Büyük kentlerde yaşamanın bir bedeli olmalı mı? İzmir eski belediye başkanlarından Sayın Burhan Özfatura, 1990’lı yıllarda yoğun iç göç nedeniyle İzmir dahil büyük şehirlere girişlere vize konulması ve hemşerilik vergisi alınmasını önerince kıyamet kopmuştu.Bunun serbest dolaşım hakkına tecavüz olduğunu belirten insan hakları dernekleri, Burhan Özfatura’nın önerisi hayata geçmese bile bir insanlık suçu işlediğini öne sürmüşlerdi. Sayın Özfatura’nın bu önerisi hem Anap, hem de DYP gibi iki iktidar partisinden belediye başkanı seçilmesine ve İzmir halkının çok benimsediği bir yönetici olmasına karşın uygulama alanı bulamadı. Bugün İzmir en fazla iç göç alan 1’nci şehirdir. Öneri hayata geçmedi diye mi göç arttı, tabi ki hayır. Çirkin siyaset ve oy uğruna göçe yeşil ışık yakıldı, sonuç; insanlar dere kenarlarına gecekondu yaptı ve bir sel felaketinde 48 kişi boğularak öldü. Göç aldığınız bölgede 100 yıldır çivi bile çakmamışsanız, istihdam yaratacak fabrika kurmamışsanız, derme çatma ve doktorsuz sağlık ocağı, öğretmensiz okul yapmışsanız, göçü durduramazsınız. İnsanlar tabi ki daha rahat yaşam koşulları sağlamak, iş bulmak, geçinmek ve daha iyi sağlık hizmeti almak adına başka illere göç etme hakkına sahiptir. Suriyeli sığınmacıların durumu bana bu vize olayını anımsattı.
Antalya İl Emniyet Müdürü Sayın Cemil Tonbul da bir iç göç tehlikesinden söz ediyor. Suriyeli göçmenlerin Türkiye’ye kabul edilmesine ilişkin genelgenin Antalya’yı kapsamadığını, Antalya'nın genelge dışında bırakılmasını istediklerini ve bu talebin kabul edildiğini vurgulayan İl Emniyet Müdürü Tonbul, “Şimdi biz Antalya'ya yasal yollarla gelenler hariç hiçbir Suriyeli göçmeni Antalya’ya kabul etmiyoruz. Gelenler varsa tebligat yaparak 15 gün içinde şehri terk etmelerini istiyor, gitmeyenleri ya şehir dışına çıkarıyoruz ya da en yakın kampa götürüyoruz” diyor. Kulağıma gelenlere göre, Antalya’da seralarda domates toplayan, roka bağlayan, günlük yevmiyesi 45-50 lira olan yerli halk yerine 15-20 lira yevmiye ile çalıştırılan Suriyeli sığınmacılar var. Sayılarının da çok fazla olduğu söyleniyor. Dünden itibaren seracılara Suriyeli işçi çalıştırma yasağı gelmiş ve büyük cezalar kesileceği tebliğ edilmiş. Suriyeli sığınmacıların yaşadıkları vahim durumu köşe yazarı arkadaşlarım dile getirdi. Fazla söze gerek yok. Dileğim vize madem bir insanlık suçu, Suriyeli dostlarımızın kamplarda devlet yardımı ile yaşamlarını sürdürmeleri, acımasız kent yaşamından bir an önce kurtulmalarıdır. Başka çözüm yolu var mı?
Yorumlar
Kalan Karakter: