Psikoloji ve dolayısıyla psikiyatri, insanların ilgisini çeken konular arasında gösteriliyor. Özellikle psikiyatrik vakalar, genellikle ilginç ve çok rastlanan vakalar olmamalarından dolayı insanlar tarafından sıra dışı bulunuyor. Psikiyatrist Dr. Gary Small'ın kaleme aldığı Bir Psikiyatristin Gizli Defteri de şüphesiz bu nedenle uzun süre çok satanlar listesindeki yerini korudu. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden dereceyle mezun olan Small, meslek hayatı boyunca yaşadığı ilginç vakaları bu kitapta birleştirdi. Small'ın bu kitabı yalnızca okuyucuyu psikolojik bir yolculuğa çıkarmakla kalmıyor aynı zamand apek çok konuda faydalı bilgiler de sunuyor.
KOLAY VE AKICI DİL
Kitabın yazarının bir doktor olmasından ve psikiyatrik konuları ele almasından dolayı okuyucunun kafasında tıbbi terimlerin kullanıldığı ve bu nedenle kolay anlaşılmayan hikayeler olabileceği izlenimi doğuyor. Ancak kitabı okuduğunuzda bu öngörünün tamamen yanlış olduğunu görüyorsunuz. Kitapta kullanılan dil son derece açık ve anlaşılır. Öyle ki kitabın, anlatılan hikayenin de ilginçliğiyle bağlantılı olarak son derece akıcı olduğunu da söylemek mümkün. Tıbbi terimlerin kullanılmadığı kitapta, pek çok rahatsızlık okuyucunun anlayabileceği şekilde aktarılmış.
ANI KİTABI
Small'ın Bir Psikiyatristin Gizli Defteri kitabı için 'anı' demek daha doğru olacaktır. Small, mesleğe başladığı ilk yıllardaki heyecanından deneyimli bir doktor olana kadar geçen yaklaşık 30 yıllık bir dönemde karşılaştığı vakaları aktarıyor. Kimi zaman bir anne-oğlun ilişkisine, kimi zamanda cinsel sorunlar yaşayan bir bireyin ruhsal buhranına tanık ediyor. Kitap farklı bölümlerden oluşuyor ve her bölümde ayrı bir hikaye okuyucuya anlatılıyor.
HAYATLA İLGİLİ ÇIKARIMLAR
Gary Small, anlattığı vakalarla ilgili yaptığı yorumlarda, herkesin hayatının bir kesiminde işine yarayacak bazı çıkarımlarda da bulunuyor. Kitabı okurken pek çok sayfanın satır arasında umutsuzlukla ilgili çıkarımlara rastlayabilirsiniz. Doktor bazı şeyleri direkt olarak değil de satır aralarında veriyor. Söz gelimi bipolar bozukluğu olan bir hastanın vakasını anlattığı bölümde, şöyle bir yorumda bulunuyor; "Bipolar bozukluğu olan kişiler hipomanik ve manik episodlar sırasında sık sık sıradışı yaratıcılık patlamaları segilerler. Vincent Van Gogh, Poul Gaugin, Jacson Pollack,Mark Twain, Ernest Hemingway, Willam Faulkner,Ludwig Van Bethoven, Robert Schuman ve Brian Wilson de dahil en ünlü ressam, yazar ve müzisyenlerimizden bazılarının bu hastalığı olması şaşırtıcı değildir."
DR. SMALL'IN ÇIKARIMLARI
- Bazı insanlar kendilerini kronik olarak intihara meyilli hissedebilir ve durmaksızın bu hislerinden söz ediyor olabilirler ama hiçbir zaman hareke geçmezler. Bazıları kronik intihar eğilimli davranış sergileyerek, açlıkla, uyuşturucuyla, alkolle ve ya sigarayla kendilerini yavaş yavaş yok edebilirler. Ancak bu insanlar akut tehlikeli olarak algılanmazlar ve nadiren hastaneye yatırılırlar.
- Herkes ara sıra kendini rol yapıyormuş gibi hisseder. İşin anahtarı yoluna devam etmen ve o anda alabileceğin en doğru kararı almandır. Hata yapmaktan korkma. Benim en çok öğrendiğim zamanlar, hata yaptığım ve hatalarımdan döndüğüm zamanlardır.
- İnsan davranışına ilişkin genel ilkelerden birine göre olumsuz bir şeyi kendimizden çok, başkalarında görmemiz kolaydır. Bu zihinsel süreç kimi zaman terapistlere tedavi sürecinde yol gösterir. Çoğu zaman başkalarında bizi en çok rahatsız eden özellikler, kendi sahip olduğumuz özelliklerdir. Bu özellikleri başkasında görmek bizi kızdırabilir ama onları kendimizde görmeyi asla kabul edemeyiz.
- İnsanların ayakları kırılıp yardıma ihtiyaç duyduklarında utanmazlar ama psikiyatrik tanı ve tedavi alanında kaydedilen muazzam gelişmelere rağmen pek çok kişi hala akıl hastalığının kişisel bir zayıflık, utanılacaktır şey olduğuna inanır. Bu tavrın sonuçları son derece yakıcı olabilir.
- Alzheimer ya da demansın ilk bakışta göze çarpmayan nitelikteki bir öncülü olan "hafif bilişsel bozukluk" çoğu insanda paranoya semptomları gösterir. Kaybolan bilginin yerini doldurmanın bir yoludur bu.
-Yaş ilerledikçe hepimiz hafızamızda küçük değişiklikler hissederiz; isimleri ya da bir kelimeyi hatırlamamız veya gözlüğümüzü, anahtarımızı bulmamız eskiye kıyasla daha uzun sürebilir. İnsan bu basit zihinsel hataların sevdiği birinde zamanla nasıl ilerlediğine ilk elden tanıklık ederse kendi unutkanlığından çok korkabilir ve kendisinin de mutfak dolaplarına etiket yapıştırması gerekeceğinden endişe edebilir.