Uysal konuşmasında, yıkım kararının 2020 yılına dayandığını ve o dönemde kamuoyuna açıklanmadığını belirtti. “2020 yılına ait olduğu söylenen bir yıkım kararı bugün uygulanıyorsa, burada açıkça suç işleniyor demektir,” diyen Uysal, müze yönetiminin beş yıldır bu belgeyi uygulamadan bekletmesini ve binayı güçlendirmemiş olmasını eleştirdi.
Antalya Müzesi Kültürel Bir Mirastır
Müzenin 1964 yılında ulusal bir mimarlık yarışmasıyla seçilen nadide bir eser olduğunu hatırlatan Uysal, “O dönem bu bölgenin özelliklerine uyumu ve zarafeti nedeniyle seçilen bu yapı, şimdi ‘çirkin’ ve ‘çürük’ denilerek itibarsızlaştırılıyor. Oysa bu, Türkiye'nin önde gelen sanatçı ve müzecilerinin ortak kararıyla inşa edilmiş bir kültür mirasıdır,” ifadelerini kullandı.
Bu Yıkım Müzecilik Tarihinde Kara Bir Leke Olarak Yer Alacaktır
Yeni yapılacak müzenin projesine dair de eleştirilerde bulunan Prof. Dr. Hilmi Uysal, temel atma törenine sadece özel davetlilerin çağrıldığını ve Müze Çalışma Grubu sözcüsü Prof. Dr. Gül Işın’ın törene alınmadığını hatırlattı. Uysal, yeni müze projesinin mimarının ise Kültür ve Turizm Bakanı’nın otel projelerini yapan isim olduğunu iddia ederek şunları söyledi:
“Bir müzeyi yıkıp yerine yeni bir müze yapacaksınız ve bu projenin mimarını da otel mimarlığından tanıyacaksınız. Üstelik ‘bedava yapacak’ deniliyor. Böyle bir uygulama kabul edilemez. Bu yıkım gerçekleşirse, bu olay dünya mimarlık ve müzecilik tarihinde kara bir leke olarak yer alacaktır.”
Mücadelemizi Bir Festival Gibi Sürdüreceğiz
Grup, müze binasının kapatılmasının planlandığı günlerin sürekli ertelendiğine dikkat çekerek, kamuoyunun gösterdiği tepkinin süreci durdurduğunu vurguladı. Uysal konuşmasını şöyle bitirdi: “Cinayet işlenmek isteniyor, ama biz bu cinayeti engelleyebiliriz. Bunun için buradayız. Gücümüzü bilmeliyiz. Yarın daha kalabalık olmalıyız. Mücadelemizi bir festival gibi sürdüreceğiz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: