Denize açılan avcılar, kontrolsüz ve kurallara uyulmadan yapılan avcılık balık popülasyonlarını ciddi biçimde olumsuz etkiliyor. Avlanma boylarına dikkat edilmemesi, yavru balıkların aşırı avlanması ve kaçak avcılık, Türkiye’nin balık stoklarını azaltıyor. Su ürünleri uzmanları, sürdürülebilir balıkçılık için yasaklara uyulması, denetimlerin artırılması ve tüketicilerin bilinçli seçimler yapması gerektiğini vurguluyor.
Tezgâhların vazgeçilmezleri
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, son 10 yılda Türkiye’de denizlerde en çok avlanan türler şöyle: Hamsi, Palamut, İstavrit, Sardalya, Çaça ve Lüfer olarak yer alıyor.
Karadeniz’in simgesi hamsi, tek başına toplam avın yarısına yakınını oluşturuyor. Marmara ve Ege’de istavrit ve sardalya öne çıkarken, lüfer Boğaz çevresinde değerini koruyor.
Akdeniz’de umut Sardalya ve Orkinosta
Akdeniz’de balıkçılık biraz farklı. Mersin, Antalya ve Hatay kıyılarında Sardalya ve İstavrit yoğun avlanırken, uluslararası kurallara tabi olan mavi yüzgeçli Orkinos da bölgenin en değerli türleri arasında yer alıyor. Küçük ölçekli kıyı balıkçılığının yaygın olması nedeniyle Akdenizli balıkçılar bu sezon Sardalya’dan umutlu.
Yükselen su sıcaklıkları ve ekosistemdeki değişimler, Akdeniz’de balıkçılığın geleceğini tehdit ediyor.
Vatandaşa çağrı
Çevre dernek temsilcileri, tezgâhlardan balık alırken vatandaşların dikkatli olması gerektiğini vurguluyor. Yasal avlanma boyunun altında satılan balıkların alınmaması gerektiğini dikkat çekiyor, “Yavru balığı tüketmeyin ki denizlerimizde nesil devam etsin” çağrısı yaptı.
Av sezonu 15 Nisan 2026’da sona erecek. Bu tarihten itibaren küçük ölçekli kıyı balıkçılığı dışında denizlerde avcılık yeniden yasaklanacak.
Yorumlar
Kalan Karakter: