Neyi hatırladınız?
Tabi ki benim hatırladığımı!..
Tarih 17 Ağustos 1999
Saat 03.02
Merkezi Kocaeli-Gölcük olan, Richter ölçeğinde Mw 7.4 büyüklüğünde gerçekleşen depremde resmi raporlara göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti, 43 bin 953 kişi yaralandı.
Resmi olmayan bilgilere göre ise, yaklaşık 50 bin kişi hayatını kaybetti, ağır ve hafif olmak üzere yaklaşık 100 bin kişi yaralandı.Yine aynı depremde, 133 bin 683 bina çöktü ve yaklaşık 600 bin kişi evsiz kaldı. Yaklaşık 16 milyon insan depremden değişik düzeyde etkilendi.Her yıl 17 Ağustos’ta Marmara depremi için etkinlikler yapılır.Bu etkinliklerin tek amacı vardı, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu ve insanların depremden dolayı değil, depreme dayanıklı yapıların olmamasından dolayı yaşamlarının yitirildiği hatırlatılır.
Marmara Depremi’nden Antalya 4. derecede deprem bölgesi iken, değişen yönetmelik sonrasında Konyaaltı’ndan Kemer’e doğru denize sıfır bölge 1. derece deprem bölgesi, diğer kalan mevkiler ise 2.derece deprem bölgesi olarak geçmektedir.
Antalya’da deprem kuşağı altında bulunan bir kenttir!
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Cem Oğuz, sürekli olarak Antalya merkezin 2.derecede deprem bölgesi olduğunu ve özellikle 1998 deprem yönetmeliğinden önce yapılmış 85 bin binanın risk altında olduğunu hatırlatarak, bir an önce Deprem Master Planı’nın yapılması gerektiğini vurgulamıştır.
Bu kapsamda İMO, 4 ayrı üniversiteye hazırlattığı raporları değerlendirerek AKP döneminde Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne sunmuştur.
Ancak, o dönem belediye yetkilileri ne hikmet ise Deprem Master Planı çalışması başlatma yerine 17 Ağustos Marmara depremi yıldönümünden bir hafta önce bu raporları İMO’ya geri göndererek güncelleştirilmesini istemiştir.
Prof. Dr. Sayın Mustafa Akaydın Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği günden itibaren Antalya’nın 3 önemli sorunu olduğunu, bunların ulaşım, imar ve deprem olarak vurgulamıştır.Bu kapsamda Deprem Master Planı hazırlığına başlanmıştır. Ancak, ödenek yetersizliğinden Deprem Master Planı yine ortaya çıkamamıştır.
Ancak geçmişte Mimarlar Odası Başkanı M. Osman Aydın’ın söylediği, İMO Başkanı Cem Oğuz’un her fırsatta hatırlattığı gibi, Deprem Master Planı’nın yapılması tek başına sorunun çözümü anlamına gelmiyor.
TUİK verilerine göre, kent merkezinde 120 bin bina var ve bunun 85 bini risk altında.
Yapılacak olan karot testi soncunda 85 bin binanın büyük bir kısmının ya güçlendirilmesi ya da yıkılıp yeniden yapılması söz konusu olabilecektir.
Ekonomik durumu iyi olmayan vatandaşların maliyeti yüksek bir oluşum içine girmesi mümkün olamayacağına göre, çürük olduğunu bildiği binasında her an olası bir depremde ölümle burun buruna kalabileceğini düşünecektir.
Bu da insanların ciddi psikolojik sorun içine girmesi anlamına gelir.
Yerel yönetimlerin bütçelerinin binaların güçlendirilmesi ya da yıkılıp yeniden yapılması veya kamulaştırılmasına imkan vermeyeceğine göre bir şekilde devletin bu konuda katkısı olması gerekir.
Bilindiği üzere devletin ciddi ekonomik katkısı ile İstanbul bu sorunun çözme yoluna gitmiştir.
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Menderes Türel’in bu saatten sonra hayata geçirmesi en önemli konu Deprem Master Planı’dır. Ertelenmesi, geciktirilmesi yağmuru şemsiyesiz beklemektir. Yağmurun sonu ise, fırtına ve hortumdur.
Antalya’nın hak ettiği en önemli konu Deprem Master Planı’nın çıkarılmasını şimdiden bekliyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: