Dokuma İplik Fabrikası alanında nelerin yapılacağı ile ilgili fikir projesi hazırlanması amacıyla oluşturulan Dokuma Çalışma Grubu ile Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, fabrikanın geçmişini bilen eski belediye başkanları, eski İl başkanları ve kent dinamikleri kahvaltı da buluşarak, fikir alışverişinde bulunuldu. Kahvaltının ardından fabrika alanını gezen Başkan Tütüncü ve beraberindeki heyet, daha sonra “Dokuma Kent Parkı'nda neler olacak?” toplantısı yaptı. Toplantıda, fabrika alanına farklı önerilerde bulunuldu.
YENİ GÖRÜŞLER ALINDI
Dokuma İplik Fabrikası’nın tamamını, halka kazandırma sözünü gerçekleştirmeye dönük çalışma başlattıklarını ve ilk adım olarak 238 dönümlük kent parkı alanında nelerin yapılacağı ile ilgili fikir projesi hazırlaması amacıyla 13 kişiden oluşan Dokuma Çalışma Grubu oluşturduklarını söyledi. Çalışma Grubu Başkanı ve Mimarlar Odası Başkanı Osman Aydın da eski başkan ve Dokuma Fabrikasını iyi bilen konukların görüşlerini de alarak rapor oluşturmak istediklerini söyledi.
HASAN SUBAŞI
Yoğun göç alması ve rant şaşkınlığı ile ucube haline gelen Antalya’nın imar planları ile 30-35 yıl önce büyük şansızlıklar yaşadığını belirten Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Hasan Subaşı, “bu kadar hızlı betonlaşan bir kentin Vakıf Çiftliği, Lara kent parkı, Kepez Ormanları gibi kupon yeşil alanları olmasıyla da şanslı biri kent. Dokuma Fabrika alanı da bu kuponlardan biridir. İhaleye verilseydi büyük ölçüde Dokuma alanını kaybedebilirdik” diye konuştu.
NİZAMETTİN SAĞIR
Dokuma Fabrikası alanının 2005 yılında ihale edilmeden TürkMall firmasına verilmesi üzerine dava açan MHP eski İl Başkanı Nizamettin Sağır, “Dokuma Fabrika Alanı’nın 238 dönümlük bölümünde bütün meslek dallarının uzmanlarını ilgilendiren alanlar var. Fikir beyan edebilmemiz için buranın geçmişiyle ilgili plan, iptal edilen planın örneğini de önümüzde olursa onlar üzerinden hareket ederek görüşlerimizi hazırlar ve komisyona da ifade ederiz” dedi.
TUNCAY NEYİŞÇİ
Antalya’da bir sürü yeşil alan bulunduğunu ileri süren Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, bunların kent içinde etkili olabilmesi için hepsinin ekolojik bütünlüğünün sağlanması gerektiğini vurguladı. Dokuma Fabrikası alanını halkın gezebilmesi gerektiğinin altını da çizen Neyişçi, “Alan içinde bulunan ormanın bakımı yapılıp halkın kullanımına açılmalı. Halk buraya girmeden kamuoyunun baskısı başlamadan diğer ağaçların sağlıklı olması için bazı ağaçların kesilmesi gerekiyor. Binalar gibi bitki örtüsünün restorasyonundan geçmesi gerekir. Türkiye bir dokum ülkesi burada bütün dokumaların sergilenebileceği bir alan olması lazım. Türkiye Dokuma müzesi olabilir. Türkiye’nin turizm kenti bütün kentlerin birkaç ev ya da sokakla yaşatılacağı bir mekan olabilir” diye öneride bulundu.
HÜSEYİN CİMRİN
Antalya’nın yakın tarihçisi Hüseyin Cimrin ise Dokuma Fabrikası içinde bulunan ve 10 yıl öncesine kadar var olan makinaların olmamasına çok üzüldüğünü belirterek başladığı konuşmasında, “Dokumanın kurtarılması olarak gördüğüm bu gelişmeyi gözyaşları içinde sevinçle karşılıyorum. Dokuma Fabrikası’nı Antalyalılar hibe etti. Onların katkıları oldu. Burada ne yapıldıysa Antalyalı yaptı. Buranın Antalyalı’ya kazandırılması çok önemli. İnsanların gelebildiği bir yer olmalı. Antalya halkının girmediği yere turistte girmez” dedi.
ÖZCAN KIRMIZIOĞLU
Antalya’da çok sağlıksız gelişmelerin yaşandığına dikkat çeken Mimar Özcan Kırmızıoğlu, Dokuma Fabrikası Alanı bütün bu hengame içinde kurtarılmış bir bölgedir. Değerini bilmemiz lazım. Burada en kolay peyzaj mimarlarının işidir. Mimari yönden çalışmaları ise en zorudur. Sıfırdan başlanmalıdır.. Mevcut bir projenin istenilen talebe yönelik olması gerekir bu da çok zordur. Buranın projesi her hangi bir büroda yapılamaz. Yerinde envanteri çıkarılıp projenin yerinde uygulaması gerekir. İhale ya da yarışmayla bir büronun yapacağını zannetmiyorum. Bir teknik çalıma gurubu kurularak bu proje gerçekleştirilmelidir” diye konuştu.
ORHAN AKSOY
Arkeolog ve emekli Müzeci Orhan Aksoy ise Dokuma Fabrikası alanının 24 saat canlı yaşayabiler bir yer olması gerektiğine vurgu yaparak, Burada önemli fırsat kaçırılmış ve makineler sökülmüş. Elde kalanlar ile sanayi müzesi kurulabilir. Tematik müzeler kurulabilir. Bizim bölgemizin dokuma tarihi verilebilir. Dokuma tarihinin burada mutlaka sergilenmesi lazım. Kentin belleğini koruyamazsak bir süre sonra kaybolur. Bölgemizde yitip giden değerleri de burada sergileyebiliriz. Likya tahıl ambarları sergilenebilir. Antalya’da 500 bin senelik tarih vardır. Tematik Park yapmak lazım. Buranın geçmişini ve kimlerin gelip geçtiğini sergilemek lazım” dedi.
MAHMUT ÇELİK
Dokuma Fabrikası’nın ihalesinin verilmesinden sonra burada çadır kurarak eylem yapan ve fabrikanın korunmasına imkan verenleri anarak konuşmasına başlayan
Makine Mühendisi ve Belediye eski Meclis üyesi Mahmut Çelik, alanın kullanarak korunabileceğini söyledi. Çelik: “Kullanılmayan alanların sağlıklı korunamayacağını, korunsa bile maliyetini yüksek olacağına inanıyorum. Burada yapılacak her ne ise kullanım yanını koruma yanıyla iş gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Burası erken Cumhuriyet döneminden birisidir. Bu alanda kültür ve sanat etkinliklerinin yapılabileceği alanlar olmalıdır” şeklinde konuştu.
MEHMET ATAY
Dokuma Fabrikası alanını kendi döneminde Pil Fabrikası ile birlikte planlayarak Meydan ve Kent parkı yapılması için çalıştığını belirten Kepez belediyesi eski Başkanı Mehmet Atay da “Oraya kaçıralım, başka türlü kullanalım gibi düşünce var ise ben yokum. Dokuma alanını gezmek halkın, kentin yararına ciddi planlama yapılacağı anlamı taşımaz. Bir alan gezisi yapacaksak Ulus, Yükseliş. Özgürlük Mahallelerini de gezmemiz lazım. Sadece dokuma alanını gezerek, bir değerlendirme yapılması düşünülemez. Dokuma bugün bu hale gelmişse, bizim dönemimizde yapılan planlama çalışmalarıdır. Başkanlığım dönemimde 2000 yılında demokrasiyle bu meydanı öngörmüştüm. Eğer ileri demokrasiyi konuşacaksak burada kent meydanı demokrasi meydanı olması lazım. Demokrasi, konuşmak ve insanların düşüncesini ifade etmesi demektir” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: