CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, gazetecilerle bir araya geldi. Kendisine 1’inci sıra teklif edilmesine rağmen bunu kabul etmediğini belirten Baykal, "Gerçekle yüzleşmek istedim. Bir takım tartışmalar, söylentilerle siyaset yapılmasından hoşlanmıyorum. Benim hakkımda alınacak karar başımla beraber. Bundan hiçbir şikayet söylemem mümkün olmaz. Bunu içime sindirdim. Bunu yaşayalım" dedi.
‘HEPİMİZİN KIBLESİ’
Partinin yönetim kadrolarının tabana duyarlı, tabanı yansıtan, tabanı anlayan ve tabanın duyarlıklarını anlayan kadrolardan oluşması gerektiğini dile getiren Baykal, şunları söyledi:
"Ama bizim yaşadığımız son büyük köklü değişim, benim ayrılmama, ondan sonra birbiri ardına çeşitli kurultayların yapılması, yönetim kadrolarında ani değişikliklerin gerçekleştirilmesi parti yönetiminde tabanın sesini aktaran, yansıtan ağırlıklı bir duyarlılığın ortaya çıkmasına fırsat vermedi. İyi niyetli, değerli ve gerçekten nitelikli insanlardan oluşan Parti Meclisi yapısı ortaya çıktı. Bu Parti Meclisi yapısı partinin parlamentosunu belirleme yetkisine sahipti, o yetkiyi kullandı. Ama kullanırken kendisinin yaşamadığı bir temel duyarlılık kaybolmaya başladı. Halbuki buna ihtiyaç var. O hepimizin kıblesi. Parti, örgüt, taban bunlar önemli. Bu kaybolunca boşlukta siyaset yapar gibi birbiriyle kişisel ilişkileriyle siyaseti şekillendirir gibi bir duruma düştük. Bunun aşmanın yollarından biri de önseçimdir. Önseçim bize istikamet versin."
'BUNU İÇİME SİNDİRDİM'
Önseçimi Antalya için özellikle istediğini kaydeden Baykal, ancak önseçimle Antalya siyasetinin kendine gelebileceğine inandığını söyledi. Önseçimin yapay çekişmelerin, sürtüşmelerin etkisinden sıyrılmasını sağlayacağını belirten Baykal, "Antalya siyasetinin gerçek hiyerarşisi ortaya çıksın, buna ihtiyaç var" dedi.
Önseçiminin, partinin Antalya'da ancak bu şekilde başarı sağlayacağına olan inancıyla değil, kendisi için de ayrı bir anlamı olduğu için istediğini anlatan Baykal, "Gerçekle yüzleşmek istedim. Bir takım tartışmalar, söylentilerle siyaset yapılmasından hoşlanmıyorum. Benim hakkımda alınacak karar başımla beraber. Bundan hiçbir şikayet söylemem mümkün olmaz. Bunu içime sindirdim. Bunu yaşayalım" diye konuştu.
‘KONTENJANI KABUL ETMEDİM’
Bu anlayış çerçevesinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun 1'inci sıra kontenjan teklifini teşekkür ederek reddettiğini açıklayan Baykal, partinin 3'üncü sıra kontenjan adayı Çetin Osman Budak'la ilgili de Kılıçdaroğlu'yla değerlendirmede bulunduğunu; Genel Başkan'ın kendisinden onay alma ihtiyacını hissettiğini aktardı. Deniz Baykal, "Olmasa daha da iyi olur ama Genel Merkez'in kontenjan kullanma hakkına saygı gösteririm. O kontenjanın da Çetin Bey olması noktasında kanaatimi, düşüncemi, 'Çok iyi, çok uygun, değerli bir insandır' şeklinde belirttim" diye konuştu. Antalya için her şeyin bu görüşmeden sonra başladığını belirten Baykal, mevcut tablodan mutlu olduğunu söyledi.
Baykal, önseçim kararının kendisi ve kendisine yakın kadroları tasfiye için alınmış karar olduğuna yönelik iddiaları ise kesin bir dille reddetti. "Siyasette belli bir deneyim yaşamış kimsenin 'Bana ebedi kontenjan verin' deme hakkı yoktur" diye konuşan Baykal, ihtiyaçların bu noktada belirleyiciyi olduğunun altını çizdi ve "Ben kendimde böyle bir hakkı görmüyorum" dedi.
‘LİSTE YAPMAYACAĞIM’
29 Mart'ta yapılacak önseçimde hiçbir şekilde anahtar liste yapmayacağını belirten Baykal şöyle konuştu:
"Ben hiçbir biçimde bir anahtar ya da kilit neyse liste yapmayacağım. Eğer üyelerimiz bana oy verirlerse bundan onur ve mutluluk duyarım. Takdir onlarındır. Ama 'Sen bana oy vermekle kalamazsın kardeşim buna da buna da oy vereceksin' deme hakkını kendimde görmüyorum. Ben siyaseti bu anlayışla yapmışım, öyle talimatla falan bunların hepsi boş laflardır. Yetki bendeyse kendi anlayışıma göre yaparım listeyi. Herkes de bilir benim yaptığımı." ABDULLAH YALÇIN
ZİNCİRBOZAN ANISI
Önseçimin seçilip seçilmeme konusunda bir riski barındırdığını kaydeden Baykal, "Risk mi risk. Ben yenilmeyi içime sindiriyorum" dedi. Baykal, bu konuda 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'le Zincirbozan'da beraber olduğu günlerinden bir anısını anlattı. Zincirbozan'da günlerin satranç, tavla, dama gibi oyunlarla geçtiğini belirten Baykal, "Ben de oynamazdım, dolaşırdık. Kim ne oynuyor, maç nasıl gidiyor falan. Kulakları çınlasın Demirel dolaşır, herkese de akıl fikir verirdi. Söylediklerinin de mantığı var, doğru. Bir yerde birisi dedi ki, 'Gayet güzel müdahaleler yapıyorsunuz. Siz de oturun, oynayalım.' Demirel dedi ki, 'Biliyorum da yenilmeyi içime sindiremiyorum.' Tipik Demirel cevabı. Ama ben yenilmeyi içime sindirdim" diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: