Salı Sohbetleri’nin bu haftaki konuğu Akseki Belediye Başkanı İsmet Uysal oldu. Belediyenin sorunlarından, bölgeye yapılması planlanan projelere kadar pek çok konuda bilgiler veren Başkan Uysal, Akseki için alternatif turizm alanları oluşturulmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Bölgeye sanatçı köyü kurulacağını aktaran Uysal, atölyeler düzenleneceğini ve burada yapılan üretimlerin de galaları yapılarak basına sunulacağını aktardı. İşte Uysal’ın sorularımıza verdiği yanıtlar;
Hizmet konusunda devletten ve Büyükşehir’den istediğiniz desteği alabiliyor musunuz?
Şu ana kadar zorlanmamıştık ama artık zorlanıyoruz. 6360 sayılı yasa bence, bu zamana göre kıyaslarsanız yerinden hizmet alma açısından hakikaten çok güzel bir yasa. Ama düzeltilmesi gereken yerler var. Öyle düzeltilmesi gereken yerler var ki, bununla çalışabilmek için bilhassa ilçe belediyelerinin çalışabilmesi için çok sıkıntı çekmeleri lazım. Ama Büyükşehir’le biz çok iyi çalışıyoruz. Akseki ölçeğinde buna cevap vermem gerekiyorsa Akseki’nin hiçbir geliri yok.
Ne kadar nüfusa hizmet veriyorsunuz?
10 bin 700 nüfusa hizmet veriyoruz.
Kaç mahalleniz var?
51 tane mahalle var. 100 km çapında bir coğrafyaya hizmet ediyorum. Bu coğrafyanın çöpünü alıyorum. Köylerin her türlü ihtiyacını görmek bana ait ve öyle de ters bir zaman ki. Nasıl anlatayım? Yeni kurulan bir sistem olduğu için bu sistemin aksaklıklarını da benim düzeltmem gerekiyor.
2017 tahmini bütçeniz nedir?
Ben geldiğim zaman 3 trilyondu herhalde Akseki’nin bütçesi. Geldik, 2014-2015’te 6 trilyon lira oldu. Şimdi 9 trilyon lira civarında. Ama her halükarda bizim bir de enteresan bir şeyimiz var, biz çok göç veriyoruz. Biz her sene bin nüfus bin nüfus düşüyoruz. Çok yaşlı nüfusumuz var. Bir köyümüzde hiç insan kalmadı. Normal olarak nüfusta oturan var da köyde kimse yok. Hüsamettin Köyü’nde. Böyle de bir eksiğimiz var bizim. Onun için sadece Akseki’nin geliri bir sene içinde Akseki’nin içinden topladığımız emlak vergisi kaç lira? 35 ile 37 bin lira civarında bir para. Bize de bu paradan kalan 25, 27 bin civarında bir para. Akseki’nin geliri bu.
3 TRİLYON BORÇ ÖDENDİ
Kaç çalışanınız var?
Normal kadro 60 çalışanın üzerinde ama memurlarda çok eksiğim var. Alamıyorum. Almıyorum da. Çünkü parayı ödeyemem. Ama işçiler de diğer yedi tane belediye vardı bundan önce onlar düşünce onların çalışanları da bana geldi. O zaman orada da 8, 10 tane de fazlalık var.
Nasıl geçiniyorsunuz peki? Borcunuz var mı?
3 trilyon lira borç kaldı. Diğer belediyeler birlikte 3 trilyon borç geldi. Şu anda evet borcum var. Ama 3 trilyon borcu ben görmüyorum çünkü İller Bankası’ndan gelen paradan kesiyorlar ve ödeniyor. Zannediyorum 500, 600 bin lira bir borç kaldı. Burada bizim gelir arttırabilmek bir Alanya için önemli değil. Bir Manavgat için önemli değil. Gelirinizi arttırabilirsiniz. Burada ne ticari bir hayat var ne ekonomik bir hayat var. Hiçbir şekilde hiçbir şey yapamıyorsunuz. Manavgat’ta bir oluşum var. Onu herkes yanlış biliyor. Manavgat’ta iki tane baraj gölü var. Bir tanesi yukarıdaki Oymapınar diğeri de aşağıdaki Manavgat Barajı. Manavgat Barajı, Manavgat hinterlandı içerisinde. Oymapınar Barajı ise bizim Akseki hinterlandı içerisinde. Bizim Kepez Mahallesi’nde. Ama bundan önceki yıllarda artık nasıl oldu bilmiyorum. Tutmuşlar burada bot tur denilen bir şey var. Gölde turistleri gezdiriyorlar. Bundan dolayı bir ekonomi var, turizmden kaynaklı. 15 senedir Manavgat işletmiş. Sağ olsun başkan, bu paylaşımdan dolayı bize verdi. Manavgat’ın elinden alındı Büyükşehir’e verildi. Başkan da bu zaten senin dedi. Hakikaten de bizimdi orası. Bunu realiteye geçiremedik. Bunun bir sürü prosedürü var. Buradan bir gelirim yok geçen senden beri. O olsaydı hiç olmazsa bir miktar gelirim olurdu.
Ne zaman verildi o dubanın bir tanesi?
Yaklaşık iki ay oldu. Manavgat mahkemeye verdi. Bir mahkeme süreci geçirdik 2016, 2017’ye kadar. İki ay önce de mahkeme bitti. Dağıtıldı normal olarak. Dağıtılmasından ötede Ulaştırma Bakanlığı’ndan da buranın alınabilmesi için bir sürü aşaması var. Onunla uğraşıyorum. Daha henüz bir şey yok. Önümüzdeki yıllarda olacak diye düşünüyorum. Zaten tek gelir kaynağımız o. Sağ olsun başkan onu da vermese yapacak hiçbir şey yok. Muhtarlar da zannediyor ki hazır oldayız, emredersiniz muhtarım deyip gidip köprüyü yapacağız. Yok öyle bir şey. İşte bunlarla uğraşıyoruz.
Esnaf da mı zor durumda peki?
Akseki’de esnafın bir şeyi yok. Ben gelir gelmez benim için Akseki ne olmalıdırı uzun senedir zaten bir hikâye yazdım. Çözümledim ne olursa ne olur diye. Bir istihdam olması lazım. İnsanların orada durması lazım.
ALTERNATİF TURİZM ŞART
Aksekili çok zengin insanlar var. O insanlarla görüşüp Akseki’ye bir yatırım yapma şansı bulamıyor musunuz?
Zaten olursa böyle olur ama o jenerasyonun böyle bir yatırım yapma olanağı geçti. Yaparsa da İbradı’ya yapar Akseki’ye yapmaz. Şu anda çizdiğimiz, yaptığımız yol haritası devletle olabilecek şeylerin yanında esas özel sektöre dayalı bir şeyler olmalı. Alternatif turizmle Akseki’yi kalkındırabiliriz. Akseki, tarihi, müziği, yemeği, mimarisi olan bir kültür yerinin içerisinde. Çok eski bir tarih. Bir de hiç bozulmamış bir doğa var elimizde. Bunun yanında Aksekili çok önceden sosyal hayata adapte olduğu için Yörük’üz ama biz İstanbul’la 1948’lerde başlamışız alışveriş yapmaya. Hepsi ticaret ehli insanlar. Şu anda Türkiye’nin saat piyasasına yön veren insanlar. Çok fazla alışveriş olduğu için kültür açısından da yararı olmuştur Akseki’ye. Böyle olunca Akseki’nin kültürü de, okuma seviyesi de çok yüksektir. Okumasız, yazmasız adam yoktur. Bundan hareket ettiğimizde kültürünü de korumuştur. Her köyde bir müze vardır Akseki’de. Yani bir etnografik müze vardır. Öğretmen çok fazla vardır. O zamanki genç nüfusun hemen hemen yüzde 70’i öğretmendir. Antalya’daki eğitim camiasının yüzde 70’i Aksekilidir. Bu şu demektir, yani bilinçli bir toplum var orada. Bu bilinçli toplum az kaldığı için tamamen içine kapanmış bir toplum. Akseki içine kapanmış. Köylerimiz içine kapanmış. En genci benim, 66 yaşındayım mesela. Köydeki insanlar öyle. Allah korusun ama biri ölmeye başladı mı bir günde 7, 8 cenazeye birden gidiyorsunuz.
Dikkat çekebilmek için bir etkinlik yaptınız mı hiç?
Mesele şu, festival yapılıyor ama ben bu manada göremiyorum. Böyle bir katkı sağlamıyor. Festivali yaparsınız ama bizim anladığımız anlamda bir, iki tane sanatçı getirip akşamına milleti eğlendirecekse o kolay. Akseki’nin alternatif turizmle kalkınması lazım bir. İkincisi, bizde olan topraklar azdır ama 40, 50 senedir ekim yapılmamış, kimyasal girmemiş topraklar. Bu topraklarda ne yapılır? Organik tarım yapılabilir. Organik tarım için bir yol açmamız lazım. Bunların yapılabilmesi için de önce alt yapıyı tamamlamanız lazım. Akseki’ye turist geldiğinde ne yapacaktı ben 2014’te geldiğimde? Yatacak yer yok. Gezecek yer yoktu, bir camimiz vardı. Toparlanmamış, destinasyon haline getirilmemiş yerlerdi. Artık yavaş yavaş hareketi oradan alıyoruz, Sarıhacılar Köyü diye bir köyümüz var. Tamamen çökmüş bir köy, bitmiş ve Akseki’nin en büyük köylerinden birisi. Gündoğmuş’un, İbradı’nın bulunduğu o havzanın pazarı kuruluyormuş orada. Her türlü ekonomik hareketler orada oluyormuş. Saat yapılıyormuş. Öyle bir yerden sıfıra iniyorsunuz. Hiçbir şey, hiç kimse kalmamış köyde. Evler yavaş yavaş çökmeye başlamış. Bir arkadaş geldi İstanbul’dan. Buraya para koydu. Şimdi orada bir tane müze var. İçinde 5 bin tane parça var. Binaları restore ettirdi.
TOKİ’NİN KATKISI BÜYÜK
Akseki’ye girişte yeni bir kent oluşturdunuz. TOKİ Akseki’ye girdi. Orası Akseki’ye ne kadar katkı sağlar?
O da bu programın içinde var. Alternatif turizm yaratmamız lazım dedik ya. Önce bu destinasyonları tamamlamamız lazım. Şehrin içine çok fazla betonarme yapı yapılsın istemiyoruz. Bundan sonra şehrin içerisinde Akseki mimarisine, özgün mimariye eşdeğer yapılar yapılsın istiyoruz. En azından dış tarafı kaplama evler yapılsın istiyorum ama bir de insanların yaşayacağı bir kent lazım. TOKİ’yi düşündük ve başardık. Şu anda da bitti. 409 konut oldu. Normal TOKİ konutları gibi değil, dört köşe evler değil. Akseki mimarisini çağrıştıran bir kent kuruldu. Zaten normalde de yazdığımız hikâyede eski Akseki yerinde kalıyor. Şimdi daha modern ve kullanışlı evler oluyor ama eskiyi bozmadan oluyor. Nüfus olarak da çok katkı olacak. O projenin içinde camisinden, çarşısına kadar olan her türlü şey var. Bir mahalle orası. 52. Mahalle, Akseki’de fazla nüfusa sahip olan mahallemiz olacak. Bizdeki yerleşimde kiralayacak ev de kalmadı. Dışarıdan gelen bir nüfus olsa ev yoktu. Üniversiteyi aşağıya indirdik. Kampüs yaptık. Gelen hocalar, tabura gelen astsubay arkadaşlar ev arıyor. Ev bulamıyor. Manavgat’tan ev tutuyor. Niye Manavgat’tan ev tutuyor? Bunları da çözüme kavuşturma açısından 409 tane konut Akseki’ye çok büyük nefes aldırdı. Biz bu alternatif turizmde şehrin içerisini düzeltmeye çalıştık. Sağ olsun Sayın Valimizin de bu konuda çok yardımı oldu. Bir kültürü ayağa kaldıracak şekilde yardımcı oldu. Akseki’nin içerisinde iki tane ev vardı. İki tanesini müze yaptık. Biz bunları yaparken öyle kafadan bunu buraya koyalım, bunu buraya koyalım diye yapmadık. Bunun için mimar çalıştı. Bu işi bilenler çalıştı. Şimdi Akseki’nin içerisinde 3 tane müze var. İki tane daha müze yapılıyor. Mesela dışarıda bir bankası vardır Akseki’nin. Akseki Ticaret Bankası. Bugün Akbank’ın anası. Onarın objelerini bulduk aldık, müzede sergilenecek. Akseki’ye ait orada ne ararsanız olacak.
Düğmeli evleriniz Koruma Kurulu tarafından tescilli mi?
Koruma Kurulu tarafından tescilli tabi.
Emlak vergilerinden alınan paradan yüzde 10 kısım vergiye, yüzde 10 kısım valiliğe gidiyor. Valilikte biriken para bakanlığa geri verilirdi. Siz bu paradan yararlanabiliyor musunuz?
Ben o müzeleri neyle yapıyorum? Sağ olsun Sayın Valimiz veriyor. Geçen gün bir konak aldık. Bir tane daha var mahkemede. Onun da sözünü aldım. Ben ne yapıyorsam Sayın Valimin yardımıyla yapıyorum. Ben hem kiralıyorum hem de satın alıyorum. Kaynağı kullanıyorum. Oradan başka bir param yok çünkü. Hükümetin önünde bir park vardı. Orayı yıktım. Belediyenin parasıyla. Oraya iki katlı Akseki düğmeli evleri tipinde ve Akseki yemek kültürü için kullanılabilecek lokanta ve kafeterya yaptım. Valimizden aldığımız parayla, belediyenin parasıyla hükümet meydanı değişti. Ana yoldan Akseki’ye giriş de değişti. Tamamen asfalt oldu. Şehrin girişi şimdi çok güzel oldu. Şu anda turist Sarıhacılar’a gelip, orada gezip ondan sonra Akseki’de en azından yarım günlerini geçirebilecekler.
Tanıtım noktasında Akseki’nin eksiklikleri yok mu? Antalya’yı hep deniz, kum, güneş olarak tanıtıyoruz. Hep Alanya, Side’yi gösteriyoruz. Akseki’yi hiç göstermiyoruz. Bir Turizm Bakanının Akseki’ye geldiğini hiç hatırlamıyoruz.
Sizin o dediğiniz yapmak için film bile çektik. Klip yaptım. İlk gün 50 bin tıklandı.
Beyin takımı dediğiniz bir ekibiniz var mı yoksa tek mi çalışıyorsunuz?
Ah olsa…
Siz tek başınıza yetemezsiniz ki. Antalya Tanıtım A.Ş var. Antalya Tanıtım Vakfı var…
Var ama bunlar paraya bakıyor. Bu konuda çok enteresan şeyler geldi. Dedim ya Aksekilinin eli kolu uzundur diye. THY’nin tanıtım filmini çeken çocuk Aksekili. O geldi. Ona dedim ki bana mali tablo çıkar. Ben çok fazla maliyetli şeyi yapamıyorum ki. Bu klibin çekiminde bir hafta, 10 gün konaklamaları, yemeklerini karşıladım da öyle çektiler. Ancak yapabilirseniz öle yapabiliyorsunuz. Yoksa bir kaynak kullanma gibi bir şansım yok. Gazetem var benim. Her ay çıkarıyoruz. Çok da kaliteli bir gazete. Her ay olanları yazıyoruz. Kendim, parasız dağıtıyorum. Önce yadırgadılar ama bir gün gecikince kıyamet kopuyor, Başkanım bizim gazete gelmiyor mu diye.
Gençlik yıllarınızdan beri CHP’li olup, daha sonra AK Parti’den belediye başkanı seçildiniz. Parti ile ilgili iletişim sorunu yaşadınız mı?
Ben yaşamadım.
Parti içinde doğru diyalog kurulamadı şeklinde yorumlar yapılıyor. Bir şey talep edildiğinde yeterli diyalog içinde olmadığınızdan yakınıyorlar parti içinde. Böyle sorunlar yaşadınız mı?
Ben böyle bir şey hiç görmedim. Açıkçası benimle diyalog kuramayan, hiç kimseyle diyalog kuramaz. Ben yumuşak başlı bir insanım. Eczacı olduğum için de ilacı satarken insanı enforme etmem gerektiğini bildiğim için bıkmadan usanmadan bir saat, iki saat anlatabilirim. Gece telefon etse konuşabilirim. Benim telefonum hiç kapalı değildir. Gecenin bir yarısından aradığınızda, söylediğiniz şey abuk da olsa cevap verebilirim.
HİÇ ZORLUK YAŞAMADIM
Siz zorluk yaşadınız mı CHP ile AK parti arasından politika farklılığından?
Hayır, ben politik bir şeyden böyle bir zorluk yaşamadım. Ben 68 kuşağıyım. Ben başlangıçtan beri bir şeyim var, ben hizmet etmek için siyaset yapıyorum başka bir şey için değil. Bir ideoloji olmalı mı? Evet olmalı. Bugün hiç kimse doğuştan Ak Partili ya da CHP’li doğmadı. O zamanki ortam, şartlar neyse ona göre şekilleniyoruz. Bizim derdimiz ne birey olarak? Vatanını, milletini, bayrağını seviyorsan, vatandaş olarak bunları sevmen lazım. Ama başka bir şey de yapman lazım. Hizmet etmelisin. Sana düştüğü zaman vatan için, millet için, insanlık için yapabileceğin bir şey olduğu zaman kendini geri çekmemen lazım. Yani bireyci düşünmemek lazım. Benim işim o. Bütün partilerin bir ideolojisi vardır. Bunlara takılırsak zaten bir yere varamayız. O zaman eğer biz siyaset yapıyorsak doğru düzgün yapmamız lazım. Ben iki dönem İl Genel Meclisi’nde bulundum. CHP’nin grup sözcülüğünü yaptım. Orası Antalya meclisi olduğu için ve Akseki’nin İl Genel Meclis üyesi olduğum için partimin fikirlerini ben söylüyorum. Ama ideolojiye geldi mi iş ayrılır. Manavgat’taki bir ihtiyaç, oradaki köylüye yarayacaksa evet ihtiyaçtır. Buna hayır demek benim hiç işime gelmez. Buraya biz niçin geldik? Bizi halk seçti. Dedi ki, benim işimi gör orada. A partisi olur, b partisi olur hiç önemli değil. Adamın köprü derdi vardır. O derdi görmemiz lazım. A partisi bunu getirdi diye muhalefet partisi hayır bu yapılmasın diyemez, dememeli. Yüzde 98 oranında oy birliğiyle geçerdi oylar.
Meclis dağılımında sorun yaşıyor musunuz? Meclis dağılımınız nasıl?
Bir tane MHP’li arkadaş bize geldi. 7+3+1 oldu. Bizde bir sıkıntı yok. Benim götürdüğüm bir onay kendi şahsım için istediğim bir onay değil ki. Akseki’de hem belediye olarak hem de devlet olarak hiçbir şekilde rant yok. Ben ne rantı götüreyim ki? Kanuna aykırı bir şey yoksa birçok planı geçiriyorsunuz zaten. Herkes birbirini tanır. Bizim orada insanların hayatını kolaylaştırmamız lazım. Herkes uyum içinde çalışıyor. Kaymakam da ilçe başkanı da. Fikir olarak bana ters düşse bile ben kavga etmem. Kavga yok benim kitabımda. Bana küfür edene bile ben selam veririm.
İbradı da bir ilçe ama bana bulaşmasın dediniz.
İnsani düşüncelerimden dolayı kimseyi kötülemem. İşime de gelmez. Ben işime bakarım giderim. İbradı olayı da şu: Altın Beşik. Zannettiler ki bunu Akseki alıyor. Ben ne yapayım? Altın Beşik’i alsam da İbradı’yı dolaşıp gideceğim. Almasam da gidecek olan İbradı’yı dolaşıp gidecek. Ama orası bir havza. Ta dokuzoğlu zamanından orada bir havza projesi var. Eğer burada bir pasta varsa ve bu pastadan biz pay alacaksak bu pastayı ortaya koyarsın. Yoksa o pastadan bir pay alamazsınız. İbradı ben bunun hepsini yiyeyim diyorsa buyursun yesin. İbradı’nın onu yiyebilmesi için yol olması lazım. E yol benden gidiyor bir. İkincisi Antalya’dan ya da başka bir yerden kalkıp gelen insan o kadar yol tepip de oraya gelmez. Gelse bile sana faydası olmaz. Her gün Sarıhacılar’a turist geliyor artık. Onu Akseki’ye almadım. Niye? Benim kafamdaki şeyin ölü doğmaması için. Ben bu şekilde enforme ediyorum. Adam geliyor çay içecek bile yer yok.
Altın Beşik’te rant var ama?
Rant var ama nasıl var? Çay yapacak adam yok orada. Kayığa binecek adam 5 lira veriyor. Günlük 50 kişi binse 500 lira ediyor. O da her zaman olmuyordu. 500 liraya olacak bir iş değil bizim işimiz. Daha değişik olması lazım. Akseki’ye geldi adam çay içecek yer yok. Ben geldiğimde Akseki’de pastane yoktu şimdi 3 tane kafeterya var.
Akseki’de Büyükşehir koordinatörü var mı?
Var.
Alt yapı sorununuz var mı ilçede?
Alt yapı problemimiz şu anda çok yok. Kanalizasyon ve arıtma ihale edilmişti. Ben geldiğimde bitirdim. Ama yapılmıştı. Eksik falan da oluyor ama tamamlıyoruz.
KAYAK MERKEZİ YAPILACAK
51 köyden susuz olan var mı?
Hayır, susuz köy kalmadı. Biz geldik önce başkan da söz vermişti. Akseki’nin en büyük problemi 50 senedir su olmamasıydı. Suyu yok derken en az 4, 5 ay su yetmiyordu. Hem de 15, 16 köyde su yoktu. 52 km’den sağ olsun Menderes Bey, 7 ayda suyu getirdi. Şu anda bütün köylerimizde su var. Şimdi ben TOKİ’ye 400 konut yapmışsam su sorununun olmaması konutun bir an önce satılmasını sağladı. Su hayattır her şeyden önce. Bu Akseki’nin içine de bir ivme kazandırdı. Birbirlerine bağlı olan şeyler bunlar. Önce alt yapıyı tamamlamaya çalışıyorum. 51 köyün 46 tanesine çocuk parkı yaptırdım. Muhtar evlerini onardım. Şu anda 6 tane köyümüze halı saha yapıyoruz. Onun da parası çıktı. Bu sene içinde onları tamamlarım diye düşünüyorum. Akseki’de stadımız vardı. Tamamen bitmişti. Geçen sene suni çim yaptık. 6360 sayılı kanuna göre köylerin avukatlık masrafını bile ben karşılıyorum. Köyler birbirleriyle çok kavgalıdır. Birinin davası 50 sene, 80 sene süre. Onları da ben karşılıyorum. Köyler çok dağınık bir de. Her bir köyümüz birbirinden en az 20 km uzakta. Akseki’den Beyşehir’e doğru en uç köyümüz yaklaşık 40 km.
Yaz dönemi nüfus artıyor mu?
Tabi tabi yaz dönemi iki kat artıyor.
Kayak merkezi projenizde durum nedir?
Sayın Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ile 7 senedir uğraşıyoruz. Bir kayak merkezi yapıyoruz. Her şey bitti. Şu andan Bakanlar Kurulu’nun önünde. Akseki’den 25 km yukarıya bir kayak merkezi yapılıyor.
Aylık atölyeler açılacak
Orası ciddi bir doğa yürüyüşü merkezi aynı zamanda. Doğa yürüyüşü alanları ile ilgili bir çalışma var mı?
Bademli’de, Beyşehir sınırına yakın yerde bir doğa kampımız vardı Spor İl Müdürlüğü’nün. Lojistiği çok kötüydü. Sağ olsun müdür beye rica ettim ben alayım diye. Aldık. Onu Hüsamettin Köyü’nün yanına kurdum. Bunu gençlik kampı olarak da kullanabilirim. Bir de sanatçı köyü olarak kullanmak istiyorum. Sanatçı köyü nedir? 400 kişilik konteyner kent oldu orası. Elektriğini tamamladık. Az bir şeyi kaldı. Bana gelen sanatçıların benden istediği şey şu, para pul bir şey istemiyorlar. Başkanım biz burada bir ay kalalım. Çünkü bu doğa, bozulmamış bir doğa. Türkiye’de ilk defa kar boyaması yaptırdım sanatçılara. Sonra da Erzurum’da yaptılar bizden sonra. Fotoğraf sanatçıları geldi. Akseki’nin fotoğraflarını çektiler. Kitap yaptık. Biz sadece konaklama istiyoruz, bir de verirsen akşam yemeği bize ver dediler. Tamam, ama 400 kişinin konaklaması için yeterli mekânım yok. Oradan hareket ettim. Biz burada bir ay atölyeler açalım. Bir ay içinde ürettikleri ürünleri Akseki’de basına açıp, tanıtımla gala yapacaklar. Bu gala basında müthiş ses getiriyor. Bu da Akseki’nin tanınırlığına vesile olacak diye düşünüyorum. Az bir şey kaldı. Bana geldiler dediler ki başkanım biz yer arıyoruz. Ne yapacaksınız dedim. Kadir’in evi gibi yer yapacağız ama ormanda olacak. Hiç kimse görmeyecek. Bir yerde burayı talep eden, Avrupalı insan bir ay kalacak. Artık insanlar toprağa basmak istiyor. Medeniyetle ilgili hiçbir şey istemiyor. Sabah kalkacak, tavuğuna kendi bakacak. Suyunu kendi alacak. Böyle bir destinasyon isteniyor. Bu tür şeyleri biz burada yerleştirebilirsek bu iş sade ve sadece farkındalık yaratmaya bakar. Farkındalık yaratabilirseniz şayet çok şey olur.
Tanıtım olarak demek istediğimiz buydu. Bakanlığa bir proje sunsanız destek olunmaz mı?
Bakanlığın başında o kadar çok iş var ki. Ev onarım işi diyorsunuz. Bakanlık ev onarımında 60, 70 bin veriyor. Müze yaptığımız evin onarımı 700 bin liraya mal oldu.
Önemli olan bunları dışarıya da aktarabilmeniz değil mi?
Bizim aÇmazımız şu: adam bırakmış gitmiş evi. Yalvarıyorum. Dışarıdan gelip onu onarmak isteyen de var. Ama adama sat diyorsun. Satmıyor. Yıkılıyor ev. Ananın, babanın evi bırak tutsun bu adam. Peki, belediyeye ver diyorum. Ben alayım onarayım. 20 sene sonra senin olsun. Ona da gelmiyor. Çünkü miras o kadar bölünmüş ki bir evde 60 tane mirasçı var. Bunları aşamıyoruz. Bir hareket oldu. Sarıhacılar’da eskiden 5 bin liraya satılan ev şimdi dursun diyor. Dursun da neden dursun? Gel sen yap madem. Akseki’nin açmazı bu. 4 jenerasyon dışarıda. Bilmiyor ki adam orada ne olduğunu. Buluyoruz tapudan. Arıyoruz. Başkanım dursun ya diyor. Ben senin toprağına ortakçı mıyım. Bana değil belediyeye vereceksin.
HIZLI TRENİN FAYDASI OLMAZ
Ayrıca hızlı tren projesinin bir katkısı olacak mı Akseki’ye?
Trende benim şahsi kanaatim bir yararı olacağını düşünmüyorum. Çünkü hızlı tren ara istasyonlarda durmuyor. Manavgat’ta durur anca. Oradan da geri döneceksiniz. Şimdi yol o kadar güzel oldu ki ben Ankara’ya giderken uçağı tercih etmiyorum. Akseki’den tünel yapılıyor. Biterse Konya 45 dakikaya düşecek. Akseki tarafından Manavgat tarafında da tünel yapılıyor. O yol da kısalacak. Ne diye uğraşacağım ben. 45 dakika arabayla gidiyorum Konya’ya. 1 saat 15 dakika sonra da Ankara’dayım. Ama hızlı trenin faydası olmaz. Çünkü durmuyor. Sincan’da bile bir kere duruyor. Ha tren geçmeli mi geçmeli. Ama ondan önce bize faydalı olacak şeyin bir ucu Seydişehir’de bir ucu Serik’ten Manavgat’a doğru geliyor. LPG gazı. O Manavgat’a bağlanırsa Akseki’nin de gaz yapısı da tamamlanmış oluyor.
Yeniden aday olacak mısınız?
Ben hiçbir şey aday olmadım. Ben hizmet etmeyi seviyorum. Bana partim derse ki gel bir dönem daha devam edelim diye. Allah da ömür verirse ben görevimi yapmaya çalışıyorum. Ölene kadar da çalışırım. Bundan önce bir idealim vardı. Milletvekili olmak istiyordum ama iyi ki başkan olmuşum. İyi ki bu fırsatlar benim elime geçmiş. Birinin işini görmüşsem geceleri rahat uyuyorum. Vazife de önemli değil. Bana bu saatten sonra milletvekili deseler ne olur demeseler ne olur? Ama bir şeyi yaratmak çok güzel. İnsanların ondan yararlandığını görmek çok güzel. Yapamadığımız olmuştur. O da benden değil. imkan meselesi.