Bu yıl 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali düzenlenen ödül gecesiyle son buldu. Antalya Expo Center’daki büyüleyici gece davetliler kadar ekranları başında programı izleyenleri de etkilemeyi başardı.
Festival dokuz gün boyunca sinemanın önemli isimlerini Antalyalılarla buluşturdu. Düzenlenen etkinlikler, gösterimler, atölye çalışmaları, Akdeniz Üniversitesi’ndeki panellerle oldukça başarılı bir çalışmaya imza atıldı.
Kapanış gecesinde ünlüler ile birlikte Antalyalılar kırmızı halı üzerinde yürüdü. Kırmızı halı geçişi sırasında davetliler sinemanın yıldızlarıyla fotoğraf çektirebilmek için birbirleriyle yarıştı. Bazı zamanlarda kuyruk bile oldu. Mardan Palace’ın sahibi Ali Ekber İsmailov’un misafiri olarak Altın Portakal’a katılan dünyaca ünlü aktör Jean Claude Van Damme, kırmızı halıdan on dakikada ancak geçebildi. Çok mütevazı davranan ve hiç kimseyi kırmak istemeyen Van Damme, hayranlarıyla bol bol fotoğraf çekildi. Festival Başkanı ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, program başladıktan sonra Van Damme’a, özel onur ödülü takdim etti. Festivalde ödül alanlar mutluluk çığlıkları atarak sahneye koştular, yalnız yerleştirme esnasında yer olmadığı için en arkada bulunan tribünde oturan Oflu Hocayı Aramak ekibi ödül aldıklarını öğrendiklerinde seslerini duyurabilmek için büyük bir çaba harcadı. Festival Direktörü Elif Dağdeviren de konuşması sırasında yer konusundaki aksaklıklar nedeniyle özür diledi. Antalyalılara güzel bir festival sunan, organizasyonda ermeği geçen herkese ellerine sağlık demek istiyorum.
Ama tabii ki festivalin açılış ve kapanış galasında yaşanan sıkıntılardan da bahsetmeden geçmek istemiyorum. Bu konuları duyurmak ve özellikle yaşanılan durumdan haberi olmayan Festival Başkanı Türel’in bir şekilde haberinin olmasını istiyorum. Menderes Türel’in yerel medyaya, gazeteciye olan düşkünlüğünü, verdiği değeri fazlasıyla biliyorum. Gazetecilik mesleğini yaşayan, o havayı teneffüs eden Başkan; gazetecilerin açılış ve kapanış gecesinde yaşadıkları sıkıntıyı bilse inanın tepkisini fazlasıyla ortaya koyacağından şüphem yok. Neden açılış gecesinden sonra bunları yazmadım diye sorarsanız, başlayan ve devam eden festivali eleştirmek yerine desteklemeyi, bittikten sonra bazı şeyleri yazmanın daha doğru olacağını düşündüm.
Başkanım; gala gecesinde kırmızı halıda gazetecilere ayrılan yerin ne kadar yanlış olduğunu eşiniz ile birlikte içeriye girerken anlamışınızdır diye düşünüyorum. Kırmızı halıda bir şekilde fotoğraf çekmeyi başaran gazetecilerin daha sonra içeride fotoğraf çekmeleri için ayrılan yerin neresi olduğu konusunda size kimse bilgi verdi mi? Organizasyonu düzenleyen yetkililer acaba hayatlarında hiç fotoğraf çektiler mi? Foto muhabirlerine ayrılan yerden bırakın fotoğraf çekmeyi sahne zor görünüyordu. Salonun en arkasında bulunan ve tribünün en kötü yeri gazeteciler için ayrılmıştı. Program başlamadan içeriye girmek isteyen gazeteciler içeriye alınmazken neden festival basın sorumluları İstanbul’dan gelen meslektaşlara ayrımcılık gösterdiler. Yardım istenildiğinde içerideki program canlı olduğundan dolayı böyle bir uygulama yaptık diyen yetkililer bilmiyorlar mı ki yıllardır festivalin kapanış galaları hep canlı yayınlanıyor. Yıllardır işlerini başarıyla yapan gazeteciler bu sefer mi sıkıntı çıkaracaklardı? Neymiş, festival bitiminde fotoğraflar ftp aracılığıyla servis edilecekmiş… Neden tüm yayınlar aynı açı ve aynı fotoğrafı kullanmak zorunda bırakılıyor. Ya da salonda festival adına fotoğraf çekenler çok mu iyiler, içeride yakalayacağı bir kare fotoğrafla belki de ödül alacak gazeteciye niye ve neden engel olunur?..
Sevgiyle...
Yorumlar
Kalan Karakter: