TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Antalya Şubesi Başkanı İlhan Metin, elektrik fiyatlarına 1 Ekim 2019’dan geçerli olmak üzere yapılan yüzde 14.9 oranında zammın, Temmuz ayında yapılan yüzde 15 zamla birlikte bu yıl içinde yapılan zamların toplamının yüzde 32’ye ulaştığını söyledi. Metin, “EMO olarak 230 kilovatsaat asgari tüketim tutarı üzerinden yaptığımız hesaplamaya göre 4 kişilik bir ailenin aylık elektrik faturası 142 liradan 163 liraya çıktı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) Resmi Gazete’de yayımlanan tarife tablolarına göre, elektrik fiyatlarına 1 Ekim 2019’dan geçerli olmak üzere yüzde 14.9 zam yapıldı. Temmuz 2019’a göre tek terimli alçak gerilim aboneleri için perakende enerji bedelleri yüzde 15-16 oranlarında artırılırken, kayıp ve kaçak, iletim hizmeti ve dağıtım hizmeti bedellerini içeren dağıtım kalemi tüm abone gruplarında yüzde 13.5 zamlandı. Fon ve vergilerin etkisiyle yeni tarife toplamda yüzde 14.9 oranında zam olarak yansıyacak” dedi.
ZAM ORANI YÜZDE 126 ULAŞTI
Oda olarak yaptıkları çalışmalarda 4 kişilik bir ailenin aylık asgari elektrik tüketiminin 230 kilovatsaat olarak belirlendiğine dikkat çeken İlhan Metin, “Yeni zamla 4 kişilik bir ailenin aylık elektrik faturası 163 liraya yükseldi. Konut tarifelerinde yılbaşında yapılan yüzde 10’luk indirime rağmen yıllık zam oranı yüzde 19.7 olurken, 2 yıllık artış yüzde 72.6 olmuştur. Sanayide ise yıllık değişim yüzde 32.2 iken, 2 yıllık zam oranı yüzde 126’ya ulaştı. EPDK zamma gerekçe olarak Elektrik Üretim AŞ’nin (EÜAŞ) toptan satış tarifelerindeki değişimi göstermiştir. Kamu toptan elektrik alım satış şirketi olan TETAŞ’ın kaldırılması nedeniyle kamunun piyasa fiyatlarını düzenleme işlevi zayıflatılmıştır. Bakanlığın açıkladığı maliyet bazlı enerji politikalarının sonucu olan bu zamların önümüzdeki dönemde de devam etmesi beklenmektedir. EPDK’nin faturalarda dağıtım bedelini ayrı bir kalem olarak göstermemesi kamuoyundan bazı bilgilerin saklandığı anlamına gelmektedir” diye konuştu.
ÖZELLEŞTİRMELERE SON VERİLMELİ
Temel bir insan hak olan enerji hizmetinin ucuz, kesintisiz ve kaliteli bir şekilde kamu tarafından sunulması gerektiğine dikkat çeken Metin, “Yıllardır uygulanan özelleştirme ve piyasalaştırmaya dayalı enerji politikalarının ülkeyi getirdiği nokta, elektrikte sürekli yükselen fiyatlar ve bunun tüm sektörleri doğrudan etkilemesiyle iğneden ipliğe her ürüne zam gelmesidir. 1990’lı yıllarda başlayan yap-işlet ve yap-işlet-devret modeli üretim santrallerinin satın alma garantileri nedeniyle fiyatların yükseldiği ve halen yeni yatırımlarda da bu garantilerin verilmesi sonucu artan enerji maliyetlerinin yine zam olarak yansıyacağı açıktır. Özelleştirmenin acı reçetesi herkes tarafından görülmüştür. Enerji hizmeti ucuz, kesintisiz ve kaliteli bir şekilde kamu tarafından sunulmalıdır. Bunu sağlamanın tek yolu ise enerji alanının, şirketlerin kar hırsı ile değil, kamu yararını hedef alan politikalarla yönetilmesidir. Ülkemizin daha büyük açmazlarla karşılaşmaması için özelleştirme uygulamalarına son verilerek, acilen yeniden kamulaştırmalar yapılmalıdır” dedi.
ZAM ORANI YÜZDE 126 ULAŞTI
Oda olarak yaptıkları çalışmalarda 4 kişilik bir ailenin aylık asgari elektrik tüketiminin 230 kilovatsaat olarak belirlendiğine dikkat çeken İlhan Metin, “Yeni zamla 4 kişilik bir ailenin aylık elektrik faturası 163 liraya yükseldi. Konut tarifelerinde yılbaşında yapılan yüzde 10’luk indirime rağmen yıllık zam oranı yüzde 19.7 olurken, 2 yıllık artış yüzde 72.6 olmuştur. Sanayide ise yıllık değişim yüzde 32.2 iken, 2 yıllık zam oranı yüzde 126’ya ulaştı. EPDK zamma gerekçe olarak Elektrik Üretim AŞ’nin (EÜAŞ) toptan satış tarifelerindeki değişimi göstermiştir. Kamu toptan elektrik alım satış şirketi olan TETAŞ’ın kaldırılması nedeniyle kamunun piyasa fiyatlarını düzenleme işlevi zayıflatılmıştır. Bakanlığın açıkladığı maliyet bazlı enerji politikalarının sonucu olan bu zamların önümüzdeki dönemde de devam etmesi beklenmektedir. EPDK’nin faturalarda dağıtım bedelini ayrı bir kalem olarak göstermemesi kamuoyundan bazı bilgilerin saklandığı anlamına gelmektedir” diye konuştu.
ÖZELLEŞTİRMELERE SON VERİLMELİ
Temel bir insan hak olan enerji hizmetinin ucuz, kesintisiz ve kaliteli bir şekilde kamu tarafından sunulması gerektiğine dikkat çeken Metin, “Yıllardır uygulanan özelleştirme ve piyasalaştırmaya dayalı enerji politikalarının ülkeyi getirdiği nokta, elektrikte sürekli yükselen fiyatlar ve bunun tüm sektörleri doğrudan etkilemesiyle iğneden ipliğe her ürüne zam gelmesidir. 1990’lı yıllarda başlayan yap-işlet ve yap-işlet-devret modeli üretim santrallerinin satın alma garantileri nedeniyle fiyatların yükseldiği ve halen yeni yatırımlarda da bu garantilerin verilmesi sonucu artan enerji maliyetlerinin yine zam olarak yansıyacağı açıktır. Özelleştirmenin acı reçetesi herkes tarafından görülmüştür. Enerji hizmeti ucuz, kesintisiz ve kaliteli bir şekilde kamu tarafından sunulmalıdır. Bunu sağlamanın tek yolu ise enerji alanının, şirketlerin kar hırsı ile değil, kamu yararını hedef alan politikalarla yönetilmesidir. Ülkemizin daha büyük açmazlarla karşılaşmaması için özelleştirme uygulamalarına son verilerek, acilen yeniden kamulaştırmalar yapılmalıdır” dedi.