Antalya Gazeteciler Cemiyeti (AGC) tarafından En İyi Güncel Yazı dalında ‘Düşler Tarlası’ isimli yazımla yılın gazetecisi seçildim. Cuma akşamı AGC’nin düzenlediği törende ödülümüzü aldık ve ‘Göğe’ selam gönderdik.
Geçtiğimiz yıl Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye çapında düzenlenen yarışmada En İyi Güncel Yazı dalında aldığım mansiyon ödülünün ardından, yine aynı kategoride böyle bir ödül almak benim için ayrı bir gurur kaynağı oldu. ‘Düşler Tarlası’ isimli yazım geçtiğimiz yıl yayınlandığı için o yazıyı okuyamayanlardan çok fazla talep gelince, bende tekrar yayınlama gereği hissettim. Ve ‘Düşler Tarlası’ isimli yazıyı tekrar yayınlıyorum. Bu ödülü bana layık görenlere tekrar teşekkür ediyorum.
*****
DÜŞLER TARLASI
30'lu yaşlarda evlenen bir çiftçi, eşi ve yedi yaşındaki kızı, birlikte çiftlikte yaşamaktadırlar.
Çiftlikte mısır yetiştirirler. Adam bir gün mısır tarlasında dolaşırken bir ses
duyar. "Eğer inşa edersen o gelecek." Çiftçi, sesi eşi ve kızının duymadığını fark eder.
Bir gün sese sorar: "Kim gelecek?" O sırada tarlanın bir bölümünde, ışıklandırılmış
bir beyzbol sahası hayali ve 50'li yıllarda ölmüş olan hayranı olduğu beyzbol oyuncusunu görür. Eşine durumu anlatır. Eğer tarlanın bir bölümüne bir beyzbol sahası kurarsa, Joe Jackson gelecek ve beyzbol oynayacaktır. Çevredeki komşular, bu yeni beyzbol sahasını
niye yaptırdığını anlamazlar. Sahanın yapımının üzerinden mevsimler geçer. Ancak gelen giden yoktur. Bir gece umutsuzca eşiyle birlikte hesaplamalar yaparken, kızları gelir ve sahada birinin olduğunu söyler.
Sahada, yıllar önce ölmüş olan beyzbolcular, beyzbol oynamaktadırlar. Çiftçi, hayranı olduğu beyzbolcunun sahanın çizgileri dışına çıkamadığını görür. Oyuncu diğer arkadaşlarını çağırmak için giderken döner ve sorar; "Burası cennet mi?" Çiftçi cevaplar; "Hayır, Iowa!"
Ertesi gün misafirleri geldiğinde, çiftliği satması için baskı yaparlar. Çiftçi ve kızı Karen, sahadaki beyzbolcuların maçını seyretmeye başladıklarında, üç misafirin sahada oynayan oyuncuları görmediklerini fark ederler. Oysa anne, baba ve kız, sahada oynayanları görmekte ve onlarla konuşmaktadır. İnanç, görünmeyene inanmaktır... Görünmeyene inanırsanız, başkalarının görmediklerini görebilirsiniz... "Eğer onu inşa edersen o gelecek" sesini çiftçiden
başkası duymadı. Çünkü o ses, onun içinden geliyordu. Sonra bunu ailesi ile paylaştığında ise, bu, hepsinin hayali haline geldi.
*****
Antalyaspor, 1970 ve 80'lerde mücadele ettiği sutopu branşına, 2010 yılının yaz başında geri
döndü. Yaş ortalaması 45 olmasına rağmen, yeni kurulan tüm kulüpler gibi, açık kümeden başlayan ve 24 yıl aradan sonra İzmir'deki lig elemesine katılıp 18 takım içerisinden 4. olan takım. 2011 yılında ise tekrar katıldığı açık kümede sırasıyla tüm rakiplerini
yenip, namağlup Adana'daki lig elemesini şampiyon olarak tamamladığı için, yalnızca şampiyonun çıkabildiği Sutopu Büyük Erkekler 2. Ligi’ne yükseldi. Takım, 2012 sezonunun yaz aylarında oynanan müsabakaları tek mağlubiyet alarak şampiyon
olarak tamamladı ve 2.ligden, Türkiye deplasmanlı su topu ligine yükselmeyi başardı.
Başlangıçta Don Kişot misali yola çıkan, Antalya’nın en büyük sorunlarından birisi, yüzme havuzu eksikliğini gündeme getirmek için adeta yel değirmenleri ile savaşmaya karar veren su topu takımı sporcuları, açıkçası amaçlarına şu an için ulaşmış gibi görünüyorlar. Çünkü neredeyse bütün belediyeler, yüzme havuzu projesini hayata geçirmeye başlamış durumda. Ancak bu yeterli değil elbette. Film senaryolarına taş çıkartacak bir hikayeye
sahip su topu takımının ilginç hikayesi. Adeta Düşler Tarlası filminde Kevin Costner’in hayali gibi. Belki beyzbolcular gibi o hayal, şu an için çizgilerin dışına çıkamıyor.
Bizler bugün, su topu takımının hayallerini görebiliyoruz belki, ama Antalya, tam anlamıyla göremiyor olabilir. Ancak bir gün mutlaka bu hayal, şampiyonlukların olduğu, müzesinde kupaların bulunduğu ve bütün bir kentin inandığı gerçek haline gelecektir. Çünkü mucizeler, hayaller ile başlar. Hayal kuramayanlar, mucize gerçekleştiremezler.
NOT: Bana bu mesleği öğrettiği için, beni bu mesleğe kazandırdığı için ve her şeyden çok daha önemlisi en büyük mirasın olan bana ve aileme tertemiz bir soyadı bıraktığın için teşekkürler baba. Işıklar içinde yat.
Yorumlar
Kalan Karakter: