Amacımız genel seçim öncesi genelden yerele siyasilerin bakış açılarını öğrenmek, partilerin aday belirleme süreçlerinde yaşadıklarını siz sevgili okuyucularımıza aktarmaktı.
Ankara’da birçok siyasi aktörle bir araya gelme imkanı bulduk. AK Parti, CHP, MHP ve HDP kulislerinde değerlendirmelerde bulunduk, bazı cümleler ‘of the record’ üzerine kuruldu.
Birçok kez partilerin genel merkezlerinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, partilerin grup toplantılarında bulunmuştum. Ancak içinde bulunduğumuz seçim dönemini Ankara kulislerindeki izlenimlerimin sonunda önceki seçimlerden farklı olarak değerlendiriyorum. Sebebi de aday belirleme süreçleri bildik tarzda değil. Her partinin aradığı, fire verilmesine sebep olmayacak, parti grubuyla hareket edecek biat kültürüne sahip olması öncelikli sırada yer alıyor. Çünkü seçilecek milletvekilleri göreve gelir gelmez TBMM Genel Kurulu’nda başkanlık seçimi ve Anayasa değişikliğiyle ilgili oy kullanacak.
AK PARTİ’DE DURUM
AK Parti’de herkesin kafası karışık. Çünkü AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu aday belirleme sürecinde Genel Sekreter Haluk İpek ve Grup Başkanı Naci Bostancı ile birlikte çalışma yapıyor. Bu dengelerin içinde AK Parti Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu çok önemli rol üstlenmiş durumda…
Çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, listelerin kontrolünü Soylu ile sağlıyor. Antalya ayağında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Erdoğan’a çok yakın 3. isim… Erdoğan zaman zaman Köşk’te milletvekilleriyle bir araya gelerek özel sohbetler ediyor. Soylu ise, Davutoğlu ve Erdoğan tarafından ayrı ayrı oluşturulmaya çalışılan milletvekili aday listelerinde oto kontrol sistemiyle köprü vazifesini görüyor. AK Parti bir taraftan 3. dönemlerini tamamlayanlar ile paralelci yapının içinde bulunan milletvekillerinden tam anlamıyla kurtulma adına yenilenme süreci yaşıyor. Özellikle bakanların yolsuzluk iddialarıyla ilgili TBMM’de yapılan oylamada milletvekillerinden gelen fireler, AK Parti’de bu dönem milletvekili adayı belirleme noktasında etkin rol oynuyor. AK Parti’nin kurucuları arasında olan ancak grupla hareket etmeyen milletvekilleriyle, MHP’den geçiş yapıp AK Parti’de milletvekilliği görevini üstlenenlerin ahde vefayı sergileyenler arasında olması kulislerde ciddi karşılaştırmalar yapılıyor. Bu nedenle AK Parti milletvekili aday belirleme sürecinde artık üniversite mezunu olmuş, şu ya da bu konuda başarıları olmuş, akademik kariyeri olmuş önceliklerini geri plana atarak özellikle adayın karakter yapısı, biat kültürü, parti grubuyla birlikte hareket etme değerlendirmeleri yapıyor. Bu nedenle yeni başvuru yapan adayların milletvekili aday adayı formundaki referans bölümünde kimlerin yazıldığına dikkat ediliyor. Bu arada mevcutların grup toplantısına kaç kez katılmadığı, TBMM’de genel kurula katılımları, verdikleri soru önergeleri, bulundukları komisyonlarda çalışmaları hatta kendi kentlerindeki çalışma programlarının tüm detaylar inceleniyor. Adeta mevcut milletvekilleriyle ilgili bir karne tutuluyor. Geçer notu alanların yeniden aday olması kesinleşiyor. Bu araştırma ve çalışmalar sürerken Cumhurbaşkanı Erdoğan da Süleyman Soylu’ya ya da söz konusu bölgede kendisine yakın gördüğü güvendiği isme, “Şu milletvekili çalışıyor mu?” sorusunu yöneltiyor.
AK Parti Genel Merkezi’nin en üst katında toplanan aday belirleme kuruluna Süleyman Soylu başkanlık ediyor. Burada mevcutlar dahil yaklaşık 7 bin milletvekili aday adayının değerlendirilmesi yapılıyor. AK Parti kulislerinde bu odaya “KESİMHANE” tabiri yakıştırılmış.
AK Parti’de Antalya için tek bir gerçek var bu da, listede transfer bir milletvekili adayının yer almayacağı…
Aday belirleme süreci devam ederken de AK Parti’de Antalya’nın yeni il teşkilatı önemsenerek takip ediliyor. İl yönetiminde öne çıkan isim İl Başkanı Rıza Sümer dışında, İl Başkan Yardımcısı Eşref Ural. Sümer’in üslup farklılığına karşın çalışkanlığı olumlu anlamda değerlendirilirken, Ural’ın siyasi donanımı önemseniyor.
Ankara’ya gittiğimizde TBMM Genel Kurulu’nda İç Güvenlik Paketi görüşmeleri sürüyordu. AK Parti Milletvekilleri adeta hiç fire vermeden görüşmelere giriyordu. Meclis yoklamasında yer almak için çaba sarf ediyordu. Milletvekillerinin hepsi çok yorgundu. Saat 08.30’da biten genel kurulun aynı gün başlangıç saatine yetişmeleri için çaba sarf ediyorlardı. Milletvekilleri çoğunluğu dinlenmek için evlerine ya da otellerine gitmek yerine ya koltuklarda ya da odalarında uykuya çekiliyordu. TBMM’de en yorgun milletvekilleri bu süreçte bana göre AK Partililer’di.
TBMM’de genel kurul devam ederken AK Parti’nin Salı günü olması gereken grup toplantısı Çarşamba gününe alındı. Çarşamba günü saat 12.30’da Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katıldığı grup toplantısı saat 14.00’de bitti. Saat 14.00’de de TBMM Genel Kurulu’nda yine İç Güvenlik Paketi görüşmeleri başlıyordu. Partilerinin grubuna tam kadro katılan milletvekilleri, grup sonrası adeta birbirlerini ezercesine koşar adımlarla TBMM Genel Kurul Salonu’na giriş yapması izlenmesi gereken bir tablo olarak önümde durdu.
Bu arada,3. dönemlerini tamamlayan milletvekillerin TBMM’de veda turlarına başladığını gözlemledim. AK Parti’nin önemli isimlerinden Bülent Arınç ile TBMM’de karşılaştık. Ayaküstü sohbetimizde keyfinin yerinde olduğunu vurgulayarak, veda turlarında olduğunu dile getirdi, Antalya’ya selam gönderdi.
AK Parti Genel Merkezi’nde de Antalya İl eski Başkanı Avukat Mustafa Köse’yle ilgili durum değerlendirmesine tanıklık etme imkanı buldum. Köse’nin çok başarılı il başkanı olmasından dolayı parti tabanının, yöneticilerin ve seçilmişlerin teşkilatın başında kalması noktasında baskı yapmasına rağmen Soylu’nun bu baskıya karşı durduğunu öğrendim. Soylu’nun Köse’nin çalışmalarını ilk günden itibaren takip ettiği, üslubu, karakter yapısı, halkla ilişkilerindeki başarısı yadsınamaz olduğundan kesinlikle milletvekili aday listesinde yer alacağını ve genel merkezde özellikle teşkilatlarla ilgili önemli bir görev verilmesinin belirlendiğini bilmek Antalyalı gazeteci olarak beni oldukça gururlandırdı. Hatta Soylu’nun Köse’yi kendisine yardımcı yapacağı kulağıma gelenler arasında yerini aldı.
Genel seçimlerde Ak Parti’nin başta Antalya olmak üzere Akdeniz Bölgesi’ndeki oy hedefi MHP’ye yönelik olacak. CHP’de artık kemikleşmiş oyları alamayacağı kanaatini taşıyan Ak Parti, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun talimatıyla Antalya’da MHP’den oy kapma noktasında seçim stratejisi belirleyecek. Diğer 80 ilden farklı olarak Antalya’da özel bir seçim çalışması yapacak. Özellikle iç kesimlere doğru hedef nokta Yörükler olacak. Başbakan Davutoğlu’nun Yörükler’e verdiği önem bu sistemde üstüne basa basa değerlendiriliyor. Hatta Soylu ile röportajımda Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldıkları yüzde 52’lik oyla ilgili dile getirdiği cümle çok önemli. Soylu, “Biz Ak Parti olarak Antalya’da MHP seçmeninden de, seçileninden de oy aldık” dedi.
AK Parti Antalya’da CHP’nin oylarını kurulan yeni partiler, Vatan Partisi ve HDP ile bölmeyi hedefliyor.
AK Parti’de sessiz ama bir o kadar da temkinli bekleyiş var.
7 Haziran Genel Seçimleri’ne yaşanacak gelişmeler siyasette yeni tecrübelere gebe…
İyi haftalar
Yorumlar
Kalan Karakter: