1914 yılında 1. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla İngiltere ve Fransa’dan oluşan itilaf devletleri 3 Kasım.1914 günü alacakaranlıkta Bozcaada’dan boğazın ağzına doğru yaklaşarak, buradan iki yakada bulunan istihkamlarımıza doğru ateş açtılar. Seddülbahir, Ertuğrul tabyalarını İngilizler, Kumkale ve Orhaniye’yi Fransızlar ağır bombardımana tuttular ancak beklemedikleri bir karşılık gördüler.
Bunun üzerine denizaltılarını devreye soktular, ve kıyıda demirli Mesudiye zırhlısını torpilleyip batırdılar. Ancak bir türlü ilerleme imkanı bulamayan düşman gemileri son bir hücum denemesi yapmak için 18.Mart.1915 günü tüm güçleri ile Boğaza saldırılacağını tüm gemilere duyurdular.
Bu arada Çanakkale Müstahkem mevkii komutanı Alb. Cevat Çobanlı 17/18 Mart gecesi boğaza mayın hattı döşenmesi emrini verdi. Aldığı emir gereği Binbaşı Nazmi Bey Nusret Mayın Gemisi ile o gece sabaha kadar 26 mayını boğaza onbirinci hat olarak döşedi.
İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan, o dönemin en büyük deniz gücü, üç filo halinde sabah Çanakkale Boğazı’na girdiler. Bu donanmanın ilk grubunu oluşturan filoda İngilizlerin Queen Elizabeth, İnflexible, Lord Nelson ve Agamemnon savaş gemileri bulunuyordu.
İkinci grupta; İngiliz Kalyon Kaptanı komutasında Ocean, İrresistable, Weangeaance Majestic gibi savaş gemileri yer almıştı.
Üçüncü filo ise Prince, Bouvet, Suffren gibi Fransız savaş gemilerinden oluşuyordu.
Bu filolar seyir halinde boğazın iki yakasını şiddetli ateş altına aldılar. Bunun üzerine tüm bataryalarımızda bu ateşe karşılık vermeye başladılar. Ancak düşman bombardımanı Türk Tabya ve bataryalarına ağır zayiatlar verdiler.
Tam bu sırada müthiş patlamalar oldu ve Bouvet ve Suffren mayınlara çarparak batmaya başladı. Bu arada tabya ve bataryalarımızdan yağmur gibi düşman gemilerine ateş açılıyor, gemiler panik içinde geriye çekilmeye çalışırken kimisi mayınlara çarpıp battı, kimside büyük hasarlar görerek boğaz dışına geri çekildiler.
Denizden, geçemeyeceklerini anlayan düşmanlar bu sefer karaya çıkarma yapmayı planladılar.
Düşman güçleri 25 Nisan 1918 sabahı Mustafa Kemal’in beklediği Kocaçimen ve Conkbayırın’dan saldırıya geçtiler. Göğüs, göğse müthiş bir savaş sürerken cephe komutanı Mustafa Kemal askerlerine şu emri verdi “Ben size taarruz etmeyi emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum” diyerek tarihin bu en büyük cephe savaşını başlattı. Siperler arası uzaklık en fazla 8-10 metre kadardı. Her adım başına bir mermi düşüyor; toprak adeta tüterek kaynıyordu.
Kısa süre sonra Türk Ordusu tüm cephelerde büyük başarılar kazandı. Düşman şaşkına döndü ve bozguna uğradı. Ardına bakmadan çekip gitti.
Çanakkale Savaşlarında 250 000’nin üzerinde askerimiz şehit düştü. Düşman kayıpları ise bu rakamın çok daha üzerindedir.
Çanakkale Savaşlarının unutulmaz kahramanı, Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal’in başarısı ileride başlayacak Milli Kurtuluş Savaş’ının kaynağı oldu.
Bağımsızlığımızı savunmak, yurt topraklarımızı korumak için yapılan savaşlar kutsaldır. İşte bunlara en güzel örnek Çanakkale ve Milli Kurtuluş Savaşları’mızdır.
Ülkemizin bağımsızlığını korumak uğuruna canlarını veren tüm şehitlerimizi 100 yıl sonra bir kez daha rahmetle anıyoruz. Mekanları cennet olsun inşallah...
Yorumlar
Kalan Karakter: