Alevilerden Subaşı’na Plaket

Subaşı için bir tören düzenleyen Alevi Vakfı'nın Başkanı Tufan Eroğlu, ülkede nefret söylemenin sona ermesi gerektiğini söyledi. Hasan Subaşı da, "Fikirlerimizi özgürce söyleyemiyorsak siyasette ne işimiz var" diye konuştu. Eski başkanlar Zeynel Can da, AKP'nin merkez sağdaki boşluğu dolduramadığını belirterek,"Subaşı bu açığı kapatacak lider kimliğine sahiptir" dedi.  

ARSAYI SUBAŞI TAHSİS ETTİ

Vakıf Başkanı Tufan Eroğlu yaptığı konuşmasında, Subaşı'nın 1994 yılında Belediye Başkanı iken, Alevi cemaati için o günün zor şartlarında, Cemevi yapımı için bir arsa tahsis ettiğini, inşaatına da destek verdiğini hatırlatarak, ''Alevilerin gönlünde ayrı bir yeriniz var. Bu camiada çok seviliyorsunuz. Size teşekkür ediyoruz" dedi.

NEFRET SÖYLEMİ SONA ERMELİ

Siyasetçinin toplumun her kesimini kucaklaması ve ayırımcılık yapmaması gerektiğini belirten Başkan Eroğlu, ülkede nefret söyleminin artık sona ermesi gerektiğini söyledi ve "Bizler Cemevi'nde ibadet yapıyoruz. Devlet Cemevi'nin ibadethane olup olmadığını, bize değil Diyanet İşleri Başkanlığı'na soruyor. Artık bunları aşmamız gerektiğine inanıyoruz" dedi.

HERKESİN KENDİNİ TANIMLAMA HAKKI VARDIR

Vakıf Başkanı şahsında tüm Alevi Cemaatine gösterdikleri incelik için teşekkür eden Subaşı, 1994 yılında Alevi hemşerilerimizin isteği üzerine Cemevi yapabilecekleri yeri tahsis ettiklerini belirterek,  "Bunu insani bir görev saydık, doğal olarak yaptık" dedi.

Alevi cemaatinin ‘Benim ibadethanem Cemevidir’ dediğini, hatırlatan ve bundan doğal bir şeyin olamayacağına dikkat çeken Subaşı şöyle devam etti:

"Aleviler böyle diyor, ama kararı sünni kurumlar veriyor.  Oysa herkesin kendini tanımlama hakkı vardır ve bunları siyaset kurumunun çözmesi gerekirdi. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bizim çözemediğimiz  bu konuyu verdiği kararla Çözmüştür: "Cemevleri ibadethanedir. Türkiye'nin insan hakları bildirgesinin imzacı devletlerinden biri olarak kurala uymayıp ayrımcılık yaptığını hükme bağlamıştır" dedi.Türkiye'nin bu durumuna gerçekten üzülüyorum.  Zenginliklerimizi göremiyoruz. İnsan haklarını içselleştiremiyoruz. Ama inanıyorum ki Türkiye bu sorunların çözümünü başaracaktır. Çünkü Ortadoğu'ya benzemek zorunda değiliz. Geleneklerimizi ve kültürümüzü yok sayarak hareket etmemiz ülkeyi kaosa sürükler. Bu süreçte aydınlarımızın, toplumun ileri gelenlerinin daha cesur olmaları gerekir"