Türkiye’nin yetiştirdiği en değerli bilim insanlarından biri olan Prof. Gazi Yaşargil’in sıra dışı yaşamı, bu yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde beyazperdede ölümsüzleşti. Yönetmenliğini Atıl İnaç’ın üstlendiği “Hümanist Bir Deha: Gazi Yaşargil” belgeselinin gösterimi, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Perge Salonu’nda büyük ilgiyle izlendi. Gösterimin ardından düzenlenen söyleşiye yönetmen Atıl İnaç, yapımcılar Gülen Güler ve Derya Tarım ile Yaşargil’in meslektaşı Prof. Cengiz Kuday katıldı.
“Çocukluk kahramanımı anlatmak büyük bir onurdu”
Belgeselin yönetmeni Atıl İnaç, Gazi Yaşargil’in kendi hayatındaki yerini: “Yaşargil, çocukluk kahramanlarımdan biriydi. Seneler sonra onun hikayesini anlatmak için bir araya geldik. Bu benim için bir hayalin gerçekleşmesiydi.”
Yapımcı Gülen Güler, belgeselin hem insani hem bilimsel yönüne dikkat çekerek, filmin çıkış motivasyonunu şöyle özetledi: “Bir bilim insanının beyninin nasıl çalıştığını, vazgeçmeyen bir tutkuya nasıl dönüştüğünü anlatmak istedik. Bu kadar yıkıcı dönemlerde, kimsenin cesaret edemediği zamanlarda sadece iyileştirmek için yola çıkması bana çok ilham verdi. Umarım izleyen herkese de aynı ilhamı verir. Amacımız hocamızı anmak ve bu tutkuyu canlı tutmaktı.”
“38 saat çalışmaya karşı 100 saat çalışan bir insandı”
Yapımcı Derya Tarım ise Yaşargil’in çalışma disiplinine dikkat çekerek, onun yeni kuşaklar için rol model olduğunu söyleyerek; “Hocanın da dediği gibi; kendisi 38 saat çalışmaya karşı 100 saat çalışan bir insandı. Biz de bu azmi, merakı ve üretkenliği yeni nesillere hatırlatmak istedik.”
“Bir kuyruklu yıldız gibiydi”
Yaşargil’in yakın dostu ve meslektaşı Prof. Cengiz Kuday, anılarını paylaştığı sırada salonda duygusal anlar yaşandı: “1959’da kablolardan yaptığı bir beyin maketi vardı. 2000’li yıllarda Amerika’daki büyük bir kongrede elindeki plastik poşetten o maketi çıkarıp gösterdiğinde, 12 bin kişi ayağa kalktı. Bir kısmı ağlıyordu. O, her zaman orijinalliğini koruyan bir insandı.”
Kuday, Yaşargil’in 100 yaşına kadar çalışmayı sürdürdüğünü vurguladı ve son anına kadar bilime katkı sunduğunu anlattı: “Vefat etmeden kısa süre önce İsviçre televizyonunda son keşfi olan ‘Sulcus’u gösterdi. Beyindeki kılcal damar yapılarından bir bölgeye onun adı verildi: Yaşar.”
“Hümanist Bir Deha: Gazi Yaşargil”, yalnızca bir bilim insanının değil, insanlığa adanmış bir ömrün, tutkunun ve merakın hikayesini sinemanın diliyle anlatarak festivalin en unutulmaz gösterimlerinden biri oldu.
Yorumlar
Kalan Karakter: