Köşe yazımı yazdığım saatlerde Şanlıurfa’da yaşanan terör olayında ölü sayısı 30 olmuştu. Adıyaman’da ki çatışmada da bir askerimizin şehit düştüğü haberi geldi… Hepimizin başı sağolsun…
Türkiye Cumhuriyeti’ne yeni koalisyon hükümetini kurdurmamak, sınırlardaki savaş halini ülkemize sokmak, bizleri bölmek adına bombanın pimini çektiler…
Herkesin aklını başına alıp düşünmesi gerekiyor…
Ayağınızı bastığınız topraklar, vatanımız elimizden gittiğinde hiçbir şeyimiz kalmaz. Vatanımızın elimizden almak isteyenlerde bizleri birbirimize düşürerek emellerine ulaşmak istiyor.
Tarih sayfalarımıza baktığımızda biz bu senaryoyu çok gördük.
Bedel ödeyerek bizleri zorla savaşa sokmaya çalışıyorlar.
Toplum olarak cesaretimiz, inancımız sağlamdır. Delirecek kadar uç noktada yaşarız vatan, millet aşkını.
Ama kendi boynumuza ip geçirecek kadar da salak olamayız.
Kıssadan hisse:
Adamın birisinin, arabasının lastiği tam tımarhanenin önünde patlar.
Adam arabayı kenara zor yanaştırır.
Sonraki işlem malum...
Kriko, stepne, bijon anahtarı ve tekeri söker.
Ama söktüğü 4 adet bijon, yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer.
Mazgal açılır gibi değil, bijonlar görünmüyor bile.
Adam bir sağına bakar, bir soluna bakar, çaresiz kaldırıma çöker.
Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklıklı penceresinden izleyen bir deli, seslenir; -
Ula salak! Sen ne yapıyorsun orada öyle?
- Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm.
-Düşündüğün şeye bak!
Diğer lastiklerden birer tane bijon çıkar.
Hepsi 3 bijonlu olsun.
Seni, lastikçiye kadar idare eder.
Adam hemen söyleneni yapar.
Ve akıl hastanesindeki deliye seslenir:
- Senin ne işin var tımarhanede?
Cevap müthiştir...
- Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, salaklıktan değil ! . .
Yorumlar
Kalan Karakter: