Türkiye, 17 Ağustos 1999’da Adapazarı’nda on binlerce insanımızın hayatını kaybettiği bir depreme tanık oldu. Depremi yaşayan yaşamayan herkesin hafızasındaki ses ise ‘sesimi duyan var mı?’ sorusu. Hürses Gazetesi’nde bu hafta gerçekleşen Sokağın Dili köşemizde Antalyalılara “Türkiye 17 Ağustos’tan sonra deprem konusunda yaşananlardan ders aldı mı? Antalya’da deprem olursa ne olur?” şeklinde düşüncelerini sorduk. Vatandaş, yaşananlardan ders almadığımızı ve Antalya’da deprem olursa geçmişte yaşanandan daha büyük bir felaket yaşanabileceğini düşünüyor.
BİNA DENETİMİ ÖNEMLİ
Deprem olması ve sonrasında yaşananlar çok acı bir şey. Allah korsun insanların hiç beklemediği zaman meydana geliyor. Uzmanlara göre İstanbul’da bir deprem olursa her yer alt üst olur. Tabi en başta binalar konusunda tedbir alınması gerekiyor. İnsanların elinden başka bir şey gelmez çünkü. Allah aşkına bu Türkiye’de kim önlem alacak ki buna? Bir kısmı önlem almış olsa bile yeterli görmüyorum. Binalar konusunda sadece Antalya’da değil her yerde büyük sıkıntılar var.
TÜRKİYE’DE KONROL YETERLİ DEĞİL
Avrupa’da küçük bir bina bile yapılsa temelinden çatısına kadar kontrol ediliyor. Ama burada öyle bir şey yok. Burada sadece işi yapmak için yapılıyor. Yapılsa bile yeterli değil dediğim gibi. Denetlemeler sıkı olmayınca sıkıntı oluyor. Ben kişisel olarak bir önlem alamıyorum. Nasıl alayım? Kişisel olarak bir şey düşünemiyorsun. Ancak deprem olduğu zaman o anda önlem almaya çalışıyorsun. Aniden kendini korumaya alıyorsun. Çok önceden beri Antalya’da deprem riski olduğu biliniyor. Ben Avrupa’da yaşıyorum çok bir bilgi sahibi değilim ama Türkiye’yi takip ediyorum. En önemli şey kontrol. Kontrolsüz binalar yapılınca risk artıyor. Binaların yenilenmesi gerekiyor. MEHMET BARAN (63)
***
DEPREMDEN KORUNMAK İÇİN KIRSALA YERLEŞTİM
Ben canlı olarak 17 Ağustos depremini yaşamış biriyim. İnşaat sektöründe sağlam müteahhitlere verilirse işler, deprem önlenebilir. Ama taşerona yaptırılırsa o zaman vay halimize. İşi bilene verirsen iyi- vermezsen kötü. Karşılığı ölüm olur. Önceden kendi adamına iş yaptırma durumu vardı. Ama mesela Kocaeli’nde yok öyle bir şey. Ben orada da yaşadığım için çok iyi biliyorum. Önceden vardı. Kendi adamına verip yaptırıyorlardı. Ama şimdi müteahhitler ve bazı büyük firmalar yapıyor Kocaeli’nde. Ve muazzam bir şekilde yapılıyor her açıdan. Antalya için şehir merkezini tam bilmiyorum ama fakat ben Kemer’de oturuyorum şu an. Maalesef binalar çok kötü. Yapılan binaların hepsine bakıyorum. Ben inşaat işiyle de uğraştım. Firma sahibiydim zamanında. Şimdi burada görüyorum yani eli keser tutmayan adam inşaat sektöründe çalışıyor. Binalar berbat durumda.
GÜZELLİĞE DEĞİL SAĞLAMLIĞA BAKILMALI
Ben kişisel önlemimi aldım. Büyükşehirden kaçtım kırsalda yaşıyorum. Tek katlı binam var. İçinde huzurla yaşıyorum. Kızıma burada 11. Katta ev adlık. Her iniş, çıkışta besleme çekiyoruz. Orada kalırsak bile tereddüt içerisinde kalıyorum. Ben kendi önlemimi aldım kendi çapımda. Kentte yaşamıyorum kasabada yaşıyorum. Kafam rahat. Bina alırken, binanın güzelliğine değil, sağlamlığına bakma lazım. Herkes hem ucuza kaçıyor hem de binanın güzelliğine bakıyor. Binanın yeni olması sağlam olduğu anlamına gelmiyor. Bizde bir laf vardır ucuz etin yahnisi yenmez diye. 3 lira vereceksin sağlama vereceksin. Ustaya vereceksin bir ekmekte üste vereceksin ki sağlam olsun. Yoksa her önüne gelen bu benim adamım diye verirse maalesef yine aynı acıları yaşarız. Ben iki sefer deprem yaşadım ikisinden de sağ çıktım. Kendi binamdı, hiçbir şey olmadı. DAVUT ATEŞ (56)
***
KİMSE YARINI DÜŞÜNMÜYOR
Ben 17 Ağustos depreminde Adapazarı’ndaydım. Allah hiç kimseye öyle bir acı ve üzüntü yaşatmasın. Kan kokuları, ceset kokularını hissettiğimi çok iyi bilirim yani. İnsan anlatırken bile tüyleri diken diken oluyor. 17 Ağustos depreminden bir ders almadık. Haddinden fazla her yerde yine inşaatları yapmaya devam ediyoruz. Bir daha büyük bir deprem olduğu zaman daha fazla bir felakete yol açacağı belli. Antalya eski bir şehir. Her yeri doldurma bir şehir. Olabilecek herhangi bir depremde Adapazarı’nın yanında daha büyük bir olayla karşı karşıya kalacağız. Her yer doldurma. Bir deprem olsa denizin içinde bile değil lağım içine çökeceğiz. Antalya’da da büyük bir deprem olacağını da geçen günlerde duymuştum. İnsanların çoğu bende dahil kişisel önlem de almıyor. İnsanlar artık o kadar monoton yaşıyor ki ben bu günü yaşayayım yarın Allah kerim düşüncesiyle hareket ediyor. Bu düşüncede olan çok insan var. Yarını düşünmüyorlar. Anca başımıza gelince başlıyorlar Allah’ım yardımcı ol demeye. Düne kadar niye demiyordun Allah’ım yardım ol diye? Bir şey olduğu zaman inançlar iki misli fazla, olmadığı zaman inanç yok. AHMET ASLAN (42)
***
DEPREM FELAKETİMİZ OLUR
Türkiye hiçbir zaman yaşadığı olaylardan ders almıyor. Bunun en güzel örneği 17 Ağustos depremi o zaman yaşadığımız acıları kimseler unutmuyor evet. Ama yenilerini yaşamamak için de kimse önlem almıyor. Bütün yeşil alanlarımız yok ediliyor. Her yerde bina her yerde AVM yapılıyor. Ki yapılan binaların haricinde var olan binaların halini görüyorsunuz. Binlerce insan yaşıyor bu binalarda ama olası bir depremde başımıza gelecekleri ben hayal bile edemiyorum. Ki Antalya’ya baktığımızda kıyı kenti. Arazisi kalkerli, kireçli arazi. Burada yaşanan bir depremin sonuçlarını çok ağrı öderiz. İnsanların birbirine rant için bina yaptırması yerine daha güvenli, kontrollü binalar yapılması gerekiyor. Şu an bir sarsıntı yaşasak acil toplanma alan nerede? Kentin neresinde var böyle bir yer? Ben hiç gördüğümü hatırlamıyorum açıkçası. Bir binadan kaçsak bir binanın altında kalıyoruz. Dediğim gibi zaten yeşil alanlarda yok ediliyor. Eğer deprem olursa bizim için 2. bir 17 Ağustos felaketi olabilir. DURUKAN TELLİ (25)
***
BİLİNÇSİZ BİR TOPLUMUZ
Deprem karşısında çok bilinçli bir toplum olduğumuzu düşünmüyorum. Ki geçmişimizde de çok büyük acılar yaşamış bir milletiz. Ama anca başımıza gelince bir şeyler ah vah ediyoruz. Başkalarını sorumlu tutuyoruz. O andan bir şeyler yapılırken müdahale etmiyoruz. Sadece deprem için geçerli değil bu durum Soma faciası var başka facialar var geçmişimizde. Ama olay yaşanınca televizyonlardan bakıyoruz, üzülüyoruz. Ama ertesi gün normal yaşantımıza devam ediyoruz. Olası bir depremde sığınacak yerlerimiz bile yok. Antalya’da deprem olasılığının olduğu söyleniyor. Böyle bir şey yaşanırsa çok büyük acılar yaşarız gibime geliyor. ARDA ONAT (21)
Yorumlar
Kalan Karakter: