Türkiye'nin çeşitli yerlerinde öğretmenlik yapan 2 çocuk babası Yusuf Arslan, 2018 yılında emekli olduktan sonra memleketi Manavgat ilçesi Yeniköy Mahallesi'ne yerleşti. Ailesinden miras kalan 1,5 dönümlük arazide daha önce yaptırdığı evde yaşamaya başlayan Arslan, kuru ve ağaçsız bahçesine fidan dikmeye karar verdi. Bahçesine dikeceği zeytin, portakal, limon, nar gibi ağaçları belirleyen Yusuf Arslan, sulanması için mahallede yaşayan diğer vatandaşların yaptığı gibi 2020'de Devlet Su İşleri'ne (DSİ) başvurarak, bahçesine su bağlanmasını talep etti. 2021'de DSİ'ye ait kapalı devre sulama sisteminden su bağlanan Arslan, her sene beyanname verip parasını ödeyerek, damlama yöntemiyle suyu kullanmaya başladı.
Bu sene ocak ayından itibaren DSİ'ye ait sulama yetkilerinin bir kısmı Doğu Antalya Sulama Birliği'ne devredildi. Sulama birliği yetkilileri, görev sahasında 5403 Sayılı Kanun'a göre yaptıkları incelemede, Yeniköy Mahallesi'nde bazı yerlerin tapuda arsa olarak geçtiğini tespit ederek, su bağlantılarını kesti. Suyun kesilmesi üzerine Doğu Antalya Sulama Birliği ve DSİ nezdinde yaptığı girişimlerden sonuç alamayan Yusuf Arslan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) yaşadıklarını anlatan dilekçeyle başvurdu. CİMER başvurusunun ardından Arslan'a, DSİ 13'üncü Bölge Müdürlüğü tarafından verilen cevapta, 5403 Sayılı Kanuna göre tarımsal arazilerin belirlendiği, arsa vasfında olduğu için suyunun kesildiği belirtildi.
Bu sene sulama birliğine beyanname verdiğini aktaran Yusuf Arslan, "Su konusunda mart ayında birliğe beyanname veriliyor. Beyannamemi verdim. Bana 'Su vermeyeceğiz' demediler. Beyannamemi aldılar. Su dönemi geldi, vanamı açtım, su yok. Dilekçe verdim, bana 'Senin orası arsa. Orayı biz sulama dışında tuttuk' dediler" dedi.
5403 Sayılı Kanunu açıp okuduğunu dile getiren Arslan, şunları söyledi:
"Kanunda beni ilgilendiren maddeyi buldum. Kanunda, 'Tarım alanı dışı araziler' olarak tanımlanan araziler; 12 ay kar altında kalan yerler, dere yatakları, kum yatakları, turizm alanları, dağlık bölgeler ve imara açılmış, planlı yerler, yani arsalar olarak belirlenmiş. Burası bir orman köyü, burada altyapı yok, burası çiftçilikle geçinen bir köy. Burada kanalizasyon yok, imar yok. Burası hasbelkader 1960'lı yıllarda tapu yazılırken 'arsa' olarak kaydedilmiş. Tek sebep bu. Benim evimin önünde 1,5 dönüm yer var. Tapuda arsa yazıyor diye hiçbir şey dikmeyeyim mi?"
Köyde bazı yerlere su verildiğini, bazı yerlere verilmediğini dile getiren Yusuf Arslan, ağaçlarının kurumaya başladığını söyledi. Yetkililerden yardım beklediğini anlatan Arslan, "2021 yılından bu yana beyannamemizi vererek, ücretimizi ödeyerek, görüldüğü gibi bir damla bile suyu zayi etmeden ağaçlarımızı kapalı devre sulama sistemiyle suluyorduk. Burada 100'e yakın ağacım var. Yenidünya ağacı var, kamkat ağacı var, nar ağacı var, limon ağaçlarım var. Portakal var ve çeşitli türlerde zeytin ağaçlarım var. Yaklaşık 40 zeytin ağacı var. Bu sene 1 ton zeytin aldım buradan. Yeni zeytin ağaçları diktim. 2 yıllık ağaçlar. Haftalık su ihtiyaçları var. Kovalarla su döktüm yoksa kuruyacaklardı. Dal uçlarından da belli, artık kurumaya başladı" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: