünü söyleyen Hacısüleyman: “Avrupa Merkez Bankası birkaç ay önce indirimlere daha küçük adımlarla başlamıştı. 2025 sonuna kadar gelişmiş ülke merkez bankaları indirimlere devam edecek. Bu kademeli olarak dış talebin artması, emtia fiyatlarının yükselmesi anlamına geliyor. 2025’te bu yıldan daha dinamik bir Avrupa ekonomisi göreceğiz. MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika ) Bölgesinde de talep daha canlı olacak. Bunlar, beklenmedik bir gelişme olmaz ise mal ihracatımızın ve turizm gelirlerimizin artacağı anlamına geliyor. Dolayısıyla 2025 küresel ekonomi tarafında bizim lehimize işleyecek. Bundan en çok fayda sağlayacak olan da Antalya iş dünyası olarak biz olacağız” diye belirtti.
ÇOK AZ KALDIĞININ FARKINDAYIZ
Herkesin merak ettiği konunun Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının faizleri ne zaman indirmeye başlayacağı olduğunu söyleyen Başkan Hacısüleyman: “Henüz hangi ay indirimlerin başlayacağını bilmesek de, bu adıma çok az kaldığının farkındayız. Yani işin çoğu gitti azı kaldı. Bankalar 3 ay ve üzeri mevduatlara uyguladıkları faizleri yüzde 30’a doğru çekmeye başladı. Bu da artık indirimlere çok yaklaştığımızı gösteriyor; muhtemelen Kasım’da böyle bir gelişme olabilir. Biz politika faizinde büyük indirimler beklemiyoruz. Bunun olmasını da istemiyoruz. Amaç hasıl olmadan, yani enflasyon kontrol altına alınıp makul bir düzeye çekilmeden önce yapılacak orantısız faiz indirimlerinin ekonomimize ve şirketlerimize ne büyük zarar vereceğinin farkındayız. Son bir yıldır, enflasyon ile mücadele için yapılanların, cari açıkla mücadele için yapılanların, negatif rezervlerin artıya geçirilmesi çabalarının boşa gitmesini istemiyoruz” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: