Mimarlar Odası Antalya Şube Başkanı Hasan Çerçiler, 2025 yılının hem kent hem de mimarlık mesleği açısından son derece zor ve verimsiz geçtiğini belirterek, 2026 yılına ilişkin beklenti ve projelerini paylaştı. 2025 yılının mimarlar için inanılmaz derecede düşük bir yıl olduğunu vurgulayan Çerçiler, inşaat sektöründeki ciddi durgunluğun mesleği doğrudan etkilediğini söyledi. Çerçiler, “Hem inşaatların azaldığı hem de başlayan işlerin tamamlanamadığı bir yıl geçirdik. Bu durum mimarlık mesleğini doğrudan etkiledi” dedi.
“Belediyelerdeki belirsizlik süreçleri aksattı”
Yerel yönetimlerde yaşanan görevden uzaklaştırmaların da süreci olumsuz etkilediğini belirten Çerçiler, birçok belediye başkanının görevden alınmasının ardından kalan belediye personelinin büyük bir çekingenlik içinde hareket ettiğini ifade etti. Çerçiler, “Sürecin kalan memur arkadaşlar açısından son derece tedirginlikle yürütüldüğü, kılı kırk yararak iş yapıldığı bir dönem yaşadık. Bu durum ister istemez ciddi aksaklıklara neden oldu” diye konuştu.

“2026’dan daha adil bir kent bekliyoruz”
2026 yılına dair beklentilerini paylaşan Çerçiler, mimarlar olarak daha adil, daha yaşanabilir bir kent istediklerini vurguladı. Antalya’nın kültürel mirasına, doğasına ve denizine zarar verilmeden planlanması gerektiğini belirten Çerçiler, bu değerlerin rant aracı olarak kullanılmasına karşı olduklarını söyledi.
“Kentimizin kültür mirasına, doğasına, denizine dokunulmadığı; bunların rant için kullanılmadığı bir Antalya istiyoruz” diyen Çerçiler, kentin sosyal ve kültürel alanlarının artırılmasının da önemli olduğunu dile getirdi. Çerçiler ayrıca, bir fabrikanın sosyal etkinlikler ve kültür alanı olarak ilan edilmesini olumlu bir adım olarak değerlendirdi.
“Bürokrasi dışındaki en büyük sorun: Askıda kalan imar alanları”
Mimarlık mesleğinde yaşanan sorunlara da değinen Çerçiler, bürokrasinin her zaman önemli bir problem olduğunu ancak bunun dışında daha büyük bir yapısal sorun bulunduğunu ifade etti. Çerçiler, imar planı yapılmasına rağmen hukuki süreçleri devam eden ve imara açılamayan alanların ciddi bir tıkanıklık yarattığını belirtti.
“İmar planı yapılıp imara açılmayan, mahkemesi devam eden birçok yer var. Bu alanlarda hem kentin ulaşımı açısından hem de bizim projelerimizi hayata geçirebilmemiz için gerekli olan imar çapları alınamıyor. Böyle bir dönem yaşadık” diyen Çerçiler, bu belirsizliğin mimarlık üretimini durma noktasına getirdiğini söyledi.

“2026’da kent mücadelemizi sürdüreceğiz”
2026 yılı projelerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Çerçiler, Mimarlar Odası Antalya şubesi olarak kent mücadelesini kararlılıkla sürdüreceklerini ifade etti. Özellikle Konyaaltı bölgesine dikkat çeken Çerçiler, sahil bandının gerçek planlarına uygun hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Konyaaltı sahilinde sonradan ortaya çıkan düzensiz ve niteliksiz yapılaşmalara dikkat çeken Çerçiler, “Orada sonradan ortaya çıkan, adeta bağırsak gibi duran yapıların temizlendiği bir sahil düzenlemesi istiyoruz” dedi.
“Turizm ormanları kakarak değil, kaliteyi artırarak gelişmeli”
Turizm politikalarına da değinen Çerçiler, yeni turizm ve otel alanlarının ormanları yakarak, yıkarak ya da zorla tahsis edilerek oluşturulmasına karşı olduklarını net bir dille ifade etti. Antalya’da “Turist zaten gelir” anlayışının terk edilmesi gerektiğini söyleyen Çerçiler, turizmde nitelik artışının şart olduğunu vurguladı.
“Yeni turizm alanları ormanları yakarak ya da zorlayarak yapılmamalı. Turizm kalitesinin arttırıldığı, doğaya saygılı bir Antalya için çalışmaya devam edeceğiz” diyen Çerçiler, mimarlar olarak kamusal yararı önceleyen bir anlayışı savunduklarını belirtti.
Açıklamasının sonunda Çerçiler, Antalya Mimarlar Odası’nın 2026 yılında da kentin geleceği için mücadele etmeyi sürdüreceğini ifade ederek, “Daha adil, daha yaşanabilir ve daha nitelikli bir Antalya için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: