Önce bu “Direklerarası” neredeymiş ona bakalım...
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi yanından su kemerlerine doğru giden cadde Şehzadebaşı Caddesi’dir. Dersaadet’in Fatih Mahallesi sınırları içindedir. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, bölgeye bir külliye yaptırmaya girişir. İnşaatın bitişi 1729 yılını bulan cadde önce ticaret alanı, sonra eğlence merkezi haline gelir. İşte o külliyeye halk neden “Direklerarası” demiş ona da bakacağız.
Ama sözün burasında, İbrahim Paşa hakkında biraz bilgilenmek lâzım galiba…
Sultan III. Ahmet’in Sadrazamıdır. Damat unvanı da, Padişahın dul kızı Fatma Sultan ile Onu evlendirmesinden kaynaklanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme devrinin başladığı yılların padişahı olarak anılan Sultan III. Ahmet’in saltanat yıllarına “Lale Devri” denmiş; kendisi de Patrona Halil isyanıyla tahttan indirilmiştir.
Damat İbrahim Paşa külliyesi, orta boy bir cami, medrese, çeşme ve küçük bir mezarlıktan oluşmaktaymış. Külliyeye kira geliri getirmesi amacıyla 82 dükkân yapılmış. Önüne, üstü kapalı, geniş bir yürüyüş kaldırımı düşünülmüş. Kaldırımın tavanını süsleyen kemerler, sütunlarla desteklenmiş. İşte bu nedenle buraya “Direklerarası Çarşısı” adı yakıştırılmış. (Sütunlara neden direk dendiğini anlamak imkansız...)
“Direklerarası Çarşısı”nda kahvehane, kıraathane ve meyhane de açıldığı için; yeniçerilerin, kabadayıların, külhanbeylerin akınına uğrar. İyi giyimli bir Osmanlı hanımının oradan alışveriş etmesini bırakın; iyi aile çocuğu delikanlıların geçebilmesi bile mümkün değildir. Ama 1826 yılında Yeniçeri Ocağı kapatılır. Ve bu sayede Direklerarası Çarşısı önceleri sadece Ramazan akşamları buluşma yeri halini alır. Kadınlı-erkekli-çocuklu Osmanlılar, sütunlu-kemerli geniş kaldırımlarda “piyasa yaparlar”…
Halkla birlikte “Osmanlı Münevverlerinin” (aydınlarının) de yolu Direklerarası’na düşünce; cambazlar, hokkabazlar ve ortaoyunu grupları; gündüzleri açık hava gösterileri yapmaya gelirler. Bazı meyhane ve kıraathane dükkânları gösteri salonları haline getirilir. Böylece Karagöz oyunları ve tuluat tiyatrosu örnekleri de sergilenmeye başlar…
Osmanlı aydınları ve aileleri 1930'lu yıllarda Beyoğlu’nu (Pera’yı) tercih etmeye başlamıştır. Zaten bir bölümü yıkılmış olan Direklerarası ise kısa süre sonra eğlence ve kültür merkezi olma özelliğini kaybeder. Ve 1958’de, Menderes Hükümetinin “istimlak projesinde” tümüyle ortadan kalkar.
(Günümüzde “Direklerarası Seyircileri” diye güzel bir dernek var. Her yıl ülkenin her yerinde perde açan tiyatrolara gidiyor, oyunları seyrediyor, verdikleri puanları birleştiriyor ve “En iyi” olanları ödüllerle onurlandırıyorlar... Benim “Adalet, Sizsiniz” adlı oyunumun da; “Özgürlük Temalı En İyi Oyun” ödülüne layık görüldüğünü söylemek isterim...)
Yorumlar
Kalan Karakter: