Antalyalılara “Antalya’da yaşamak pahalı mı, ne düşünüyorsunuz?” diye sorduk. İş yeri ve konut kiralarının faiş oranlarda olduğunu ve yiyecek-içecek fiyatlarının da aynı düzeyde pahalı olduğundan dert yanan vatandaşlar, “Bütün sebze-meyveler her şey burada üretilip buradan başka şehirlere gönderildiği halde başka yerlerde ucuza satılırken burada neden daha pahalı? diyerek özellikle kış aylarında Antalya’nın işsizler cenneti olduğundan dert yanıyor. Ortalama bir ailenin geçimi için en az 2 bin lira geliri olması gerektiğini savunan vatandaşlar tiyatro, sinema, tatil gibi sosyal ihtiyaçları ise lüks olarak görüyor. Bu şartlarda asgari ücretli birinin Antalya’da yaşamasının imkansız olduğunun altını çizen ve asgari ücretle geçinenleri Dünyanın 8’inci harikası olarak nitelendiren Antalyalılar, “Gerçekten bir mucize gerçekleştiriyorlar. Yoksa geçinmek mümkün değil” değerlendirmesinde bulunuyor.
Yapılan bir araştırmaya göre 2015 Ağustos ayı itibariyle dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1.344,58 TL, gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların (açlık ve yoksulluk sınırı) toplam tutarı ise 4.379,73 TL. Bu arada asgari ücretin de halen 950 TL olarak uygulandığını unutmamak gerek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de çalışan nüfusun 4 milyon 970 bin 737'si asgari ücretle istihdam ediliyor. Evli olup eşi çalışanların sayısı 809 bin 662, evli olup eşi çalışmayanların sayısı ise 2 milyon 199 bin 161 kişi. Evli olup eşi çalışmayanlar içerisinde 3 ve üzeri çocuğu olan kişi sayısı ise 871 bin 873 kişi. Yine özel sektörde çalışan yaklaşık 4 milyon kişinin de 2 bin 30 TL altında bir maaşa çalıştığı biliniyor. Antalya’da da durum pek farklı değil. Türkiye’nin turizm başkenti Antalya’da asgari ücreti yoğun olarak uygulayan sektörlerden olan turizmde resmi olmayan rakamlara göre 500 bin kişi turizm sektöründe, bunlardan yaklaşık 350 bin kişi de asgari ücrete (yoksulluk sınırının altı) tabi olarak çalışıyor. Hal böyleyken bugün hala asgari ücret yılbaşından itibaren 1.300 lira olacak mı olmayacak mı tartışmaları yapılıyor…
GEÇİNEMEM DİYE EVLENMİYORUM
Hayat tabi ki pahalı. Domates yetişen bir şehirde domatesi manavdan 3 liradan alıyoruz. Bir yerde çay içmek bile 5-10 lira olmuş. Özellikle aileler için geçinmek çok zor. Kışın iş imkanları az. Antalya’da sokakta çok sayıda aç insan var. Ev kiraları çok pahalı. Ben geçinemeyeceğim diye evlenmiyorum. Asgari ücretle bir insan nasıl geçinsin. Bundan 10 yıl önce Antalya’da ev kiraları şimdikinin yarı fiyatından bile daha azdı. Ama şimdi ev kiraları 600 lirayı bile geçti. Gerçekten bir insanın çoluk çocukla geçinmesi çok zor.
15 YILDIR SİNEMAYA GİDEMİYORUM
Burada otellerde insanlar asgari ücretle çalışıyor. Şimdi asgari ücret bin 300 olacak deniyor. Bur artış bir nebze de olsa iyi olur. 15 yıldır bu memleketteyim ne tiyatroya, ne de sinemaya gidemiyorum. İmkanım olsa giderim ama yok. Şehir merkezinde bir yerden bir yere yürüyorsunuz yolda 10 kişi sizden para istiyor. Burada çok parasız insan var. İnsanların burada düzgün bir şekilde yaşaması için en az 2 bin lira alması gerekir.
Oktay Atalay-53
ASGARİ ÜCRETLİ BİRİ GEÇİNEMEZ
Antalya çok güzel bir şehir. Tatil için, gezmek için ideal bir yer. Diğer şehirlere göre yaşamak da daha iyi. Bazı konularda ise pahalı. Özellikle burada kıyafetler çok pahalı. İstanbul bile Antalya’ya göre daha uygun. Ama Antalya’da yaşamak iyi. İş olanakları bakımından da özellikle yazları çok fazla iş imkanı oluyor. Ama asgari ücretli biri burada geçinemez. Her şey pahalanmış. Diğer şehirlere göre burası daha iyi. Ama sadece yazın. Kışın zor. Bir evde tek çalışan için çok zor. Ama iki çalışan olsa iyi olur. Hele bir de çocuk varsa masraf ikiye katlanıyor ve hepten zor.
Yeliz Güner-35
TÜRKİYE’DEKİ ASGARİ ÜCRETLE GEÇİNENLER DÜNYANIN 8. HARİKASI
Antalya’da 2 binin üzerinde otel var. 2 binin üzerinde otel olduğu için dışarıdan gelen insanlarla Antalya 10 milyon insan ağırlıyor. Bu anlamda gıda fiyatlarını biraz daha yükseğe çekebiliyor. Arz sürekli talep ettiği için vatandaş biraz daha pahalı yiyebiliyor. Antalya’da kiraların dışında hayatın çok da pahalı olduğunu düşünmüyorum. Benim çocuğum da var. Kazandığım para bana yetiyor ve hafta sonları bir yerlere gezmeye gidebiliyorum. Ama diğer insanların gidebildiğini zannetmiyorum. Devlet rakamlarından söylemek gerekirse bu sabah okuduğum bir şeyi sizinle paylaşayım. Bizim ülkemizde kira dahil fakirlik sınırı 4 bin 500 lira. Bunu asgari ücret alan biri üzerinden düşünürsek; ben asgari ücretlilerin nasıl yaşadığını daha anlayabilmiş değilim. Kiraya 500 lira veriyorsunuz. Günde 2’şer 3’er simit bile alsanız o rakamın üzerine çıkıyor. Bu arada elektrik suyu nasıl hallediyorlar. Telefon faturalarını nasıl ödüyorlar onu daha anlayabilmiş değilim. Gerçekten bir mucize gerçekleştiriyorlar. Türkiye’deki asgari ücretliler bence Dünyanın 8’inci harikası. Yoksa geçinmek mümkün değil.
Kemal Koca-36
İNSANLARIN TATİL LÜKSÜ YOK
Çok pahalı bulmuyorum. Sadece kiralar biraz yüksek. Ben kirada oturmuyorum. Ama kirada oturanların büyük sıkıntı çektiklerini düşünüyorum. 7 yüz liranın altında normal bir insanın oturacağı bir ev yok. Ama insanlar kazancına göre yiyip içiyor. Bin 5 yüz lira maaş alan insan da geçiniyor. 5 bin lira maaş alan insan da. Ben işimden dolayı pek tatil yapamıyorum. Bizim gibi, birçok insanın da tatil lüksü yok. Şimdi asgari ücret bin üç yüz lira olacak. Ama ek zamlar getirerek bu asgari ücretteki artışı eritecekse tabi ki bu zammın hiçbir faydası yok. Önemli olan hayatı ucuzlatıp insanların refah seviyesini yükseltmek.
Veysel Arslan-31
KİRALAR ÇOK YÜKSEK
Antalya’da yaşam bazı yönlerden pahalı, bazı yönlerden ise diğer illere göre daha uygun. Burada biraz yiyecek içecek pahalı. Ama İstanbul’a göre daha uygun. Hayat daha kolay burada. Antalya’da iş yeri kiraları çok yüksek. İstanbul İzmir’e nazaran tekstil ürünleri pahalı. Benim burada aylık kazancım 3 bin 500, 4 bini buluyor. Ona rağmen ben kazandığımla zar zor geçiniyorum. Asgari ücretlilerin halini artık siz düşünün. Asgari ücretli biri ne tatiline, ne tiyatroya, ne sinemasına gidebilir, ne de kitap okuyabilir. Haftanın iki günü çıkıp dışarıda yemek bile yiyemez.
ZAM YAĞMURU GELECEK
Bunların yanında bir de sağlık masrafları var. Ben sigortalıyım yararlanabiliyorum. Ama bir de yararlanamayanlar var. Devlet hastanesine gidiyorsun 30 lira muayene ücreti alınıyor. O da yetmezmiş gibi ilaç parası veriyorsunuz. Bir de eczaneye katkı parası veriyorsunuz. Asgari ücreti, bin lirayı bin üç yüz lira yapmak Türkiye şartlarında hiçbir şeyi değiştirmez. Çünkü, Aralık ayından sonra zam yağmuru gelecek. O üç yüz lira da eriyecek. Vatandaşın cebine bir şey kalmayacak.
Banu Dinçer-35
HAYAT PAHALI
Özellikle yiyecek içecek ve kira konularında pahalı. Ben Samsun’a gittim. Portakal Samsun’a buradan gitmesine rağmen burada portakalın kilosu 1 lirayken, orada 3 kilosu 1 liraydı. Kira fiyatları çok pahalı, ulaşım zor. Ulaşım zor olduğu için herkes şehir merkezin de oturmaya çalışıyor. Belli bir saatten sonra evine gitmek isteyen biri otobüs bulamıyor. İnsanlar sosyal aktivitelerine zaman ayırırsa motivasyon olarak kendini daha iyi hissedersin. İyi hissedersen de normal performansının üstünde çalışırsın. Ama Antalya’da ideal bir hayat yaşamak istiyorsan hayat ciddi bir şekilde pahalı.
Kemal Yayla-50
SANKİ SADECE HİZMET İÇİN VARIZ
Antalya’da ulaşım ve kiralar pahalı. Buna ek olarak pazar alışverişi yapmak da pahalı. İki kişi bir de çocukla yaşıyoruz. Bizim aylık mutfak alışverişimiz 700-800 TL tutuyor. Burası belki bir İstanbul’a göre daha uygun ama diğer birçok şehre göre bir hayli pahalı. Antalya’da iş kolları olarak bakıldığında ise özel sektör berbat. Elemanlarını sürekli sömürüyor. Maaşlar çok düşük. Antalya turizm cenneti ama sanki sadece hizmet için varız. Artık eğitim de pahalılaştı. Özel okullar arttı. Okullar pahalı. Biz çocuğumuza aylık 9 yüz lira, kırtasiye ücreti olarak da yıllık 700-800 TL ödüyoruz. Benim eşim sabah 06.30’dan akşam 20.00’ye kadar çalışıyor. Primini zor alıyor. Bu şartlarda aylık 3 bin lira gelir dahi olsa zor.
Aslıhan Yurtsever-28
ÖĞRENCİYE FAZLA FİYAT ÇEKİLİYOR
Antalya’da hayat pahalı. Ekonomik olarak, işsizlik olarak her türlü yönde pahalı. Bizim gibi öğrenciler için hele hele daha çok pahalı. Öğrenci olarak bizlerin Antkart’larımız var. Onları kaldırmayı düşünüyorlar. Bu sefer öğrenciler gidiş-geliş, buna bir de aktarmayı eklerseniz neredeyse 10 TL yol paranız gidiyor. Yazık bu öğrencilere. Öğrenciyim ama bu şartlarda çalışmak zorunda kalıyorum. Hem çalışıp hem okuyorum. Barınmasıydı, kitaptı, yol masrafıydı, yemesiydi içmesiydi derken bir öğrencinin aylık ortalama 2 bin liraya ihtiyacı var. Hele bir de öğrenciler ev tutmaya kalktığı zaman buradaki ev sahipleri daha fazla fiyat çekiyorlar. Ailelere 400-500 TL’ye veriyorsa, öğrencilere 700-800 lira fiyat çekiyorlar. Öğrenciler dışarıdan geldiği için onları ‘mecbur verecek’ gözüyle bakılıyor. Depozito, emlakçı parası, peşin kira istiyorlar. Bununla da kalmıyor. Elektrik suyu üzerinize almanızı istiyorlar. Yani çok şey istiyorlar.
ANTALYA ÖĞRENCİ ŞEHRİ DEĞİL
Birçok öğrencinin sigarası oluyor. Arkadaşlarıyla birlikte bir yere gitmek istiyor. Gitmeseniz olmuyor. Bunlar da ekstra bir masraf. Sonuçta onların da arkadaşlarıyla birlikte bir yere gitmeye, gezmeye, eğlenmeye hakları var. Ama buradaki ekonomik yaşantı biraz pahalı olduğu için özellikle öğrenciler bundan hep mahrum kalıyorlar. Anne-babalar da çocukları gezsin, yesin içsin istiyorlar ama imkanlar olmadığı için öğrenciler de mahrum kalıyor. Burada bir kafeye gidip üç çay içseniz 15-20 liranız gidiyor. Birçok şehre göre Antalya’da suya bile para vermek zorundasınız. Çünkü Antalya’nın suyu bile içilmiyor. Bu bile ekstra masraf. Dolayısıyla da Antalya öğrenci şehri değil!
Asya Eğer-21/Fatoş Akyüz-26
Yorumlar
Kalan Karakter: