Salı Sohbetleri’nin konuğu Ereş Bağımsız Denetim A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Ereş oldu. Ereş ile bağımsız denetim sistemini konuştuk.
Bağımsız denetim nedir?
Bağımsız denetim 3. kişilere o şirkete mali tablolarını ve işleyişini şeffaf bir şekilde, 3. şahısların bilgilenmesini sağlayacak, o şirketin bütün verilerini net bir şekilde ortaya koyacak, o şirketin mali tablolarının gerçek değerlerini ortaya koyacak bir sistemdir. Bağımsız denetim uluslararası standartlara göre yapılır. Uluslararası denetim standartları, muhasebe standartları vardır. Bu standartlar doğrultusunda denetim işlemleri yapılır. Türkiye’ye özgü ya da herhangi bir ülkeye özgü vergi kanunları da dahil olmasına rağmen onların denetimi yani yargı mevzuatı denetimi yapıldığı gibi uluslararası standart uygulandığı zaman o şirketin gerçek anlamda fotoğrafından öte benim tanımlamama göre röntgeni çekiliyor aslında. Türkiye’de bağımsız denetim geçmişte vardı. Yalnız SPK’ya bağlı firmalar bağımsız denetim yaptırmak zorundaydı. Ama uluslararası finans kuruluşları, Türkiye’nin de, Amerikan’ında (bizde Amerika ile eş zamanlı girdik diyebiliriz) uluslararası standartlarda Türkiye olarak gerekli anlaşmaları biz taahhüt verdik. Biz bu standartları geçeceğiz diye. Bu sisteme kısmi olarak geçiş yapılıyor. Bu 2012 yılında İl Ticaret Kanunun çıkması ile bağımsız denetim ibaresi, sistemi kanunda açık bir şekilde yazıldı.
KAMU ŞİRKETLERİ DAHİL
Bütün özel ve kamu şirketleri için geçerli mi bu?
Tabi. Özel var, kamu var. Her türlü tüzel kişilik için bağımsız denetçilik vardır. Hatta bağımsız denetimin kapsamı o kadar geniştir ki bazen belli konularda noter vazifesi bile görebilir. Üç yıl önce Kepez Milli Eğitim Müdürlüğü’nden beni aradılar. Biz teke zortlatması oynatacağız on bin kişiye. Rekorlar kitabına girmek istiyoruz. Başvuruyu yaptık vs. ilgili kuruluş bizden bu on bin çocuğun oymayıp, oynamadığına dair bir bağımsız denetçinin onayını istiyor dediler. Bende şaşırdım tabi. Bütçelemesi doğru yapılmış mı, on bin kişi var mı diye bakıyorsunuz ve onaylıyorsunuz. Bir nevi noter vazifesi görüyor orada.
DENETİMLER KOBİ SEVİYESİNE KADAR İNECEK
Kimler bağımsız denetçi olabiliyor?
Türkiye’de muhasebe konusu şöyle; serbest muhasebeci, yeminli müşavir ve mali müşavirler var. Yaklaşık Türkiye’de 105 bin kişi var mali müşavirlik yapan var ama uluslararası kuruluşlar yeminli mal müşavirleri denetçi olarak görmedi. Dünyada iki meslek var, bu konuda denetçi, muhasebeci. Dedi ki; Türkiye’deki mali müşavirler vergi mevzuatı ile ilgili iş yapıyor. Bağımsız denetim sadece vergi mevzuatı değil. Bir malın alınışından tutun satış aşamasına kadar olan her süreci aslında siz denetliyorsunuz. Örneğin siz bir fabrika çalıştırıyorsunuz bir ham maddeyi alırken kaç tane teklif aldığınıza varıncaya kadar, o ham maddenin fabrikaya giriş aşamasına kadar artı işlenip, ambalajlanıp, nakliye edilip, satılma aşamasına gelinceye kadar, AR-GE’si dahil bunun şirketin her türlü iş ve işlemlerini denetlemiş oluyorsunuz. Şirketin hukuki sorumlulukları, alacaklarında tutun borçlarına kadar düşünün, personeli, iş güvenliği uzmanları dahi siz denetlemiş oluyorsunuz. Bizim bağımsız denetimin yüzde 25’i mali denetimdir. Hangi firmalara bu işin kapsamında? Bizim ülkemizde taahhüt ettiğimiz şey KOBİ seviyesine kadar bağımsız denetim yapılacak. Ama tabi 2013’de başladı bağımsız denetim. Her yıl kriterler yavaş yavaş aşağı çekiliyor. Benim tahminim bağımsız denetim önümüzdeki 3-4 yıl içinde KOBİ seviyesine kadar inecek.
KİMLER BAĞIMSIZ DENETİME TABİ?
Bağımsız denetçinizin olması isteğe bağlı mı?
3 kriter var. Aktif toplam, net satış, çalışan sayısı. Açıklanan kriterlere göre iki tanesini geçiyorsanız bağımsız denetim yaptırmak zorundasınız. Örnek vermek gerekirse, 2017 yılında aktif toplam 40 milyon, net satış 80 milyon ve 200 çalışan. Bu 3 kriterden 2 tanesini geçmiş iki yılda sağlıyorsa bağımsız denetim yaptırmak zorundasınız.
Antalya’da kaç tane var?
Tahminim 50 civarı var.
Kaç tanesi yapıyor sizce?
O konu biraz farklı. Bir yöneticinin bunu koşa koşa yaptırması lazım. Şirkette neyiz, ne yapıyoruz öğrenmek için yaptırması lazım.
DENETİM HOŞ BİR KELİME DEĞİL
Denetim yaptırmanın yaptırımı var mı?
Yaptırma zorunluluğu olan firmalara bağımsız denetçiliği yaptırmıyorsa bunu yaptırımları var tabii ki. Denetim hoş bir kelime değil. İtici bir kelime. Ama bunu başka türlü ifade etme şansı yok. Başka kelime yok. Akıllı bir iş sahibi bağımsız denetleme yaptırarak şirketinin ne durumda olduğunu önüne koyar. Fotoğrafını görür. Artı ben neredeyim, ne yapıyorum, neden böyle yapıyorum ya da yapmıyorum diyebilir. İşlerim nerede diyebilme şansına sahip. Ama bizde şöyle bir algı var: oof devlet böyle bir şey çıkarmış, yaptıralım bari. Yasak savmak için bunu yaptırmak farklı bir şey. Ama gönülden yatırmak başka bir şey. Ama biz bağımsız denetim yaptırmak istiyoruz diyen firmalarda oluyor. Onlarla bağımsız denetim sözleşmesi yaptığınızda bağımsız denetim kapsamına girmiş oluyor artık. Zaten dediğim gibi bu kriterler KOBİ seviyesine inecek, 3- 4 yıl içinde. İlk çıktığı zaman 500 milyon net satış, 150 milyon aktif toplam gibi abuk sabuk rakamlardı. Bu yavaş yavaş aşağı iniyor. Kamu gözetimi muhasebe denetim standartları kurumu var. Yetkilendirmeyi bu kuruluş yapıyor ve ciddi bir disipline olmuş bir kurum. Türkiye’de şu anda yaklaşık 16 bine yakın bağımsız denetçi belgesi olan kişi var. Bu mevzuat çıktığı zaman bir geçiş süreci oldu. 15 yıl mali müşavirlik yapan meslek mensuplarını üniversiteler vasıtasıyla bir eğitime tabi tuttular. Geçici maddeyle bağımsız denetçi yaptılar. Bağımsız denetçi olan için mali müşavir olman gerekiyor. Bağımsız denetim kuruluşları ise yaklaşık 200’e yakın analiz yapıyoruz. Eğer 15 yıl tecrüben yok ise bir denetim şirketinde 3 yıl staj yapmak zorundasın. Yoksa bağımsız denetçi olamıyorsun. 16 bin kişi var şu an ama bağımsız denetçilik bir kişi ile yapılacak bir iş değil. Bir ekip meselesi. Ekip olduğunda da bir denetim şirketi oluyor. Türkiye şu anda bağımsız denetim şirketi yetkisi almış 241 firma var.
ANTALYA’DA 8 BAĞIMSIZ DENETİM ŞİRKETİ VAR
Antalya’da kaç tane?
8 tane var. Çok az demeyin aslında çok. Amerika’da bile 110 civarında. Almanya’da 80 küsur tane var. Bunlar nedir? 105 bin mali müşavir var, 16 bin bağımsız denetçi ama 241 tane bağımsız denetim kuruluşu var demek aslında bu şirketleri kurmak kolay bir şey değil. Herkese de o yetkiyi vermiyorlar. Bu yetkiyi alabilmek için kalite kontrol sisteminiz olacak, denetim yapacaksanız. Ve kurumsal bir yapınız olacak. Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu geliyor. Gerekli denetlemeleri yapıyor. Kâğıt üstünde bu firmanın denetim yetkileri uygundur diyor. Kalite kontrol sistemi uluslararası standartlara uygundur diyor ve öyle yetkilendirme veriyor. Şimdi az olması çok olmasına gelince, dünyada da az ve kurumsallaşmış, kapsamlı firmalara isteniyor. Çünkü denetim şirketini de denetleyen bir kurum var o da KGK. KGK denetim şirketlerini iki yılda bir Gözetim Daire Başkanlığı uzmanları denetliyorlar ve ciddi bir denetim yapıyor. Yaptığımız her şey disipline edilmiş durumda. Bu yaptığımız denetimleri KGK’nin portföyünde internet üzerinden yüklemek zorundayız. Sözleşmemizden tutun, sonuca kadar, denetim ekibimizden tutun denetimde neler yaptığımıza kadar sisteme yüklüyoruz. Hileli ya da yanlış yazdığımız bir raporun cezası 100 binden, 300 bin TL arası. Bu yetmiyor bir de. Bir firmaya bağımsız denetim yapmışsınız, olumlu rapor yazmışsınız ve bunu da 3. Şahıslar kullanmışlar. Bankaya gitmiş, bak bağımsız denetimden geçtik falan demişler. Bankaların çoğu başta olumlu raporu olup da sonradan patlayan firmalara o olumlu raporu yazan bağımsız denetim firmalarına tazminat davası açıyor.
7 YILIMI VERDİM
Bu iş ekip işi dediniz. Peki, siz kaç kişilik bir ekiple çalışıyorsunuz?
Bizim ekibimiz 15 kişi. Bir tanesi akademisyen, bir tanesi yeminli mali müşavir, diğerleri de 15 yılı geçmiş kişiler. Ben yetki almak için 7 yılımı verdim. 7 yıl bilfiil çalışma yaparak o yetkiyi aldım.
BAĞIMSIZLIK ORTADAN KALKAR
Peki bu denetimler aylık mı? Yıl bazında mı?
Mali tablo çıktıktan sonra da siz denetim yapabilirsiniz. Yıl içerisinde de yapabilirsiniz. Yıl içinde yapacağınız kontrol aktivite testleri farklıdır. Yıl bittikten sonrada yaptığınız çalışmalar farklıdır.
Siz saat dilimi hesaplarken verdiğiniz fiyat aylık mı yıllık fiyat mı?
Toplu rapor fiyatını söylüyorsunuz. Rapor tarihinden önce kaç ay varsa ona bölebilirsin. Ya da toplam işin sonunda alabilirsin. Onun bir şeyi yok. Tek bir şey var. Rapor tarihinden önce paranı almış olman lazım. Alamazsanız bağımsızlık ortadan kalkıyor.
ULUSLAR ARASI GÜVENCE
Bir şirket devlet ihalelerine girecek. Mali tablosunu şartnamede olduğu için koyuyor. O mali tablonun içinde bağımsız denetim raporu olduğu zaman herhalde biraz daha avantajlı oluyor.
Ben 2001 yılında bir şey yaşadım. Norveçli bir firma Türkiye’deki bir firmaya ortak olacaktı. Dediler ki bu firmanın mali tablolarını istiyoruz. Dediler bağımsız denetim yok mu? Yok dedik. Benim için kağıt parçası bu dedi. Bakmadı bile adam. Bu biraz da kültür. Batıda bu var. Başka bir örnek daha vereyim. İstanbul’da ayakkabı tabanı yapan bir firma, Belçikalılara mal satmak için anlaşma yapıyorlar. Türk firma demiş ki parayı peşin isterim. Diğeri de arkadaş ben sana parayı peşin vereyim ama sen bana malı vermezsen ne olacak demiş. Teminat mektubu vereyim demiş. Ben teminat mektubu ne yapayım demiş. Git bağımsız denetim raporu getir bana demiş Belçikalı. Yani bu uluslararası bir güvence. Türkiye’ye yabancı sermaye gelmiyor falan denir ya. Aslında bir sürü nedeni var belki ama gelmemesinin nedenlerinden biri de mali verilerin sağlıklı olmaması. Bağımsız denetimden geçmiş olmaması. KGK’da uluslararası kuruluşlarda akredite olmuş bir kuruluş. KGK’da uluslararası kuruluşlar tarafından denetleniyor yani. KGK bize yetki veriyor, bizi denetliyor. Biz müşteriyi denetliyoruz. KGK gelip, beni tekrar denetliyor. KGK’yı da denetleyen bir üst kuruluş var birden fazla.
DENETİM KURULUŞLARI 3’E AYRILIYOR
Ben bir işveren olarak neye bakmam gerekiyor? Önümde 241 firma var. Neye göre seçeceğim? Bir de bağımsız ve uluslararası bağımsız denetçi arasında bir fark var mı?
Bağımsız denetim kuruluşları üçe ayrılıyor. Kamu yararını ilgilendiren kuruluşlar, belediye, bankalar gibi. Kamu yararını ilgilendiren kuruluşları denetleyecek denetim kurumları bir de yarı kayik diyelim özel emeklilik ve sigortacılık şirketleri de hariç olmak üzere kayik dahiller var. Bir de kayik hariç denetim şirketleri var. Yani normal şirketleri denetleyecek olan denetim şirketleri. Biz de kayikte tam yetkiyi aldık.
ULUSLAR ARASI DENETİM AĞI
Bunun üçünü yapabilen kaç firma var?
Şu anda Türkiye’de 52 tane. Antalya’da iki tane var. Bir tanesi geçmişten dolayı aldı bizde kafayı patlatarak aldık desem yeridir. Bu kayik dahil denetim şirketlerinin yazmış olduğu raporlar uluslar arası standartlardaki raporlarda geçerli. Ama birde uluslararası denetim şirketi. Böyle bir şirket yoktur. Uluslararası denetim ağı vardır. Bütün şirketler bir denetim ağının bünyesindedir. Ama ne oluyor? Biz uluslararası denetim kuruluşlarına denetlettik falan oluyor. Hayır. Uluslararası denetim kuruluşu kayik dahil bir kuruluştur zaten. Denetim ağına girerken de şöyle bir faydası oluyor: örneğin buradaki bir firma Almanya’da bir iş, ya da Almanya’daki burada bir iş yapacak. Bunun denetlenmesi gerekiyorsa denetim şirketlerinin dışarıya karşı bir güvenilirliği söz konusu olması lazım. Hem şirketlere hem de 3. şahıslara karşı güvenilirliği olması lazım. Banka, bir ihale kuruluşu, A firmasının denetlediği raporla B firmasının denetlediği rapor aynı olmayabilir. Güven telkin etmeyebilir. Bir bakmışsınız A firması dünyanın cezasını yemiştir yanlış rapordan dolayı. Ötekisi dimdik gitmiş. Bu durumda hangisine güveneceksiniz? Bunun kriteri yok tabi. 3. şahıslar yani mali tablo okuyucuları onların belirleyeceği şeyler var.
BU BİR KÜLTÜR
Bu denetim sistemi zorunlu hale gelir mi?
Gelecek tabi. Ülke olarak taahhüttümüz var. Ama birden geçemedik. Alt yapısı oluşmadığı için kademeli olarak kısmi geçişi var. Her yıl kriterleri yayımlanıyor Bakanlar Kurulu tarafından. Ticaret Kanunu’nda şöyle bir hüküm var: bağımsız denetim kapsamına giren şirketler bağımsız denetim kuruluşu ile anlaşmazsa Asliye Ticaret Mahkemesi bağımsız denetim atar diyor. Ama nasıl atayacağı konusunda eksiklik olmuş. İkinci mevzuat deriz biz. Onun hakkında bir çalışma olması lazım. Bir çalışma var ticaret sicili Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi’ne liste verecek. O da atayacak. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin işi gücü yok, hangi şirketin denetime girip giremeyeceğini hesaplayabilir mi. Örneğin bankalar. Bankalara biz şirketlerin mali tablosunu verirken diyor ki mali müşavirin imzasını istiyor diyor. Orada da eksiklik var. Ona da çalışma yapılacak. Dediğim gibi aslında bu bir kültür.
GİDELİM YAPALIM DİYECEKLER
Türk Ticaret Kanunu değiştikten sonra şirketler verilerini internetten açıklayacaklar, raporlarını yükleyeceklerdi. Bu geçiş hala sağlanamadı mı?
Bağımsız denetime tabi olanlar açıklıyor. Bağımsız denetim kapsamında olanlar zorunda diğerleri değil. İleride öyle bir şey olacak ki firmalar bağımsız denetim kapsamında olmasa dahi gidelim yaptıralım,diye ihtiyaç duyacaklar. Denetim raporu sayesinde şirketinizin kredi limiti artar
Sizce Antalya’da mali tablosunu -ortalama bir rakam vermeniz gerekirse- kaç kişi doğru tutuyor?
Bizde muhasebe kültürü dünyadaki gibi değil. Teminat mektubunu kabul edilmiyor, bağımsız denetim raporu isteniyor. Orada bir kültür var. Bizim bu konudaki kültürümüz şu vergi boyutunda muhasebe yapılıyor. O mali tablolar vergi boyutunda oluyor. Vergi az çıksın veya çok çıksın diye. Bizim derdimiz bu değil. Bir firma çok ciddi zarar edebilir. Sen ne yaptın olumsuz rapor yazacağım demem. Benim görevim şu: bu mali tablo doğru. Zarar da etmiş olabilir firma. Bazı firmalar bilinçli olarak kendini zararlı göstermek istiyor olabilir. Bazısı da tam tersine kendini çok karlı göstermek isteyebilir. Halka açık şirketlerde bu çok olur. Kendini çok karlı gösterip, daha çok halka arz yapayım diye. Biz kar zarardan öte, o tablonun doğruluğunu biz onaylıyoruz. Eksikliğini veya fazlalığını onaylıyoruz. Antalya ve Türkiye çapında da bu kültür. İş adamının da muhasebecini de kültürü bu. Vergiye dayalı muhasebe yapıldığı için mali tablolar maalesef bozuk. Ama bağımsız denetime giren firmalar eminim ki bir iki yıl içinde o tabloları düzeliyor. Bir de şöyle bir şey var uluslararası standartları uyguladığınız zaman mali tablolar değişiyor zaten. Biz o standartları uyguladığımız zaman 100 bin lira kar etmiş diyelim. Standartları uyguladığımız zaman belki 500 bin lira zararı çıkıyor. Ya da tam tersi adam 300 bin lira zarar diyelim. Uluslararası standartları uyguladığınız zaman bir bakıyorsunuz adam 1 milyon kar etmiş. Örneğin çatal. Kaç liraya almışım? 5 yıl önce 5 liraya almışım. Şimdi 20 lira. Ben buna 20 lira yazıyorum. Onun için diyorum ya iş adamı koştura koştura bağımsız denetim yaptırmalı diye.
Firmalar farkında değil
Kaç firma bunun farkında?
Çoğu farkında değil.
Siz çalıştığınız kurumda mesai yapıyorsunuz değil mi kendi büronuzda değil?
Tabi denetim orada yapılır. Bizim kendi ofisimizde yaptığımız çalışmalar vara tabi ama bizzat görüp, gitmen gerekiyor zaten.
Siz bir yere denetlemeye gittiniz diyelim. Kağıt üzerinde vergi kaçakçılığını gördünüz. Bu durumda ne yapıyorsunuz? İhbar mı ediyorsunuz?
Bizim raporlarmış şöyle, olumlu, olumsuz, şartlı ve görüş bildirmekten kaçınma var. Olumlu yazarsanız sorun yok. Şartlı yazarsanız şartınızı rapora yazıyorsunuz. Şu şu konular hariç olmak üzere diğer kısımları doğru diyebiliyorsunuz. Artı bu firmanın şunları da yapması lazım diyebilirsin. Bunların ikisi tama şirketi kurtarıyor. Ama olumsuz rapor yazdığınız zaman bunun nedenini oraya yazmak zorundasınız. Bir de görüş bildirmekten kaçınma. Adam bana bilgi vermiyor. Denetim yapamadım, firma gerekli doneleri bana vermedi. Bende gerekli denetimleri yapamadım diyerek görüş bildirmekten kaçınıyorum. Bunun büyük yaptırımı var. Olumsuz ve görüş bildirmekten kaçınmanın yaptırımı Ticaret Kanunu’na göre 4 gün içinde şirket yönetimi genel kurul yapıp yeni yönetici seçmek zorunda. Aynı kişiyi seçebilir ama bunu yapmak zorunda. Benim olumsuz ya da görüş bildirmekten kaçınma ile ilgili itirazla ilgili başvurulacak tek bir makam var. Ticaret Mahkemesi. Bana dava açabilir.
Görüşümüz açık
Bu durumda firma sahibi zarar görür müyüm diye bir bakış açısıyla yaklaşıyor mu size?
Örneğin bu yıl ben iki raporuma şartlı görüş verdim. İstanbul’da ve burada bir firma. İkna etme meselesi bir anlamda. Neden şartlı yazacağımızı insanlara anlattık. Dedik sizin bunlarınız var. Bunlar olduğu sürece size olumlu rapor yazman şansımız yok. Firma sahipleri genelde eksiğini biliyor zaten.
Peki, sizin denetlemenizi hiçe sayıp başka bir denetlemeci getirtebilir mi?
Hayır getirtemez. Yıl içinde biz zaten bunları düzeltin diyoruz. O da bak bu bize olumsuz yazacak diyor. Dur ya sözleşmeyi feshedelim diye bir şey yok. Mahkemeye gitmesi ve gerekçesini söylemesi lazım.
Bir yıl sonra da denetim var.
Şimdi rapor tuttunuz ikinci yıl içinde mi ayrı bir rapor hazırlıyorsunuz?
Her yıl ayrı rapor ve sözleşme yapılıyor. Örneğin bir rapor şartlı yazmışım değil mi? Demişim ki bu firmanın verilen avanslar karşılığında aslında bir belgesiz alım yaptığından dolayı şirketin hesaplarında görünmüştür. Bu da şirketin mali tablosunu etkiyeceğinden dolayı olumsuzluktur, bunun dışındakiler uygundur dedi örneğin. Ertesi yıl. O iş yine bende. O zaman olumsuza giriyor iş. Ha başka denetim şirketine gitti. X bağımsız şirketi raporu okuyor ve bir de benimle görüşüyor. Bende bilgi almak zorunda. Benle yapmış olduğu görüşmeyi de KGK’ya bildirmek zorunda. Öyle bir otokontrol sistem var ki orada kaçarı yok. Bunlar insanı zora sokmak değil. Şirket personeli de sizi sevmiyor, defans yapıyor zaten. Çünkü o insanın açığını siz buluyorsunuz. Bizde de şüphecilik vardır ama ön yargı yoktur. Ön yargısız çalışıyoruz.