Ünlü yazar Dan Brown’un kitaplarını okuyan ve bu kitaplardan beyaz perdeye uyarlanarak TomHanks’in eşsiz oyunculuğuyla sinemaya taşınan filmleri izleyen herkes için İtalya’nın farklı bir yeri vardır. Dan Brown, eşsiz anlatımı ve akıcı diliyle kitaplarında yer verdiği Roma gizemi, bu şehri daha da çekici bir hale getiriyor. Aziz Petrus Bazilikası, Pantheon, Colessium gibi dünya çapında önemli ve çok değerli eserlere ev sahipliği yapan Roma, aynı zamanda dünyanın en küçük yüzölçümüne sahip ülkesi ve Katolik mezhebinin ruhani lideri Papa’nın bulunduğu Vatikan ile milyonlarca turisti ağırlıyor. İtalya’nın başkenti Roma’ya Antalya’dan İstanbul aktarmalı olarak gitmek mümkün. Roma’nın merkezinde bütçenize uygun otel bulmak da öyle zor değil. Havalimanından şehir merkezine taksi, otobüs veya metroyla gidebiliyorsunuz. Ayrıca Roma’nın önemli merkezlerine gidebilmek için de metroyukullanabiliyorsunuz. Metro, şehir içi ulaşımda ciddi bir kolaylık sağlıyor.
FLAVİANUS AMFİTEATR (COLLESİUM)
Roma’nın simgesi konumunda bulunan ve UNESCO tarafından koruma altına alınan Collesium, 50 bin kişilik kapasitesiyle Roma’nın en büyük amfi tiyatrosu olma özelliğini taşıyor. Aynı zamanda Roma’nın simgesi olan bu yapının inşasına M.S. 72 yılında başlanmış. Yapımında 8 bin köle ile mahkum çalıştırılan Collesium’da savaş esirleri ve kölelerden oluşan gladyatörler ve askerlerin savaştırıldığı rivayet ediliyor. Rivayete göre gladyatörlere yenilen askerler imparatorun emriyle öldürülüyormuş. Oturma düzeninin de sosyal statüye göre belirlendiği Collesium, bugün dünyanın her yerinden çok sayıda turist tarafından ziyaret ediliyor.
FONTANA Dİ TREVİ
FontanadiTrevi yani Trevi Çeşmesi. Ama dünya burayı Aşk Çeşmesi olarak biliyor. Adını evlerinin arka tarafına çeşme yapılmasına izin veren ailenin soyadından alan Trevi Çeşmesi, dilek tutmak isteyenlerin, özellikle de aşık çiftlerin uğrak mekanları arasında. Bu çeşmeye atılan paralar sonradan toplanarak Romalı fakir halka dağıtılıyor. Her gün yaklaşık 4 bin Euro toplanıyormuş çeşmeden. Yani insanlar burada dilek tutup, dileklerinin gerçekleşmesi için çeşmeye para atarken, farkında olmadan fakir insanlara küçük bir yardımda da bulunmuş oluyor. 26 metre yüksekliğinde olan bu çeşme, 1732-1762 yılları arasında inşa edilmiş. Çeşmeyi süsleyen heykellerin de insanı büyülediğini belirtmek gerekiyor. Dört mevsimi simgeleyen heykellerin üstünde de Papalık tacı yer alıyor.
PANTHEON
Dan Brown’un kitaplarını okuyanların aşina oldukları bir ise geliyor sıra; Pantheon, yani Tanrıların Tapınağı. MarcusAgrippa tarafından M.Ö. 27 yılında inşa edilen Pantheon, 43 metrelik kubbesiyle dünyanın en büyük kubbesi durumunda. Antik Roma’dan günümüze kadar en iyi korunan eserlerden biri olan Pantheon’un tepesindeki kubbede güneş ışığı girmesiyle amacıyla bir delik açılmış. Bu delik kubbe içine yerleştirilen kareleri aydınlatıyor. Bu karelerin her biri Yunan tanrısını temsil ediyor. Pantheon’da ayrıca Roma’nın ilk krallarının da mezarları bulunuyor.
GİZEMLER ÜLKESİ: VATİKAN
Dünyanın en küçük yüzölçümüne sahip ve Katolik mezhebinin merkezi olan Vatikan, tam anlamıyla bir gizemler ülkesi. Roma’dan metroyla Vatikan’a gelmek mümkün. Hemen belirtelim; yüzölçümü küçük olabilir ama Vatikan’ı geniş geniş gezmek için 2 gün ayırmanız gerekiyor. San Pietro Meydanı’na gelir gelmez kendinizi büyülenmiş gibi hissediyorsunuz. İçinizde uyanan hayranlık duygusunu dizginlemeye çalışsanız da nafile. Meydanda tüm ihtişamıyla San Pietro Bazilikası karşılıyor gelenleri. Bu bazilika aynı zamanda dünyanın en büyük Katolik Kilisesi. Vatikan’ı İsviçreli Muhafızlar koruyor. Yine Vatikan’da bulunan ve Dan Brown’un kitaplarını okuyanların son derece aşina olduğu Sistine Şapeli, ziyaretçileri büyüleyen bir diğer yapı. Fresklerle dolu olan SistineŞapeli’nde en dikkat çeken eser Michelangelo’nun Kıyamet Günü freski. Bu arada Şapelin içinde fotoğraf çekmeyi sakın denemeyin. Yanı başınızda aniden beliren bir güvenlik sizi uyarabilir, uyarısına kulak asmazsanız da sizi hemen dışarı çıkarabilir.
Tarih ve kültür bakımından dünyanın en zengin şehirlerinden biri olan Roma gezimizin sonuna geldik. Gezilecek çok fazla müze ve kilise var bu şehirde. Eğer bilet kuyruklarında saatlerce beklemek istemiyorsanız, online olarak önceden bilet almanızı şiddetle tavsiye ederim. Bununla birlikte Vatikan’a geniş bir zaman dilimi ayırmayı da unutmayın. Bir başka gezi köşesinde buluşmak dileğiyle…
Yorumlar
Kalan Karakter: